Luxor Garden Otel’de Selin Şahin’in ev sahipliğinde, bu geceye özel hazırlanan yemekler ve konuklar ücretsiz olarak ağırlandı. Yoğun katılımın olduğu gecede duygu dolu anlar yaşandı.
Merve Andız’ın da destek verdiği organizasyonda, Yahya Kaptan Mahallesi Muhtarı Nermin Şenses tarafından düzenlenen 3 günlük panayırla kampanyaya katkı sağlandı. Özlem Gömleksiz bağışıyla destek olurken, Enver Güler de kampanyaya destekte bulunan isimler arasında yer aldı.
Birçok dernek başkanının katıldığı gecede; Kocaeli Nideliler Derneği Başkanı Cumali Bozok, Tokatlılar Derneği Başkanı Turan Şahin, Çukurova Derneği Başkanı ile Alican ve Alper Karslılar Derneği adına bağışta bulundu.
Babasının vefatının 9. günü olmasına rağmen bu anlamlı gecede yer alan Berkan Aslan, katılımı ve bağışıyla takdir topladı. Programda okunan güzel mevlitlerle manevi destek sağlanırken, İbrahim Andız da bağışta bulunan isimler arasında yer aldı.
Gecede ayrıca Ulaş Topal, Ayşegül Koç, Fatih ve Seval Kılıç, Nebiye Topuz gibi birçok katılımcı yaptıkları bağışlarla Uras Ege için umut dolu ve anlamlı bir akşam yaşanmasına katkı sundu.
Toplamda 1 milyon 83 bin tl toplanan bu gece de anne Sibel Tekin, "Bu akşam bizi yalnız bırakmadığınız için hepinize yürekten teşekkür ediyorum. Zaten birçoğunuz bu kampanyanın gönüllü neferleri, gönüllü kahramanlarısınız. Sizler Ege’nin kocaman ailesisiniz.
Biz bu kampanyaya başlarken aslında başka bir çaremiz yoktu. Ege’nin sağlığına kavuşabilmesi için 2 milyon 900 bin dolar bulmak zorundaydık. Bunun için en doğru yol kampanyaydı. Ama ilk başta kendi kendimize sorduk: “Biz bunu gerçekten yapabilir miyiz?”
Evet, güzel dostlarımız vardı, güzel bir ailemiz, güzel bir çevremiz vardı. Ama kampanyanın içine girdikçe şunu gördüm: Bizim dostlarımızın dostları da ne kadar güzel insanlarmış. O kadar iyi, o kadar vicdanlı insanlar çıktı ki karşımıza… Bugün bu kampanya artık bir iyilik hareketi gibi, kartopu etkisiyle büyüyerek devam ediyor.
Biz sizlerin sayesinde ayakta duruyoruz. Bunu her yerde söylüyorum; yaklaşık 65 gündür günde 5–7 saat arası uyuyorum, geri kalan zamanımı tamamen kampanyaya ayırıyorum. Ama uykusuzluk beni yormuyor. Çünkü sizlerin varlığı, desteği ve eşimin yanımda duruşu beni ayakta tutuyor.
Aslında siz bize başka bir şey daha verdiniz. Murat’la iki yıl boyunca birbirimizin gözlerine bakamadık. Karanlık bir hayatın içindeydik. Birimiz düşerse diğeri nasıl toparlar diye korkuyorduk. Ama sizlerin sayesinde, daha ilacı bile almadan, Murat’la birlikte yeniden hayaller kurmaya başladık. Birbirimizin gözlerinin içine bakmaya başladık. Umudumuzun kaynağı tamamen sizlersiniz.
Ben uzun süre Ege’nin gözlerine de bakamıyordum. O mavi gözlere bakmaktan korkuyordum. “Ya bana bir şey sorarsa, ya ben ne cevap vereceğim?” diye…
Bu sabah, uzun zaman sonra ilk kez üçümüz birlikte kahvaltı yaptık. Kampanya başladığından beri ilk kez. Ege “Anne, ben büyüyecek miyim?” dedi. Murat’la birlikte “Tabii ki büyüyeceksin” dedik. “Biz de küçüktük, biz de büyüdük. Sen de büyümeye devam edeceksin.”
