Niyazi Cebeci'nin Köşe Yazısı
İnsanlar ne ara bu kadar değişti?
Bu nasıl bir hızlı savrulma?
İnsanlar, hırsları uğruna, kendilerinden başka kimseyi düşünmez oldu.
Korkarım her şey daha da kötüye gidiyor.
Paylaşımlar, hâl hatır sormalar, gittikçe kayboluyor.
Bir yandan geçim derdi ile boğuşan insanlar...
Bir yandan da obez güç doyumsuzluğu
Toplumun çoğunluğu huzursuz ve mutsuz.
Egoizm tavan yapmış!
Bu hale nasıl geldik?
Bir düşünelim isterseniz...
Televizyonun, siyah beyaz yayın yaptığı yıllara gidelim.
İlk dizi olarak, Dallas ile başladık.
Ceyar ve Bobby young kardeşlerin kavgalarını izlemeye başladık.
Yalan rüzgarı dizisi ile, aileler arasında huzursuzluğun temelini attık.
Emret komutanım dizisi ile, ordumuzun disiplinini, ciddiyetini mizansen hale getirmeye çalıştılar.
Hayat bilgisi dizisi ile, eğitimin saygınlığını küçük düşürdüler.
Kiralık aşk dizisi ile, sevdaya ihanet etmeyi öğrettiler.
Evlenme programları ile, kutsal olan aile yapımızı yerle yeksan ettiler.
Muhteşem yüzyıl dizisi ile, tarihimizin gerçekleri talihsiz bir şekilde senaryo edildi.
Yemeklerde önceleri barış olurdu.
Yemek programlarında şimdi kavga etmeyi öğrendik.
Demek ki neymiş?
Toplumun çoğunluğu bu gibi dizilerden etkilendiği aşikar. O ZAMAN NE YAPMALI!
İnsanlar birbirini anlamaya çalışmalı.
Kendi öz kültürümüzün gereği gibi yaşamalıyız.
Sevgi ve saygı,adalet esas alınmalı.
Birbirimize karşı sabırlı olmalıyız, eleştiri yapılırken yapıcı olmaya gayret göstermeliyiz.
Kibir ve bencillik insani davranış değildir.
Toplumun en büyük rahatsızlığı neme lazımcılık çıkmazı ve duyarsızlıktır.
İnsan hata yapabilir.
Birbirimizin hatasını, dedikodusunu yapmak yerine, hatadan dönülmesi için, olumlu yaklaşım daha yapıcı ve güzeldir.
Eskiden neydi?
Görgü kurallarımız vardı.
Ayakta bir şeyler yiyilip, içilmezdi.
Şimdi hiç fark etmiyor.
Dengesiz beslenmeler, obez bedenler...
Bir yerden emanet eşya alınsa, geciktirilmez işi bitince sahibine lazım olur diye iade edilirdi.
Malı ucuz alacağım diye, mala kusur bulunmazdı.
Pazarlık yapılırken, mal kötülenmezdi.
İnsanlar birbirini güvenle sever, sayardı.
Bir konuyu konuşurken ciddiyet ve davranışlarda olgunluk vardı.
Şimdi az bir şey de birbirimize tahammülümüz yok!
Konuşurken başkasının lafı kesilmez, konuşan kişide konuşmasını uzun tutmazdı.
Komşuluk ve akrabalık ilişkilerimiz daha güzeldi.
Alış veriş şekillerimiz bile çok değişti.
Marketlerde barkod okutarak, alış veriş yapıyoruz.
Kasiyere ödeme yapılıyor ama kimse Allah bereket versin demiyor.
Galiba bereketimizde kaçtı.
zor bir süreçten geçiyoruz.
Netice olarak inşallah bu zorlukları aşarız.
Biraz empati yapalım.
Mutlaka değerlerimize sahip çıkalım.
Öz kültürümüze, fabrika ayarlarına geri dönelim.
Esen kalın, sevgiyle kalın.