Kocaeli Haber - “Hakkımı helal etmiyorum” paylaşımı ile emekli olduğunu sosyal medyada hesabından duyuran ve çok konuşulan İzmit Belediyesi eski Özel Kalem Müdürü Ümit Duygu Çetiner, gazetemiz köşe yazarı Ahmet Gökmen’in sorularını yanıtladı. Çetiner tüm merak edilenleri ve İzmit Belediyesi’ndeki süreçlerini Bugün Kocaeli’ye anlattı.
Kocaeli Haber - Geçtiğimiz günlerde sosyal medya hesabından yapmış olduğu paylaşım ile emekli olduğunu ve Bodrum’a taşındığını ifade eden İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet'in eski Özel Kalem Müdürü Ümit Duygu Çetiner dikkat çeken ifadeler kullanmıştı. “Hakkımı helal etmiyorum” dediği paylaşım ile çok konuşulan Çetiner, gazetemiz köşe yazarı Ahmet Gökmen’in sorularını yanıtladı. Çetiner, dikkat çeken emeklilik kararının perde arkasını ve “Hakkımı helal etmiyorum” sözlerinin sebeplerini Gökmen ile paylaştı. İşte o röportaj…
“FATMA HANIM BAŞARILI BİR SİYASETÇİ”
-İzmit Belediyesi’nden ayrılma sürecinizde, ‘Hakkımı helal etmiyorum’ diye bir paylaşım yaptınız. Süreci anlatabilir misiniz ve izinli olduğunuz süreç bu ayrılık sebebiyle mi oldu?
-“Tabi tabi.”
-Bir mobbing ya da istenmediğinizi belirten bir gelişme mi oldu?
-“Yani şöyle söyleyeyim. Herkes herkesle çok iyi anlaşacak diye bir durum yok. Fatma Hanım ile uzun seneler beraber çalıştık. Milletvekilliği ayrı bir dönem. Belediye başkanlığı daha yönetici vasfının ağır bastığı bir dönem. Daha stresli, daha gergin. Fatma Hanım başarılı bir siyasetçi aslında. Çok genç yaşta milletvekili oldu. Divan tertip üyesi oldu.”
“AYRILMADAN ÖNCE KENDİSİYLE DE KONUŞTUK”
“Çalışkan, hırslı bir kadın. Tabii süreç insanlarda farklı deformasyonlar yaratıyor. Yani benim tahammülüm yaşlanınca azalıyor. Ben genç bir insan değilim. İkili diyalog gibi olmasın ama zaten yüzüne söyleyemeyeceğim hiçbir şeyi arkadan konuşmam. Biz ayrılmadan önce kendisiyle de konuştuk. Kendisine de ifade ettiğim konular var. Teşekkürümü de ettim.”
“GERÇEKTEN CİDDİ BİR VEFASIZLIKLA KARŞILAŞTIM”
“Ben hakkımı helal etmiyorum derken herhangi bir isim vermedim. Birçok arkadaşım diye nitelendirdiğim orada çalışma arkadaşlarımın birçoğuna dışarıda elimden geldiği kadar destek oldum ama gerçekten ciddi bir vefasızlıkla karşılaştım. Kendi doğal hakkım olan hakkımı helal etmeme konusunu da kullandım. Ama baktım ciddi bir troll ordusu var. İnsanlara bazı şeyleri anlatmakta zorlanıyorsunuz.”
“O KELİMEYİ SADECE FATMA HANIM İÇİN İFADE ETMEDİM”
-Helal etmeme durumunuzun sebebi ne? Yani aranızda nasıl bir diyalog oldu ki helal atmıyorum diye açık bir şekilde ifade ettiniz?
“Yani ben o kelimeyi sadece Fatma Hanım için ifade etmedim. Birçok insan var hakkımı helal etmediğim. Kocaeli benim dışarıdan gelip de devşirme olduğum bir yer değil. Ben İzmit'te 12 yaşında geldim. Ben burada okudum. Burada Bağkur'da 10 yıl çalıştım. Burada evlendim. Çocuğum İzmit doğumlu. 99 depreminde çocuğum yaralandığı için gittim. 20 yıl bir fiil TBMM’de çalıştım.”