Bu cümleyi kurabilmek bile bizim için tarifsizdi.
Genelde konuşan taraf benim. Murat konuşmuyormuş gibi görünüyor olabilir ama bu duyguları dile getirmek çok zor. Özellikle bir baba için… O içinden sessizce savaş veriyor. Ama tekrar söylüyorum: Bizi ayakta tutan tek şey sizlersiniz.
Kampanyamız 15 Ekim’de başladı. Şu an yüzde 61’deyiz, hatta bu akşam yüzde 62’ye ulaştık. Başta çok düşündük: “Bir yerde durur muyuz? Yorulur muyuz? Çevremiz biter mi?” diye… Ama yüzde 50’yi öyle güzel, öyle güçlü geçtik ki… Bunun için hepinize minnettarım.
Hepiniz büyük fedakârlıklar yapıyorsunuz. Bunu görüyorum. Yorgunluğunuzu da görüyorum. Evlatlarınızdan, bütçenizden feragat ettiğinizi de biliyorum. Aramızda çocuğuna oyuncak almaktan vazgeçip kampanyanın bitmesini bekleyenler var. Her meslekten, her yaştan insan var. Mühendisler, ev hanımları, çocuklar… Ege’nin ablaları, abileri… Köfte pişiren, soğan doğrayan, afiş asan insanlar…
Böylesine büyük bir gönüllü ordusunu hiçbir proje planıyla bir araya getiremezsiniz. Bu, ancak aitlik duygusuyla olur. Ve siz Ege’ye öyle bir sahip çıktınız ki, o artık hepimizin çocuğu oldu.
Şunu da açıkça söylemek istiyorum: Evet, bugüne kadar buraya birlik ve beraberlikle geldik ama bu birlik mutlaka büyümek zorunda. Çünkü çevremizi tüketmeye başladık. Aynı insanlara tekrar tekrar gittik. Sağ olsunlar, bizi hiç kırmadılar. Güçleri oranında destek olmaya devam ettiler.
Basın gönüllü ailemiz rehberlerini A’dan Z’ye taradı. Uzun süredir konuşmadıkları insanları aradılar. Kampanyayı anlattılar. Sokak sokak afiş astılar. Karşılaştıkları herkese anlattılar. Mesela İbrahim abi, megafonla sesi kısılana kadar anlatmaya devam etti. Bunların her biri bizim için çok ama çok kıymetli.
Bundan sonra da sizlerden tek ricam şu: Anlatmaya devam edelim. Zamanımız yok. Bu ilaç Ege’ye sağlıklı bir şekilde ulaştığında, ertesi sabah o hayalleri hep birlikte kurmaya başlayacağız. Yüzde 100’ü görsek bile kaygılarımız hemen bitmeyecek belki ama sizlerin arkamızda olduğunu bilmek bize büyük bir güç veriyor.
Bu akşam buraya iyi ki geldiniz. Kampanyanın en başından beri yanımızda olan herkese tek tek teşekkür ediyorum. İsim vermek istesem saymakla bitmez. Her birinizin emeği bizim için çok kıymetli. Rabbim gönlünüzden ne geçiyorsa sizlere kat kat fazlasını nasip etsin; sağlık, huzur, maneviyat… Ne diliyorsanız.
Ayrıca Selin Hanım burada. IBAN’larımız bile yokken, kampanyanın en başında canla başla yanımızda oldu. Medya desteğiyle, çevresiyle, bu akşamki organizasyonla… Bu akşam sağlanan katkının arkasında da eminim çok daha büyük bir emek var. Size ve ailenize yürekten teşekkür ediyorum. Murat şu an konuşamıyor ama o da minnettar. İyi ki varsınız. İyi ki Ege’nin ailesisiniz." dedi
