Tefekkür Saati - Ayşe Battal
Her zaman güvende olmak isteriz. Canımız, malımız ve değer verdiğimiz her şeyin güvende olmasını isteriz.
Mesela; çocuklarımızı güvendiğimiz bir öğretmene emanet etmek isteriz. Ya da yaşadığımız şehir ve ya mahallenin ne kadar güvenli olduğunu sorgularız. Çünkü tehlikeden uzak güven içinde yaşamak isteriz. Ya da önem verdiğimiz herhangi birşeyi güvendiğimiz birine emanet etmek isteriz... Hatta biz tamircinin de güvenilir olmasını isteriz...
Yani güven duygusu önemli bir çekim hayatlarımızda.
Bu her çağ insanı için böyledir...
.
Mekke'de mensubu olduğun kabilenin saygın olması "güven" demekti. "Güvenli alan", "can-mal güvenliği" demekti. Kabilen zayıf bir halka ise güvenli bir yaşam süremezdin. Risaletin ilk yıllarında, İslam'a katılan insanlar kendilerini büyük bir tehlikeye attı. Çünkü aile, akraba, soy, kabile bağlarını koparıyorlardı İslam'a girerken ve güvenceleri kalmıyordu. Onları koruyacak kimse kalmıyordu...
Bu sebeple iman edenler birbirlerini korumak, gözetmek zorundaydı... Ve öyle bir bağ kuruldu ki bütün kardeşliklere taş çıkarır!
İman demek, güven demekti...
İman demek, emaneti kardeşe teslim etmek demekti...
İman demek, kardeşi doysun diye aç kalmak demekti...
İman demek, kardeşinin namusundan dahi sorumlu olmak demekti...
Kimin içindi bu kardeşlik peki? Allah içindi, Allah'ı razı etmek içindi!
.
"Hepimiz kardeşiz" türküsü söyleyip, canım-cicimden ibaret bir kardeşlik değildi yani...
Kötülüğün artmasındaki en büyük nedenlerinden biri işte bu, "kardeşlik nedir" bilmemek? Hakkıyla yerine getirememek...
Ah keşke; kardeşlerimizin sahip olduklarını kıskanmaktan vazgeçebilsek?
Ah keşke; kardeşlik ufkumuzu karartan, haset, bencillik ve cimrilikten bir kurtulabilsek?
Bir Hadis-i Şerif'i aktarmak istiyorum: İki kardeş var. Bu kardeşlerden biri çalışıyor, diğeri Rasûlallah s.a.v'den iman dersi alıyor. Çalışan kardeş, diğer kardeşi Rasûlallah s.a.v'e şikayet edince, Allah Rasûlü şöyle buyuruyor: "Belki de Allah'ın sana verdiği rızık onun sayesindedir."
Evet, evet! Kardeşlerimiz sayesinde rızıklanıyoruz...
Bir Hadis-i Şerif daha, Rasûlallah s.a.v buyuruyor: "Sizden biri kendi nefsi için arzu ettiğini, kardeşi için arzu etmedikçe iman etmiş sayılmaz!"
Evet, evet!
İman gücümüz, kardeşlik gücümüzle ölçülüyor..
"Nerede kaldı böyle kardeşlik" dediğini duyar gibiyim...
Ben bir şey yapmazsam,
sen bir şey yapmazsan,
o bir şey yapmazsa kim yapacak?