Ahmet AKÇAALAN'ın Köşe Yazısı
Muhasebecim ile konuşuyorduk.
5’inci yıla gidiyoruz…
Zor bir yola çıktık 2014 yılında,
Olur mu, olmaz mı diye derken tam 5 yıl geride kalmak üzere…
Bazen dostlarımızla bu mutluluğu birlikte yaşıyoruz.
Dile kolay 5 yıl.
Yargılanma, tarafsızlık, adil bir yayıncılık adına mücadele ediyoruz. İlkesel duruşumuzda dahi gözden kaçırabileceğimiz bir duygusallık olabilir diye kamu görevimizi birinci sıraya koyduk.
En zor, en ateşli dönemlerde asla vicdanımızdan ayrılmadık.
Hep diyorum hakim, avukat ve gazeteci olmanın en zor olduğu dönemde bize gazeteci olmak düştü.
Kimseye göbek bağımız olmadığı gibi hamd olsun bu yıllar içerisinde bir defa tehdit, şantaj, reklam baskısı ile anılmadık.
Yayın çizgimizi hiç sevmeyen okurlarımızdan dahi haberciliğinize güveniyoruz mesajını aldık. Yeri geldi özeleştiri yaptık. Şehri dizayn etme gibi bir derdimiz olmadı ama birileri kaybettiği İzmit seçimlerini üzerime yıkmaya çalıştı. İşimizle, aşımızla ve itibar suikastlarına karşılık hiç saklamıyorum savaş açtık, birilerine göre savaşçı olduk.
Bir derdimiz elif olmaktı…
Elif olmakta özgürlüğü bulduk.
Ve onun keyfini çıkarıyoruz.
Bir bir dökülen gazeteler ve gazetecilere güven kaybına karşılık, sosyal medyada kendini bulmaya çalışan doğruyu yeniden eski yerine haber sütunlarında olması gerektiğine inandık.
Kişilerin, kurumların hem artısını hem eksisini yazdık.
Her parti temsilcisi kendini ifade edebildi.
Bunları neden yazdım anlatayım.
Birileri yaptığımız eleştirileri kayda geçerek “ben dedim” diyerek özellikle Büyükşehir Belediyesi noktasında yine üzerimize oyun kuruyor. Burnumuza kötü kokular gelmeye başladı. Bizi bilen bazı il yöneticileri hamd olsun dosthane olarak uyarılarda bulunuyor.
Şüphemiz yok, biz bu oyunu bozarız…
Bilmeyenlere tekrardan hatırlatmakta fayda var.
Biz Büyükşehir ve Tahir Büyükakın konusunda çok netiz. Yürüdüğü yol doğru ise vatandaşa katkı sağlıyorsa sonuna kadar arkasındayız ve teşekkür ederiz. Yok yanlış ise karşısında oluruz.
Birileri gibi kendi görüşü ile çatışmasına rağmen menfaat birlikteliği asla yapmaz ancak kriz, yani savaş zamanı anlayabileceği mücadelede en önde oluruz.
Eleştirdiğimiz gibi doğru adımlarını hep manşette vermişizdir.
Tasarruf konusunu, belediyede önüne koy imza attır döneminin bittiğini, her noktada Tahir Büyükakın etkisini defalarca yazdık.
Kandıra sahilleri için yerinde yapılan adımları, sahil temizliği, güvenlik ve ulaşım noktasında yaşanan olumlu gelişmeler başta olmak üzere sadece bürokratların ve siyasetçilerin ailelerinin kendisi için kullandığı 12 adet bungalov evlerinin artık o kesimden alınarak öğrencilere tahsis edilmesinden nasıl mutluluk duyduğumuzu anlatamayız. Tahir hocamızı gönülden kutladık.
Ancak milletin derdinin sesi olmaktan geri kalamazdık.
“Yasal ama etik değil” başlıklı köşe yazım orada duruyor. Günlerdir huzur hakkı meselesini yazıyoruz. Bu konuda meslektaşım Sebahattin Aydın’ın mücadelesini de tebrik etmeden geçemeyeceğim.
Huzur hakkı adı altına alınan maaşların Tahir Büyükakın anlattığı gibi olmadığını vurguluyoruz.
Hatta yineleyelim.
Sayın Büyükakın’ın kendisi hangi şirketlerde görevli?
Kocaeli Büyükşehir şirketlerinin yönetimlerinde kimler var, bunları tek tek açıklamalı?
Bu kişiler ne kadar maaş alıyor?
Şirketlere faydaları nedir?
Bu sorular önceden bu kadar önemli değildi çünkü bu kadar ekonomik kriz yoktu ve bu yüzden fark edilmiyordu. Vatandaş daha huzurluydu. Önceden makam araçları bu kadar göze mi batıyordu? Yıllardır lüks araçlar zaten kullanılıyordu. Bu dönem vatandaş bunaldı. Önceliği israf ve harcamalara çok tepkili.
Böyle bir dönemde huzur hakkının sorgulanması durumunu Tahir Büyükakın’ın bir operasyon gibi yorumlaması bence çok yanlış.
Bakın Ak Parti’nin Genel Merkez düzeyinde önemli yöneticileri, CHP’li belediyeleri huzur hakkı ve şirketler üzerinden vurmuyor mu?
CHP’li belediyeler huzur hakkından eleştirilirken Ak Parti’nin Kocaeli Belediyeleri huzur hakkından sorgulanması çok doğal değil mi?
Bakın Başiskele, Körfez’e…
3 işçi çalışıyor şirkette 7 yönetici var.
Akıl alır gibi değil…
Hatta Ak Parti bu konuya kendisi el atmalı.
Bunu sadece Ak Parti için söylemiyorum.
CHP’li İzmit Belediyesi içinde geçerli.
Yarın bir gün İzmit Belediyesi’nde şirketler açıklansın duruma göre Fatma Kaplan Hürriyet içinde geçerli olacak.
Biz bu yasal değil demiyoruz ki…
Yasal ama etik değil diyoruz.
Milletin huzuru kalmamış, siz huzur hakkı diyorsunuz…
Bizim çizgimiz çok net…
Sizi tasarruf konusunda, samimi olmaya davet ediyoruz.
Tasarrufu sadece millete, esnafa değil kendi maaşlarınızda da yapın diyoruz…
Bu dedik diye birilerinin düşmanı oluyorsak olalım.
Biz vatandaşın dostu oluruz…