Ahmet AKÇAALAN'ın Köşe Yazısı
Son dönem sanırım Türkiye genelinde en çok kullanılan kelime; ‘hain’
O hain, şu hain, bu hain aldı başını gidiyor.
Ticari olarak rakibi var, hain de kökten çözüm adam batsın.
Bir makama gelmek istiyor, makamdakine hain de makam senin olsun.
Hatırlayın sosyal medyada, popüler bir video vardı.
Röportaj yapan bir amcamız, kendisi gibi düşünmeyen kendisini eleştiren kadına arkasından “Hain. Çağırırım bak polisi” diye bağırmıştı.
O amca Türkiye’nin son dönem acı gerçeğidir.
Bir zihniyetin sembolüdür.
Senden değilse, aynı düşünmüyorsa haindir.
Ne yazık ki; polis olduk baskın yapıyoruz, savcı gibi suçluyor, hâkim olup kalem kırıyor insanlara tutukluyoruz.
İnanın biraz empati yapabilenler ne siyasetçiler, ne medya gibi düşünüyor bu hainlik konusunda…
Çok hassaslar, sadece huzur arıyorlar.
***
İşte bu son dönemin bana göre problemli sosyolojik durumu “hain” travması Ak Parti’ye de bulaşmış durumda…
Yeni parti kuracaklar zaten direk hain oluyor.
Yav kardeşim rahmetli Erbakan ile aynı düşünmeyin, milli görüşten ayrılarak yeni parti kuran Cumhurbaşkanı Erdoğan nasıl bana göre hain değilse, bugün Ak Parti’den çıkan yeni parti kuranlarda hain değildir.
Bu hain tartışması tepeden tabana inmiş durumda.
Evet, yanlış duymadınız.
Önceki gün Ak Parti İzmit siyasetinde çok eski tanıdığım ve benim gazeteciliğime güvenen iki isim ile gazetemizde kahve içtik. İzmit’i konuştuk. Bu iki isim bir defa Ak Parti’den ne iş beklediler, ne bir yakınını işe sokmuşlardı. Dertleri sadece Ak Parti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan oldu.
Yıllarca Ak Parti’de ilçe yöneticiyken belediyeye bir defa daha gitmediler. Çünkü dava kutsaldı. Kendi ikballeri için değil, millet için koşturdular. Bir defa talepleri olmadı.
31 Mart sonrası ise şok oldular.
İnandıkları, emek verdikleri davalarını birileri kullanmış, rant elde etmiş, yakınlarını işe sokmuştu. Mahalle başkanlarına dahi cevap verememişlerdi.
-Hakkımızı helal etmiyoruz. Fatma Hanım, o 29 kişiyi işten çıkartmalı
Bu cümleleri onay aldıktan sonra haberleştirdik.
İki isim benle mezara gider.
Ak Parti camiası gazeteciliğimize güvendiği için bir şok geçirdi.
Bense daha büyük şoku sonra yaşadım.
En az 200 kişi mesaj atmış yorum yazmış;
Hainmiş bu konuşanlar.
Yapmayın arkadaş, Ak Parti’yi böyle böyle bitiriyorsunuz.
Bizden olsun çamurdan olsun anlayışından vazgeçin.
Hain olmak yolsuzluğa, ranta ses çıkarmak mı? Hain olmak gece gündüz çalışıp, belediyeden bir talebi olmamak mı? Hain olmak mahalle başkanları, teşkilatın emeğini kullanarak kendini memur yapmamak mı?
Siz gerçek emekçileri, kenara iter adaletsiz şekilde kul hakkı alarak bir yerlere gelenleri savunursanız bu çürüme sizi bitirir.
10 yıl önce ki hali ile şimdi ki hali arasında milyonluk evler, milyonluk arabaları olanları eleştirenleri hain olarak görürseniz. Başınıza gelecek yıkımı göremezsiniz.
29 kişinin seçime aylar kala bir gün de memur olmasından sizlerin de rahatsız olması gerekmiyor mu?
Şimdi soruyorum kim hain?
Seçim dönemi teşkilatı beğenmeyen, kendisine ikinci SKM kurmasına rağmen gece gündüz, kapı kapı çalışan, ayakları şişen teşkilat mı?
Kapı arkasından Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaret eden, Ak Parti’ye yapmadığını bırakmayan medya ile İzmit seçimleri için gizli görüşme yaparak masaya oturanlar mı? Yaptıkları usulsüzlük, rant adaletsizlik ile seçimi kaybettirenler mi?
Unutmayın…
Ak Parti’nin düşeceği en büyük hata “Ben daha çok Ak Partiliyim, daha çok Reisçiyim” mikrobudur.
Bu birilerinin dışa itmeye sebep olur.
O yüzden doğru söyleyeni hain diyerek kovarsanız.
Kendisine yeni bir köy bulur benden demesi…