Zikir nedir, ne olmalıdır?

Tefekkür Saati - Ayşe Battal

Abone Ol

"Zikir" desem, bir çoğumuzun zihninde tesbih portresi canlanacak eminim.
Daha geçen akşam Nurten Abla'ya "zikir" dedim ve henüz cümlemi tamamlamadan, "Hemen tesbihimi alayım" dedi. "Dur" dedim, "Bi'sakin, gel hele önce anlatayım..."

"Zikir" kavramı Kur'an'da 292 ayette, 30 ayrı anlamda geçiyor. O ayetlerden biri şu: "Öyleyse siz beni zikredin ki, ben de sizi zikredeyim" (Bakara 152)
Okumaktan bıkmadığım, kalbimi şahlandıran, lezzetine doyum olmayan bir Ayet-i Kerime...
Şu aciz nefsimle ben Rabb'imi zikredeceğim ve Rabb'im de beni zikredecek!
Bu ne büyük bir vaad, ne ulu bir ikram...
Nasıl muhteşem bir lütuf Ya Rabbi!

Peki bu lütfu nasıl hakedeceğim?
Ben, zikrin ne olduğunu bilmezsem, Rabb'imi neye göre ve nasıl zikredeceğimi anlamazsam; Rabb'imden beni zikretmesini nasıl bekleyebilirim?

"Zikir" nedir, ne olmalıdır? Anlamaya çalışalım...
Kur'an'ın ilk talimatını bilmeyen yoktur; "İkra" (Alâk 1)
Kur'an'ın "okuma" dediği bu eylem; gören göz, telaffuz eden dil, tercüme eden bir akıl ve ona göre tavır alan bir kalple gerçekleşir.
Yani adı sadece okumak değildir İkra'nın...
Görerek, anlayarak, öğrenerek ve dile dökerek yapılınca ancak İkra'nın gerçek anlamına ulaşabiliriz.

İşte "zikir" kavramı da böyledir...
Önce kavrayacak, tanıyacak, öğrenecek ve kalbe işleyeceğiz...
Bir takım kimselerin evlerine kapanıp "Allah Allah" diye çektiği ya da binlerce kez belirli kelimeler söylemeyi anlatmıyor bu zikir...

Zikir, Kur'an'dır!
Zikir, Kur'an'ı yaşamaktır!
Zikir, Kur'an olmaktır!

Rabb'i; kimi zaman namazında zikredersin, kimi zaman ettiğin duayla...
Kimi zaman bir ayetle zikredersin, kimi zaten kalpten döktüğün beslemeyle...
Kimi zaman Allah'ı, Rasûlü'nü (s.a.v), kitabını anlatarak yaparsın bu zikri, kimi zaman takvanla şekil verirsin...
Ve kimi zaman Allah'a olan itaatkarlığınla gerçekleştirirsin bu zikri, kimi zaman da hakkı ve sabrı tavsiye ederken...

Bizler her işimizde Allah'ın rızasını gözetmiyorsak, istersek milyon tesbih çekelim inanın kıymeti yok!
Rabb'i Zülcelâl'i kalbinin tam ortasına yerleştirirsin, hayatının tam merkezine!
Yaşarsın Kur'an'ı...
İşte o zaman Allah'ı anmış, hatırlamış ve hatırlatmış olursun...
Zikir budur...
Sen Allah'ı zikredersen, Allah'ta vaadini gerçekleştirir ve seni zikreder...

Ne diyor Rabb'imiz kutsi bir hadiste;
"Sen bana yüreyerek gelirsen, ben sana koşarım." Bu, hazinelerine haznedar bulunmayan, ihsan ve hikmetlerinin muhasebesi olmayan, Allah'ın kuluna sunduğu coşkun bir nimetten başka bir şey değil...
Bu bir ikram, mübarek bir kerem...
Bunun şükrünü icra edebilmek için secdeye varmaktan başka ne gelir elden?