Genel Haberler

Diyanet'ten Bu Hafta Aile Vurgulu Hutbe

Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından 2 Mayıs 2025 Cuma günü Türkiye genelindeki camilerde okutulacak hutbede, zinanın bireysel ve toplumsal yıkımına dikkat çekilecek. Hutbede, aile yapısını tehdit eden ilişkiler ve dijital mecralardaki ahlaki yozlaşma sert bir dille eleştirilecek.

Abone Ol

CUMA HUTBESİNİN KONUSU: ZİNA

Diyanet İşleri Başkanlığı, 2 Mayıs 2025 tarihli Cuma hutbesinin konusunu “Nefsi ve Nesli İfsat Eden Büyük Günah: Zina” olarak belirledi. Hutbe, ülke genelindeki camilerde milyonlarca vatandaşa okutulacak. Cuma günü cemaatle buluşacak metinde, zinanın yalnızca bireysel bir suç değil, aynı zamanda aile kurumuna ve toplumun manevi değerlerine yönelmiş büyük bir tehdit olduğu vurgulanacak.

AİLE YAPISINA AÇIK BİR SALDIRI

Hutbede, İslam’ın en büyük günahlarından biri olarak nitelendirilen zinanın; yuvaların dağılmasına, gençlerin umutlarının sönmesine ve toplumun ahlaki dengesinin bozulmasına sebep olduğu ifade edilecek. "Zina; iffet, haya ve sadakat gibi kavramları örseleyen bir hayâsızlıktır" denilecek.

ZİNAYA GÖTÜREN HER YOL HARAM

Zinanın yanı sıra, zinaya götüren bütün yolların da İslam’da haram kılındığı vurgulanacak. Gerçek yaşamda ya da dijital dünyada kişiyi zinaya sürükleyen her türlü içerik, görüntü, kıyafet ve tutumun da dinen yasak olduğu ifade edilecek. Tesettüre uymayan giyim tarzları, mahremiyet sınırlarını aşan ilişkiler, ev arkadaşlığı adı altında kurulan gayrimeşru birliktelikler, flört kültürü ve "kaçamak" gibi kavramlar da hutbede eleştirilecek.

MEDYAYA VE SOSYAL AĞLARA TEPKİ

Hutbede ayrıca, televizyon programları, diziler, filmler ve sosyal medya içeriklerinde zinanın alenen işlendiği ve bunun zamanla toplumda normalleştiği ifade edilecek. Reyting uğruna çirkin ilişkilerin ekranlara taşınmasının ahlaki çöküşe zemin hazırladığı belirtilecek.

ZİNAYA KARŞI KORUMA: EVLİLİK

Cuma hutbesinde, zinaya karşı en etkili çözümün meşru evlilik olduğu vurgulanacak. Hz. Muhammed’in (s.a.s.), “Evlilik, gözü haramdan korur, iffeti muhafaza eder” hadisi hatırlatılarak, gençlerin evliliğe teşvik edilmesi gerektiği ifade edilecek. Evliliklerin önünün açılması ve zorlaştırılmaması çağrısı da hutbenin dikkat çeken bölümlerinden biri olacak.

“MAHREMİ OLMAYANLA YALNIZ KALMAYIN” UYARISI

Hutbenin sonunda ise Peygamber Efendimiz’in (s.a.s.) şu uyarısına yer verilecek: “Hiçbir erkek, mahremi olmayan bir kadınla yalnız başına kalmasın; zira yanlarında üçüncü kişi şeytan olur.” Bu uyarının, toplumun tüm bireyleri için geçerli bir ahlaki ilke olduğu vurgulanacak.

İŞTE CUMA HUTBESİNİN TAMAMI

Muhterem Müslümanlar!

Yüce dinimiz İslam’ın haram kıldığı büyük günahlardan biri de nefsi ve nesli ifsat eden zinadır. Zina; dinen ve hukuken geçerli bir nikâh bağı olmayan erkek ve kadın arasındaki birlikteliktir. Zina; aile kurumuna yapılan en büyük saldırıdır. Yuvaların dağılmasına sebep olan, gençlerin umutlarını karartan, hayallerini yıkan apaçık bir hayâsızlıktır. Zina; toplumun ahlaki değerlerini kökünden sarsan, maddi ve manevi birçok hastalığın yaygınlaşmasına zemin hazırlayan çirkin bir davranıştır.

Aziz Müminler!

