Ahmet AKÇAALAN'ın Köşe Yazısı

Rezalet,

Ayıp,

Terbiyesizlik…

Evet kızgın ve öfkeliyim.

Bugün Kocaeli’nde bir meslektaşıma saygısızlık yapıldı.

Aslında bu saygısızlık tüm Kocaeli yerel basınına yapıldı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ilimize geldi.

İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet’i ziyaret etti.

Önceden planlanan bir görüşmemden dolayı katılamadım.

Belediye meclis salonunda gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Naif bildiğim,

Üç defa görüşmemde hoşgörüsü ile aklımda kalan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun bir gazeteciye verdiği cevabı şaşkınlıkla izledim.

Meslektaşım DHA Muhabiri Dinçer Akbir, çok güzel bir soru sordu. Bu soru Türkiye’nin gündemi olan, insanların merak ettiği bir soruydu;

-Sayın Genel Başkanım, İzmir Milletvekili Mehmet Ali Çelebi ve Karabük Milletvekili Hüseyin Avni Aksoy’un mektup yayınladığı ve partiden ayrıldığı konuşuluyor. Bununla ilgili ne söyleyeceksiniz?

Meslektaşım TV 41’den Orhan İmamoğlu soruyor;

-Muharrem İnce 1 Mart itibari ile yeni parti kuracağını söyledi ve ayrılma mesajı verdi bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Ne var bu sorularda?

Bu soruların neresinde yandaşlık?

Havuz medyası ile ne alakası var?

Soruların üzerine İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet araya giriyor ve basını ikaz ediyor. Sayın Hürriyet neden gazetecileri manipüle ve yönlendirmeye çalışıyorsunuz? Bu resmen otokontrol ve sansürdür. Size hiç yakışmadı? Bu mu basın özgürlüğü? CHP kendi yandaş medyasını kursun rahat rahat istediğiniz soruları sorsun.

Ve sonra CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu diyor ki;

“Sayın Başkan, havuz medyasının gündemi farklı, diğer özgür medyanın gündemi farklı”

Bu ne demek?

Nasıl çirkin bir ifadedir…

Ak Parti’ye Deva ve Gelecek Partilerini nasıl soruyorsak,

Ak Partiye Ali Babacan’ı, Ahmet Davutoğlu’nu Nihat Ergün’ü nasıl soruyorsak,

CHP’ye Muharrem İnce ve partiye tepki gösteren milletvekillerini sormak o kadar gazeteciliktir.

Bugün görüyorum ki yandaşlığın Ak Partisi, CHP’si yok…

Ak Parti'ye Deva ve Gelecek Partisi'ne geçenleri sorduğumuzda gazeteci olarak ne oluyoruz, muhalif mi?

Görüyorum ki sizin basın özgürlüğü talebimiz ancak size dokunmadığı sürece geçerli.

Yerel medya ile gerildiği günlerde CHP Kocaeli İl Başkanı Harun Yıldızlı’ya verdiği mücadele ve duruşta destek yazısı yazan bir kişi olarak iki meslektaşımdan özür bekliyorum.

Kocaeli yerel basınına yönelik bu itham için aynı şekilde İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet’ten özür bekliyorum.

Ak Parti’ye onu sorma, CHP’ye onu sorma, MHP’de bu konuya girme…

Var mı başka isteğiniz…

Tek kelime bu basın toplantısı benim nezdimde CHP’nin iktidar olduğunda basına karşı tutumunun somut göstergesi olmuştur.

Neden bunları yazdım?

Çünkü iki soruyu soran meslektaşımın da Ak Parti ile uzaktan yakından alakaları yoktur.

Ne yandaş, ne kandaştırlar.

Mesleğim adına çok üzücü…

Batsın sizin basın özgürlüğü anlayışınız…

Yeni bir siyaset anlayışı, herkesi kucaklayan siyaset anlayışı bu mu Sayın Kılıçdaroğlu?