Ahmet AKÇAALAN'ın Köşe Yazısı

Uzun yıllardır bu kentte bir mücadele içerisindeyiz.

Eksiklerimiz mutlaka olmuştur, kırmızı çizgimiz ise kimsenin ahının üzerimizde kalmamasıdır. Bu yüzden her haberde didik didik tüm detayları inceliyoruz.

Bu kısmı yazmamın nedeni bizim sorumluluklarımız olduğu kadar, bu kenti yönetenlerin de aynı şekilde sorumlulukları var.

Ak Parti ile bir yerlere gelip kentin kaymağını yiyenler hep kendilerine ayna tutacak, Ak Parti’ye zarar gelmesini engelleyecek isimleri dışladılar, üzerlerine oynadılar, operasyona maruz bıraktılar.

Bu Ak Parti içerisinde ki AKP’liler doymadılar, doyamadılar,

Ne Ak Parti ne bu sanayi kenti gözlerini doyuramadı…

Şimdi ise Kocaeli’nde bazı dengeler değişiyor,

Şehirde Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın isminden sonra adalet ve yolsuzluğa karşı mücadele havası var.

Tahir Büyükakın bu beklentiyi çok iyi görmeli ve belediye içerisinde daha kılcal, daha derin mücadele etmeli…

Şahsen ben geçenlerde bir yazı yazmıştım. Büyükakın’ı kutladım. Yanlış yapan meclis üyesi ile birebir ilgileneceğini ifade etti. Ak Parti İzmit Belediyesi Meclis Üyesi Mehmet Çetin yanlış yaptı. Seçimden sonra kendi kızını torpille işe aldırdı. Hala Mehmet Çetin istifa etmedi. Büyükakın’ın samimi olması gerekiyor, gerekeni yapmasını bekliyorum.

İşte Kocaeli’nde yaşanan bu değişimi özellikle Ak Parti içerisinde birileri Abiş ailesi Kocaeli’nin patronu olmaya çalışıyor şeklinde algı oluşturuyor.  Peki gerçek öyle mi? Yolsuzlukla mücadele, adil bir yerel yönetimin nesi kötü?. Keşke bu değişimler benim üzerime yıkılsa demiyor musunuz?

Ama bununla kalmıyor işte…

Koltukları makamları kaybedenler dillendiriyor.

Burhan Abiş, Kocaeli’yi dizayn ediyor, gücünü Tahir Büyükakın’dan alıyor diyorlar.

Peki öyle mi?

Önceki gün Burhan Abiş ile 2 buçuk saat sohbet ettik.

Nasıl geçti bilemedim.

Ak Parti’nin genlerini biliyor desem abartmış olmam. Partinin nasıl kurulduğunu, neler yaşadıklarını dinledim. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile geçmişini anlattı.

Peki ne yalan ne gerçek tek tek anlatayım.

*Bazı Ak Partililerin dediği gibi “ Cumhurbaşkanı Erdoğan tesadüfen saat hediye etti, anlık gönlünü aldı” dedikleri gibi değil. Yıllara dayanan sadece siyasi dostluk değil aile içerisinde dostlukları var. Sürekli iletişim halindeler…

*Diyorlar ya Büyükakın’dan güç alıyor. Tamamen yalan. Tahir Hocam yanlış anlamasın ama herhangi bir makamdan güç beklentileri yok. Tam tersi makama güç verecek bir noktadalar.

*Bütün ihaleler ondan soruluyor, ihale peşinde olduğu dedikoduları tamamen yalan. Bu kadar siyasi bağa rağmen, 2001’den bu yana nasıl bir durumda olduklarını gördüm.  Bir de son dönem AKP’lilere bakınca neden Abiş ailesine tepkililer daha iyi anladım.

*Belediyeye müdahil Tahir Büyükakın’ı yönlendiriyor diyorlar bu kısım büyük yalan. Seçim sonrası bir defa sadece telefonla görüşmüşler. Belediyeye asla gitmemişler. İlginç yanı mı ne? Kendi soy ismini taşıyan akrabalarının da önünü kaç defa kesmiş Burhan Abiş.

*İl yönetimine müdahil diyorlar. Listeden haberi yok. Doğru olan Mehmet Ellibeş’e gerçekten değer veriyor. Seviyor, başarılı olmasını istiyor.

*Kocaeli’ye patron olma derdinde diyorlar. Tam tersi böyle bir hedefleri yok. Ancak Kızılcahamam kampına davet edilecek kadar Cumhurbaşkanı Erdoğan ona güveniyor ve fikirlerinden faydalanmak istiyor.

*Doğru olan telefonları susmuyor. Sürekli birileri gelip gidiyor. Yanlış olan ise hiç kimsenin ayağını kaydırmak, önlerini kesmek gibi dertleri yok.

*Doğru olan Büyükakın’a çok güveniyor ve inanıyor. Sanki kendisine emanet gibi. Yanlış olan bir defa daha onun işine karışmıyor.

*Yanlış olan para ile derdi yok. Şu sıralar büyük derdi İstanbul. İstanbul’u sıkı takip ediyor.

*Kısır kulisleri konuşmaktan çok manevi, dini konuları konuşmayı seviyor.

*En önemlisi kenarda sanıyorsunuz. Şehirde yok gibi düşünüyorsunuz oysa bütün ilçelerden tüm detayına kadar bilgisi var. Sanki Cumhurbaşkanı arayıp soracak gibi hazır.

Bunlar benim gözlemlerim, sohbetimizden geriye kalan…

Sözleştik ara ara çayını içmeye gideceğim.

Değinmeden edemeyeceğim.

Burhan Abiş ile görüşmeden kapıda ismini yazmayacağım bir Abiş ferdi ile daha tanışmak nasip oldu.

Bu kişi dobraydı.

Benim gazeteciliğime karşı, yerel yönetimlere karşı, Büyükakın’a karşı…

İçimden şu geçti…

Şimdi bu kişi bana göre mutlaka devlet nezdinde, yerel yönetimlerde değerlendirilmeli. Onun aklının ucundan geçmez…

Ama soy ismi Abiş olduğu için derler de derler.

Bazen 12 yaşından beri siyasetin kahrını çekersiniz, hep karşınıza bir şeyler yük olarak gelir, oysa siz en tecrübeli yerde yetişmişsinizdir.

Bunu neden yazdım.

Son dönem herkesin kapısını çaldığı, yakın olmak istediği Abiş ailesi içerisinde aynı soy isimi taşımak nasıl bir sorumluluk nasıl bir yük bilin istedim…