Ahmet AKÇAALAN'ın Köşe Yazısı

İçerde tartışırız,

Birbirimizi eleştirebiliriz.

Yeri geldiğinde kavga ederiz,

Ama bizim ortak bir derdimiz var; Türkiye

Son yıllarda ne yazık ki uluslararası alanda kasıtlı olarak yalnızlaştırılmaya çalışılıyoruz. Sınırlarında kendi kararını verebilen bir Türkiye olsun istenmiyor. Yaptırımlar, uyarılar ile ülkemize çember oluşturulmaya çalışılıyor.

Başta Barış Pınarı Hareketi sonrası Türkiye’ye yönelik algı oluşturulmaya çalışıldı. ABD ve Fransa ardı ardına Türkiye aleyhinde kararlar alıyor.

İşte tam böyle bir dönemde Strasbourg'daki Avrupa Konseyi 37. Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi'nde Türkiye'yi temsilen Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın, resmen Avrupa’ya iki yüzlüsünüz diye haykırdı.

O konuştukça siyaset üstü herkes gururlandı.

Tahir Büyükakın, sözleri ile hazırlanan raporu yerin dibine soktu.

Ne vardı o raporda?

AB tarafından hazırlanan raporda Türkiye’nin güvensiz olduğunu, keyfi görevden almaların yapıldığı ve medya özgürlüğünün olmadığı raporlar okundu.

Büyükakın rapora şu cümlelerle tepki gösterdi;

"Öncelikle sizlere bir soru sormak istiyorum düşünmeniz ve Türkiye'de güney Doğu'daki durumu anlamanız için. Avrupa'nın herhangi bir ülkesinde seçilmiş bir belediye başkanı DEAŞ'tan herhangi bir terör örgütü mensubu ile irtibatta olsaydı, ona yardımda bulunsaydı, onunla ilişkisi olsaydı, mahkemeleriniz ya da kamusal organlarınız buna ilişkin delillere sahip olsaydı siz bu belediye başkanının devam etmesine göz yumar mıydınız? Görevden alınan belediye başkanları idarenin keyfi uygulamaları ile görevden alınmış değildir. Haklarında ciddi terörle iltisaklı, irtibatlı olduklarına dair deliller vardır ve devam etmekte olan davaları vardır. Bunun da özellikle bilinmesini istiyorum"

DİYARBAKIR'DAKİ ANNELERİ DİNLEMEYE DAVET ETTİ

Bu sözleri salondan büyük alkış alan Büyükakın, Avrupa Konseyi izleme komitesine Diyarbakır'da çocuklarını isteyen anneleri dinlemelerini önererek konuşmasına şöyle devam etti:

"Yine heyet, Diyarbakır'a bir izleme komitesi yollamak isterse orada adını vermeden belirtmek istediğim bir parti var, o partinin binası önünde duran anneleri dinlemek isterse, o Kürt anneler, o partinin önünde nöbet tutuyor. 'Bizim çocuklarımızı PKK terör örgütünden bize geri verin' diyorlar. O anneleri de bizim heyetimizin dinlemesini istiyorum. Bu izleme komitesini biz Türkiye olarak davet ettik zaten. Gizlediğimiz hiçbir şey yoktu. İzleme komitesinin seçimlerdeki değerlendirmesiyle Suriye arasında nasıl bir alaka kuruyorlar ve Türkiye söz konusu olduğunda neden tüm meseleleri masanın üzerine çıkarıyorlar. Acaba jeopolitik başka kaygıları mı var?"

RAPORTÖR TARAFSIZLIĞINI KAYBETTİ

 Son olarak raporu reddettiklerini söyleyen Büyükakın, "Aynı zamanda medyanın hangi unsurlarının bahsettiği şekilde tehdit altında olduğunu da raporda görmek isterdik. Biz raporun adil ve dengeli bir şekilde yazılmadığını, sadece muhalif bir gözle yazıldığını ve raportörün objektifliğini kaybettiğini düşünüyoruz ve raporu reddediyoruz"