Teknolojinin hayatın her alanına hızla nüfuz etmesiyle birlikte çocukların ekran karşısında geçirdiği süre de giderek artıyor. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi bünyesindeki Lokomotif Çocuk Köyü’nde görev yapan Psikolog Büşra Karataş, bu artışın çocukların ruhsal ve fiziksel gelişimini olumsuz etkileyebileceği konusunda aileleri uyardı. Karataş’a göre çözüm, ekranı tamamen hayatlarından çıkarmak değil; çocuklara sağlıklı alışkanlıklar kazandırarak teknolojiyle doğru bir ilişki kurmalarını sağlamak. Bu süreçte en büyük rolse, şüphesiz anne babalara düşüyor.
Ekran Bağımlılığı Fiziksel ve Ruhsal Sorunlara Yol Açıyor
Psikolog Büşra Karataş, ekran bağımlılığının yalnızca bir alışkanlık değil, zamanla çocuğun gelişimini olumsuz etkileyen ciddi bir sorun haline geldiğini söylüyor. Tablet, telefon ve televizyon gibi cihazların kontrolsüz kullanımı sonucunda çocuklarda dikkat dağınıklığı, uyku bozuklukları, öfke problemleri ve dil gelişiminde gecikme gibi belirtiler görülebiliyor. Ayrıca bu durumun çocukların hem sosyal becerilerini hem de akademik başarılarını olumsuz etkileyebileceğini vurguluyor. Karataş’a göre erken yaşta edinilen bu alışkanlıkların, ilerleyen dönemlerde çok daha büyük sorunlara dönüşmesi kaçınılmaz hale gelebiliyor.
Ekranı Yasaklamak Değil, Doğru Kullanımı Öğretmek Gerek
Ebeveynlerin ilk refleksi çoğu zaman ekranı tamamen yasaklamak oluyor. Ancak Karataş, bu yöntemin uzun vadede etkili olmadığını, aksine çocuklarda daha fazla ilgi ve merak uyandırabileceğini belirtiyor. Bunun yerine çocuklara günlük rutin kazandırmak ve belirli sınırlar çerçevesinde teknoloji kullanmayı öğretmek gerekiyor. “Cihazlar görünür alanlarda olsun, gece belirli bir saatte topluca bırakılması gibi aile içi kurallar konulsun” diyen Karataş, ekran kullanımını yönetilebilir hale getirmenin önemine dikkat çekiyor. Bu rutinler sayesinde çocuklar hem teknolojiyi kontrollü kullanmayı öğreniyor hem de bağımlılık riski azaltılıyor.
Ebeveynler Rol Model Olmalı
Karataş’ın altını çizdiği en önemli noktalardan biri de ebeveyn tutumları. Çocuklar, ekran alışkanlıklarını büyük ölçüde anne ve babalarından öğreniyor. Dolayısıyla ebeveynlerin kendi ekran kullanımını da gözden geçirmesi gerekiyor. “Sürekli telefonu elinden düşürmeyen bir ebeveynin çocuğundan kitap okumasını beklemek gerçekçi değil” diyen Karataş, aile bireylerinin özellikle yemek saatleri, uyku öncesi gibi zamanlarda ekranlardan uzak durması gerektiğini vurguluyor. Bu davranış biçimi, çocuklarda sınır koyma bilincinin gelişmesine katkı sağlıyor.
Teknolojiyi Faydalı Hale Getirmek Mümkün
Ekranı tamamen hayat dışına itmek yerine, çocuklara teknolojiyi doğru ve faydalı biçimde kullanmayı öğretmek çok daha etkili bir yöntem. Karataş, ebeveynlerin çocuklarıyla birlikte dijital içerik üretmesi ya da online işlemlere onları dahil etmesi gerektiğini ifade ediyor. Örneğin, bir online alışveriş sürecine çocuğu dahil etmek, hem birlikte vakit geçirmeyi hem de teknolojinin sadece eğlence aracı olmadığını gösterebilir. Böylece çocuklar, ekranı yalnızca oyun veya video aracı değil; bilgiye ulaşmak, öğrenmek ve üretmek için de kullanabileceklerini öğrenir.




