Geçtiğimiz yıl 19 Şubat’ta İzmit Cedit Mahallesi’ndeki Ses Kocaeli Gazetesi’ndeki ofisinde silahla öldürülen Güngör Arslan’ın cinayet durulmasına bugün devam edildi. Dosya kapsamında aralarında Ersin Kurt’un da bulunduğu 6’sı tutuklu toplam 14 sanığın yargılanması bugün Kandıra F Tipi Cezaevi içerisinde yer alan mahkeme salonunda yapıldı.
GÜNGÖR ARSLAN KATLEDİLDİ
Davaya katılan ve eşinin katledildiğini belirten Suna Arslan, "Ben bugüne kadar sürekli dinledim ve her zaman adalete güveniyorum dedim. Bir takım adaletsizlikler bizlerde soru işareti bıraktı. Güngör Arslan, 35 yıllık meslek hayatında asla ve asla bu kente ihanet edecek habere imza atmadı. Bugüne kadar 7-8 senedir bizlere yaşatılanlar siyaset eksenlidir. 11 aydır yeteri kadar yıpratıldık. Yıllar önce başlayan ve FETÖ iddiasıyla ilgili açılan davada dijital materyallerde FETÖ izine rastlanılamadı ama davalar sürekli ertelendi. Çünkü onun suçsuzluğunu ertelemek istediler. Güngör Arslan’ı katlettiler, bu kentin sarmalındaki insanların ortak kararı ile oldu. Özellikle cumhurbaşkanımız adını kullanarak yapılan hak mahrumiyetini yaşadık.
ADALET İSTİYORUM
Emir komuta zinciri ile yaşatılan bir acı bu bize. Biz her acımızda yeniden ayağa kalktık. Sinan Ateş olayı da bizim cinayetimizle aynı. Katil ve sanıklar organize bir çetenin elemanları. Ersin Kurt bu işi tek başına planlamadı, biz bunu geçmişte yaşadıklarımızdan biliyoruz. Bu cinayeti kapatmak için her yol denendi. Bu cinayet planlanmış ve öldürme kastı ile yapılmıştır. Bu insan FETÖcüyü, kaçakçıları, uyuşturucu satıcılarını yazdı. Bu kenti idare edenler, siyasi ve mafyayla bu cinayet işlendi. Aslında herkesin tek istediği bir şey var o da Ersin Kurt'u kurtarmak. Lütfen sizden ricam siyaseti adalete müdahale ettirmeyin. Tüm sanıkların gereki cezaları almasını istiyorum, biz yandık başkaları yanmasın. Adalet istiyoruz."
BENİM BOYNUMU EĞDİRTMEYİN
Davada söz alan Güngör Arslan’ın kızı Nazlıcan Arslan, "Bugün ben karşınıza avukat cübbesiyle değil, bir kızı çocuğu olarak karşınızdayım. Ben bir kız çocuğu olarak babamın öldürülmesini 50 kere izledim. Bugüne kadar bir kere bile dizlerinin önüne çökmeyen Güngör Arslan'ın namussum dediği gazetenin önünde dizlerinin üzerine çöktüğüne şahit oldum. Benim sizden bugün tek talebim beni babamı mezarında rahatsız ettirmeyin, bana boynumu eğdirtmeyin" dedi.
HATA YAPMIŞ OLABİLİRİM
Mahkemede önce tutuksuz yargılanan sanıkların son savunmalarına geçildi. Tutuksuz sanık Erdal Yıldırım, "Dosyada yer alan kadına tehdit şeklinde hitapta bulunmadım. Evet hata yapmış olabilirim ama asla tehdit etmedim. Kendisini daha önce de görmedim. Paniklediğim hal vardı, polisler sürekli gelip gidiyordu. Kardeşimin teslim olması için elimden geleni de yaptım. Böyle bir dosyada olmaktan utanç duyuyorum. Ersin Kurt’u tanımıyorum, ben kardeşimi arıyordum. Alakasız bir şekilde bu dosyada yer aldım. Kardeşim hata yapmış olabilir, adaletinize sığınıyorum beraatimi talep ediyorum" diye konuştu.
BERAATLERİNİ TALEP ETTİLER
Eski savunmalarını tekrar eden tutuksuz yargılanan sanık Özgür Taşkıran, "Tek yaptığım devletin kolluk güçlerine yardım etmektir. Başka da diyeceğim bir şey yok" dedi. Diğer tutuksuz yargılanan Yadigar Başyurt, "Tuğba'ya baskı yapılmadı. Beni kimse yönlendirmedi, kadının bende numarası bile yoktur" dedi. Tutuksuz yargılanan Can Yılmaz, "Arkadaşım benden araba istedi vermedim. Bende onu Derince'ye bıraktım. Hiç bir suçum günahım yokken 7 ay cezaevinde kaldım. Allak bullak oldum, beraatimi talep ediyorum" dedi.
