Sağlık

Prof. Dr. Mühip Kanko: “Türkiye’de 30 Bin Tip 1 Diyabetli Çocuk Var ve Bu Kader Değiştirilebilir”

14 Kasım Dünya Diyabet Günü kapsamında açıklama yapan CHP Kocaeli Milletvekili ve TBMM Sağlık Komisyonu Üyesi Prof. Dr. Mühip Kanko, tip 1 diyabetli çocukların sağlık ve eğitim alanlarında ciddi eşitsizliklerle karşı karşıya olduğunu belirterek “Bu tablo kabul edilemez. Devlet doğru politikaları hayata geçirirse bu çocukların yaşamı değişebilir” dedi.

Abone Ol

CHP Kocaeli Milletvekili ve TBMM Sağlık Komisyonu Üyesi Prof. Dr. Mühip Kanko, Dünya Diyabet Günü nedeniyle yaptığı açıklamada Diyabetli Çocuklar Vakfı tarafından hazırlanan “Diyabetli Çocukların Durumu 2025” raporunun sonuçlarını değerlendirerek Türkiye’de yaklaşık 30 bin tip 1 diyabetli çocuğun ciddi sağlık, eğitim ve sosyal eşitsizliklerle mücadele ettiğini vurguladı.

“TİP 1 DİYABETLİ ÇOCUKLAR DOĞRU EĞİTİM VE TEDAVİYLE SAĞLIKLI BİR YAŞAM SÜREBİLİR”

Raporun ortaya koyduğu verilerin tabloyu net biçimde gösterdiğini belirten Kanko, tanı gecikmeleri, eğitim eksikliği ve teknolojiye erişim sorunlarının çocukların yaşam kalitesini büyük ölçüde düşürdüğüne dikkat çekti.
“Ülkemizde yaklaşık 30.000 diyabetli çocuk var. Bu çocukların büyük bölümü doğru eğitim ve erişilebilir tedaviyle sağlıklı bir yaşam sürebilir. Ancak tanı gecikiyor, eğitim eksik ve teknolojiye erişim çok sınırlı. Bu tablo kabul edilemez” ifadelerini kullandı.

“ORTALAMA HbA1c DEĞERİ %8,4 – GELECEK İÇİN BÜYÜK RİSK”

Türkiye’de çocuklardaki ortalama HbA1c değerinin %8,4 seviyesinde olduğunu hatırlatan Kanko, uluslararası hedeflerin %6,5–7 aralığında olduğunu belirterek şunları söyledi:
“Bu oran, göz, böbrek ve sinir hasarı başta olmak üzere ağır komplikasyon riskine işaret ediyor. Bu durum çocukların geleceğini tehdit eden ciddi bir halk sağlığı sorunudur.”

“SİSTEM ÇOCUKLARI VE AİLELERİ YALNIZ BIRAKIYOR”

Kanko’nun aktardığı rapor bulguları öne çıkan sorunları net şekilde ortaya koyuyor:

Diyabetli çocukların yalnızca %10’undan azı hedef aralığında,

Diabet merkezlerinde diyetisyen eksikliği kritik düzeyde,

Poliklinik randevuları 10–15 dakikaya sıkışıyor,

Okullarda diyabet farkındalığı son derece yetersiz,

Sensör ve insülin pompalarının maliyetleri aileleri çaresiz bırakıyor.

Kanko, “Bu rapor, sistemin çocuğu ailelerin üzerine bıraktığını gösteriyor. Bu kabul edilemez bir durumdur” dedi.

“DİYABET TEKNOLOJİLERİ LÜKS DEĞİL, HAYATİ ÖNEMDEDİR”

Sensör ve insülin pompalarının diyabetli çocuklar için yaşamsal öneme sahip olduğunu belirten Kanko, “Hipoglisemi riskini azaltır, okul güvenliğini artırır, organ hasarını önler. Bu teknoloji bir lütuf değil, bir haktır” diyerek vurguladı.

SGK’YA ÇAĞRI: “POMPA VE SENSÖRLER AVRUPA STANDARTLARINDA TAM KARŞILANMALI”

Mevcut SGK desteklerinin yetersiz olduğunu belirten Kanko, “Aileler bir pompa seti için maaşlarının yarısından fazlasını harcıyor. Avrupa’da ücretsiz olan bu sistemlere Türkiye’de erişim neredeyse imkânsız. SGK, sensör ve pompaları tam olarak karşılamalıdır” dedi.

OKULLARA “DİYABET HEMŞİRESİ” ÖNERİSİ

Kanko, okul ortamındaki bilinç eksikliğinin çocukların güvenliğini tehdit ettiğini belirterek “Her okulda diyabet farkındalığı zorunlu olmalı; öğrenci sayısı yüksek okullarda mutlaka ‘Diyabet Hemşiresi’ bulunmalıdır” önerisini sundu.

ULUSAL EYLEM PLANI ÇAĞRISI

Sağlık Bakanlığı’na kapsamlı politika çağrısında bulunan Kanko, şu başlıkların hayata geçirilmesini istedi:

  1. 5 yıllık Çocukluk Çağı Diyabet Bakım Programı,

  2. Ulusal diyabet kayıt sistemi,

  3. Tüm merkezlerde diyetisyen, hemşire ve psikolog zorunluluğu,

  4. Diyabet teknolojilerinin ücretsiz sağlanması,

  5. Devlet destekli diyabet kamplarının yaygınlaştırılması,

  6. Okullarda diyabet eğitimi ve farkındalık programı.

“DİYABET BİR KADER DEĞİL”

Sözlerini diyabetli çocuklara destek vurgusuyla tamamlayan Kanko, şu ifadeleri kullandı:
“Diyabetli çocuklarımız her gün onlarca zorlukla mücadele ediyor. Bizim görevimiz bu mücadelede onların yanında olmaktır. Diyabet bir kader değildir; doğru politikalar uygulandığında bu çocukların yaşamı değiştirilebilir. Türkiye’de hiçbir çocuk diyabetle mücadelede yalnız bırakılmamalıdır.”