Ahmet AKÇAALAN'ın Köşe Yazısı

Bir gerçek var.

Sadece Türkiye değil, dünyanın en büyük toplumsal örgütlenmesi olarak rüştünü ispatladı Ak Parti.

Size bir rakam vereyim.

10 milyon 500 bin üye sayısına ulaştı.

Bunu orana vursanız tabanı yüzde 22’lerde demek.

Dünyanın başka bir yerinde böyle bir sivil toplum örgütü de yoktur. Son üç yıla kadar da Türkiye’nin en güçlü teşkilat yapısına sahipti.

Şimdi durum aynı mı, hiç öyle değil.

31 Mart seçimlerinde Ak Parti’nin teşkilatlarının nasıl zafiyet içerisinde olduğunu hem Kocaeli’nde hem de Türkiye genelinde gördük.

Hala toplayamıyorlar.

Her ilde köşe başını tutanlar var. Kendi adamları dışında teşkilatlarda görev aldırmıyorlar, bununla kalsa iyi kendi ekipleri dışında il başkanı dahi seçtirmiyorlar.

İşte Kocaeli’nde yaşanan tam da bu.

Görünenin dışında, perde arkasında cephe savaşları var. O olursa il yönetimine giremeyiz, şu olursa bizi yok sayar, diğeri olursa bu sefer bu aile Kocaeli’nin patronu olur savaşı var.

Farkında değiller,

Ankara’ya 5 değerli isim çağrılıp, bunlar olmadı demek hem o isimlere hem de Ak Parti Genel Merkezine zarar verdi. Ankara’ya ilk turda çağrılan Mehmet Ellibeş, Şahin Talus, Ali Korkmaz, Halit Çokan ve Berna Abiş için şuanda Kocaeli’nde konuşulan algı şu; “Reis hiç birini beğenmedi”

Öyle değil şöyle deyin durun; kamuoyunda ve teşkilatlarda böyle bir algı oluştu. Bu durum sizi rahatsız etmemiş olabilir ama zaten kırgınlar ordusu ile karşı karşıya gelen Ak Parti bu kentin beş değerli ismini daha kenara ittiğinin hala farkında değil.

Ak Parti kırıp döktüklerini artık umursamadığı için arkasına bakmadan il başkanlığı için yeni istişarelere başladı.

İkinci görüşmeler sonrasında Halil Vehbi Yenice, Mehmet Ali Okur, Mahmut Civelek, Abdullah Köktürk ve Zihni Yılmaz’ın olduğu konuşuluyor.

Altını çizerek vurgulamak istiyorum.

Bu işler Ak Parti’ye artı yazmıyor.

Olmayacak işler oluyor.

İlk turda bir isim seçilseydi.

Bir şekilde bu kadar derin tartışmalar olmayacaktı.

Ona nasip oldu denilecekti.

Şimdi ise öyle mi?

Eğer ikinci gruptan seçilse il başkanı;

-İlk Ankara’ya giden isimler büyük bir karizma çizikliyi ve kırgınlık yaşayacak.

-İlk beş aday ve destekleyicileri il başkanına entegre olamayacak. Aynı İzmit’te aday belirleme sürecinde yaşanan sıkıntı kopukluk yaşanacak.

-İkinci gruptan seçilecek il başkanı, birinci sürece siyasi kumpas kurdu, engelledi olarak yorumlanacak.

Hadi yeniden istişare yapıldı.

Olmadı ve diyelim ki yeniden birinci gruba dönüldü ve bir aday seçildi.

Bu sefer de;

-Aradık dolandık. İkinci defa denedik, elimizde ki bu algısı olacak.

-Ak Parti il başkanı bulamayacak hale geldi algısı şehre çökecek.

-Başkan adayı seçilse dahi bu olumsuz algıyı dağıtmaya çalışacak.

-Geç açıklanmasından dolayı ekipler ve taraflar arasında sürecin gerginleştiğinin farkında dahi değil Ak Parti…

İşte gereksiz yere bu sürecin içerisine Ak Parti’yi sokanların bunu bilerek yaptığını düşünüyorum.

10 yıl sonra sahneye çıkanlara inanmanın bedelini ödüyor bana göre Ak Parti…

Başında bin bir mesele olan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın teşkilatlara hakimiyet ve oto kontrolünün azalması normal.

Ancak neresinden bakarsanız bakın,

Bu il başkanlığı süreci aday belirleme süreci gibi Ak Parti’ye artı yazmadı….