KEŞKE BÖYLE BİR OLAY OLMASAYDI
Cinayetin azmettiricisi olduğu öne sürülen tutuklu sanık Burhan Polat, "Sürekli haberlerin altına yazılan yorumlar nedeniyle bana çevremden baskı yapıldı. Bana da o dönem Tuğba olayını anlatmışlardı. O kişiyi araştırdık bulduk. Aslında bizim yapmak istediğimiz haber yaptırıp yorum yapacaktık ve malına zarar verecektik. Aslında yapmak istediğimiz buydu. Ama o gğn tesadüfen Ferhat ve Hasan ile tesadüfen denk geldik. Bir can gitti, olay nasıl bu noktaya geldi anlamadım. Keşke bu olay böyle olmasaydı" dedi. Diğer tutuklu sanık Hasan Emre Çelik ise "Olay günü Ramazan kendini korumak için silah istedi. Elime bile silah almadım. Olay yerinden de onu almadık. Güngör Arslan’ı tanımam etmem yine böyle bşr olayı azmettireyim" dedi. Cinayeti gerçekleştiren tutuklu sanık Ramazan Özkan ise kastının asla öldürme olmadığını söyleyerek "Kesinlikle öldürme kastım yoktu. Ben silahı sadece kendimi korumak için aldım. Karakolda öldüğünü duyunca da şok geçirdim. Kalan hayatıma devam etmem için sizden bir şans vermenizi istiyorum. Üzgünüm böyle olacağını bilmiyordum. Bu olaydan önce elime silah aldım ama silah kullanmışlığım yok. Öleceğini düşünmedim" dedi.
HAKKIMDA TEK DELİL YOK, SUÇSUZUM
Davanın tutuklu sanıklarından Ersin Kurt ise kendisiyle ilgili bir tek delil bile olmadığını söyleyen savunmasında şunları söyledi: "Müşteki avukatının iftirayı aşan yorumları reddediyorum. 11 aydır hem soruşturma hem kovuşturma geçiyorum. Benim aleyhimde delil bulunamayacak çünkü ben böyle bir suç işlemedim. Kendimden eminim. Adalet oraya lazım ise bana da lazım. Benle ilgili somut bir şey de çıkmıyor. Benim de 4 çocuğum var, onlar da beni soruyor. Ben de onlara başka ülkede yaşıyorum diyorum. 5 ayı tek kişilik hücrede olmak kaydıyla 11 aydır tutukluyum. Ama onlar da biliyor ki Ersin Kurt dosyada suçsuz, tek somut delil yok. Böyle bir dosyada Türkiye’de benim örneğim yok. Haklı ve suçsuz olduğum yerde en ağır şekilde cezaevinde tutuluyorum. Bu dosya benim gözümde ders olarak okutulmalı. Birileri bana bir şey söylecek ise şu tarihte şunu yapsın desin. Ben buradaki kişilerden bazılarını tanımıyorum bile. Kimseye böyle bir telkinde bulunmadım. Ciddi anlamda mağdurum. Adaletin tecelli etmesini diliyorum. Beraatimi ve tahliyemi talep ediyorum."
KARAR
Sanıkların ve avukatların savunmasının ardından mahkeme heyeti kararını açıkladı. Tutuklu sanıklardan Ersin Kurt tahliye edildi.Açıklanan karar göre, sanık Ramazan Özkan, tasarlayarak kasten öldürme suçundan TCK 81/a ağırlaştırılmış müebbet cezasına çarptırıldı. Ayrıca ruhsatsız silah suçundan 7 yıl hapis ve 40 bin TL para cezası aldı.
Sanık Burhan Polat, tasarlayarak kasten öldürme suçundan ağırlaştırılmış müebbet cezasına çarptırıldı.
Sanık Ferhat Yıldırım, tasarlayarak kasten öldürme suçundan ağırlaştırılmış müebbet cezasına çarptırıldı. İndirim yapılarak cezası 20 yıla düşürüldü. Ek olarak ruhsatsız silahtan 7 yıl hapis ve 40 bin TL asli para cezasına çarptırıldı.
Sanık Hasan Emre Çelik, tasarlayarak kasten öldürme suçundan ağırlaştırılmış müebbet cezasına çarptırıldı. İndirim yapılarak cezası 20 yıla düşürüldü.