EĞİTİM SİSTEMİNDE KANGREN HALİNE GELEN SORUNLAR
Can, 4+4+4 sisteminin değiştirilmesi gerektiğini belirterek, ilkokulun öğrenciler için temel, ortaokulun ise ayrı bir geçiş süreci olarak yeniden yapılandırılmasının önemine vurgu yaptı. Okul kıyafetlerinde serbestliğin sosyoekonomik farklılıkları artırdığını hatırlatan Can, geçmişteki önlük uygulamasının eşitlik sağladığını ve çocuklara paylaşmayı öğrettiğini ifade etti.
GEÇMİŞİN DERSLERİNDEN BUGÜNE
Geçmiş yıllarda kitapların, önlüklerin ve defterlerin nesiller arasında devredildiğini söyleyen Can, bunun çocuklara sahiplenmeyi ve paylaşmayı öğrettiğini kaydetti. Mahalle içindeki okulların yakınlığı sayesinde çocukların güven içinde eğitim hayatına başladığını, ailelerin de sürece daha yakın durabildiğini anlattı.
DEĞİŞEN KOŞULLAR, ARTAN YÜKLER
Eğitim müfredatının sürekli değişmesinden, özel okul özentisinin toplumsal ayrışmayı körüklemesinden ve servis masraflarının ailelere ek yük getirmesinden şikayet eden Can, cep telefonu kullanımının öğrenciler için ciddi bir tehdit haline geldiğini belirtti. “Üniversite dışında okullarda cep telefonu olmamalı” diyen Can, okul yönetimlerinin ailelerle iletişimi için yeterli imkanların bulunduğunu vurguladı.
ÇIRAKLIKTAN MESLEK OKULLARINA
Diploma sahibi gençlerin işsizlikle karşı karşıya kaldığına değinen Can, mesleki eğitim ve çıraklık okullarının geçmişte topluma faydalı bireyler yetiştirdiğini hatırlattı. “Herkes doktor ya da mühendis olmak zorunda değil, bir motor ustası ya da kaynakçı da kendi iş yerini açabilir, yeni ustalar yetiştirebilirdi” dedi.
GELECEĞE UMUTLA BAKIYORUZ
Karamsar tabloya rağmen umutlu olduğunu dile getiren Can, çözümün toplumun birlik ve dayanışmasında olduğunu söyledi. “Bu toplum inanç, kültür ve yaşam biçimi olarak birbirine bağlı. Birbirimizin derdiyle dertlenerek, sahiplenerek ve paylaşarak bu sorunları aşacağız” ifadelerini kullandı.