İslam, sadece zinayı değil; zinaya götüren bütün yolları da haram kılar. Nitekim Yüce Rabbimiz, “Zinaya yaklaşmayın. Çünkü o, hayâsızlıktır, çok kötü ve çirkin bir yoldur.” buyurmaktadır. Dolayısıyla ister gerçek hayatta, ister sanal âlemde, isterse yazılı ve görsel medyada kişiyi zinaya götüren söz, tutum ve davranışların tamamı haramdır. Allah’ın insana bir emanet olarak verdiği bedenin teşhir edilmesi, tesettüre uygun olmayan elbiselerin giyilmesi haramdır. Aralarında dinen evlenme engeli olmayan bir erkek ve bir kadının baş başa kalması ya da ev arkadaşlığı adı altında bir arada bulunması haramdır.

‘Flört, dost hayatı, arkadaşlık, kaçamak, aldatma’ gibi kavramlarla bu büyük günah asla masum gösterilemez. ‘Gönül ilişkisi, yasak aşk, gençlik hevesi, düzeyli birliktelik’ gibi sözlerle zinayı meşrulaştırmak, harama giden yola kapı aralamaktır. ‘Çapkınlık’ denilerek övünülen şey, esasında bir zinakârlıktır, insanın namusuna göz dikmektir, haramdır. Hele hele özgürlük adıyla bütün dünyaya dayatılmaya çalışılan ve Lût (a.s)’ın kavmini helake sürükleyen eşcinsellik ise Allah’ın lanetlediği bir sapkınlıktır, haramdır, büyük bir günahtır.

Kıymetli Müslümanlar!

Akıllı telefonlar, dijital araçlar ve medya aracılığıyla evlerimize ve ceplerimize kadar giren gayr-i meşru görüntüler, zinaya giden yolları kolaylaştırmaktadır. İslami ve insani değerleri hiçe sayan müstehcen reklamlar, sanat adı altında yapılan gayr-i ahlaki tiyatro, sinema ve dizi filmler, zinayı meşru göstermeye çalışmaktadır. Dijital mecralarda yaygınlaşan, evlilik müessesesini istismar eden sohbet ve evlilik siteleri, gençleri evlilikten uzaklaştırmakta, zinaya sürüklemektedir. Dostluk ve dertleşme gibi düşüncelerle başlayan kadın erkek arkadaşlıkları kişileri, zina batağına çekmektedir. Hâsılı, göz, harama baka baka; kulak, günahı dinleye dinleye; dil, kötülüğü konuşa konuşa zinaya alışmakta, sonrasında bu çirkin fiili işlemek sıradan hale gelmektedir.

Değerli Müminler!

Kötülüğün işlenmesi kadar onun yaygınlaşmasına zemin hazırlamak da büyük bir günah, ağır bir vebaldir. Cenâb-ı Hak, Kur’an-ı Kerim’de, “Müminler arasında ahlâksızlığın yaygınlaşmasını isteyenlere dünyada ve ahirette can yakıcı bir azap vardır...” buyurarak bu hususa dikkatlerimizi çekmektedir. Bu sebepledir ki, insan onurunu ayaklar altına alan zinanın ve ona götüren yolların magazin programlarına malzeme olması asla kabul edilemez. Çok nadir görülen çirkin bir hadisenin, çarpık bir ilişkinin, bazı gündüz kuşağı programlarında, sinema ve dizilerde reyting uğruna haftalarca gündemde tutulması, toplumun dini ve ahlaki değerlerini hiçe sayan büyük bir sorumsuzluktur. Aile birliğine zarar veren zinayı işleyenlerle, bunların yaptığı kötülükleri ekranlara taşıyan ya da sosyal medyada paylaşanlar aynı günahın ortaklarıdır.

Aziz Müslümanlar!

Zinanın panzehri evliliktir. Meşru bir evlilik, insanın bütün kötülüklerden sığınabileceği güçlü bir siper, muhkem bir kaledir. Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in ifadesiyle evlilik; gözü haramdan korur, iffeti muhafaza eder.[3] O halde, gençlerimizi evliliğe teşvik edelim. Dinen ve hukuken evlilik çağına ulaştıklarında onların evlenmelerine yardımcı olalım. Evlilikleri zorlaştırmayalım. Aile kurumumuzu tehdit eden her türlü hayâsızlığı ve çirkinliği ortadan kaldırmak için, bireysel, toplumsal ve kurumsal sorumluluklarımızı ihmal etmeyelim. Başta medya sektörü olmak üzere her birimiz; değerlerimizi hiçe sayan programlar yerine, helal haram hassasiyeti olan, iffet ve hayâ sahibi güzel aile örneklerini daha fazla ekranlara, sosyal medyaya ve dijital mecralara taşıyalım.

Sözümün sonu Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in şu uyarısı olsun: “...Hiçbir erkek, mahremi olmayan bir kadınla yalnız başına kalmasın; zira yanlarındaki üçüncü kişi şeytan olur...”