“ÇOK DOĞAL OLARAK BİR SİTEMDE BULUNDUM”
“Çok doğal olarak bir sitemde bulundum. Bir haksızlık karşısında aman Allah’ım hakkımda neler neler yazdılar. Bitez'de ev almışım, 37 yıl niye çalışmışım? Oğlum çalışmıyormuş, işsizmiş demek ki bir sürü paralar geliyormuş. Bu o kadar incitici, rencide edici bir şey ki. Benim oğlum burada bir iş buldu. Burada iş bulduğunuzda işveren size kalacak yerde sunuyor. Çünkü burası turistlik bir bölge dışardan çalışmak için gelenlerin yoğun olduğu bir yer. Çalışanların çoğu burada imkan sağlanan lojmanlarda kalıyor. İşveren içinde kolaylık oluyor. İzmit’ten onun ihtiyaçları olan eşyaları getirdim? Annem benim 80 yaşında. Anneme de bakıyorum. Hem oğluma destek olmak için hem de yazın burada kalmak için buradayız.”
“İZMİT BELEDİYESİNDE DE MUTSUZLUĞUM ARTINCA…”
-Yani normal şartlarda sizin orada eviniz ve arabanız yok mu?
“Hayır canım hayır, hayır. Bakın devletin bana verdiği bir imkan var. 65 yaşına kadar çalışma hakkı tanıyor. 65'den sonra da zorunlu emeklilik yapıyor. Keşke bunu siyasetçiler için de yapsalar. Ben 37 yıldır çalışan bir insanım. Yaş olarak da sene olarak da emekliliğimi doldurmuşum. Oğlum hakikaten benim 3,5 yıl oldu üniversiteyi bitireli. 3,5 yıldır da işsizdi. Burada iş bulup böyle bir imkan ortaya çıkınca İzmit Belediyesinde de mutsuzluğum artınca artık uzatmanın bir gereği olmadığını düşündüm. Bugün olmazsa üç sene, dört sene sonra emekli olacaktım. Evet, daha yedi yıl çalışabilirdim. 57, 58 yaşına giriyorum. 65'e kadar çalışabilirdim. Ama oğlumun böyle bir durumu olunca tercihimi böyle kullandım.”
“FATMA HANIMLA ANLAŞAMADIĞIMIZ ZATEN BİLİNEN BİR ŞEY”
-Yani sizin emeklilik süreciniz kendi kararınız mı? Belediyeden yani Fatma Hanım ya da çevresindeki müdürlerin bir mobbing ya da bir baskı bir tavrı olduğu için mi siz böyle bir durumla karşı karşıya kaldınız?
“Bakın, Fatma hanımla anlaşamadığımız zaten bilinen bir şey. Yaklaşık bir buçuk sene önce kendisiyle bir konuşma yaptık. Bazı davranışlarının kırdığını, incittiğini kendisine de söyledim. Benden rahatsız oluyorsa benimle çalışmak mecburiyetinde olmadığını da söyledim. Ben Fatma Hanım'ın bir tek lafıyla geldim Ankara'dan. ‘Ben belediye başkanı olursam evim Ankara'da, çocuğum, annem burada demeden benimle gelir misin?’ dedi. Ben de bana ihtiyacınız olduğunu düşünüyorsanız gelirim dedim.”
“İLAHİ ADALETE GÜVENİRİM”
“Ben bir lafını yemeden geldim ama işte bazı şartlar insanları da birtakım şeylere eviriyor. Belki zorunluluktan, belki kendi tercihleri, bilemem. Ama ben şuna inanırım, ben her zaman maneviyatım güçlü bir kadındır. İlahi adalete de güvenirim. Hani kim haklı, kim haksız veya kim nerede hata yaptı, günün sonunda belli olur. Benim vicdanım rahat.”
“NEMRUT, UKALA, BURNU HAVADA DİYE SİTEM EDENLER VAR”
“Benim için nemrut, ukala, burnu havada özel kalem müdüründen bir randevu bile alamadım diye sitem edenler var. Eğer siz de biraz biliyorsanız, randevu özel kalem müdürün uhtesinde değildir. Randevu talepleri makama sunulur. Makamın onay verdiğini randevulara biz döneriz, sadece özel kalem müdürü başkanın içeride dışarıda programlarına göre ayarlama yapıp gelecek vatandaşlara saat ve gün bilgisi verir.”
“KIRGINLIĞIM VAR”
“Mümkün olduğu kadar saygımı da korudum. Ben eski bir devlet memuruyum. Neden konuşmadın? Madem problem vardı niye dile getirmedin diyenler var. Devlet memurunun amirinin izni olmadan herhangi bir beyanat vermesi etik değil. Ben artık emekliliğe ayrıldım. Hiçbir bağım kalmadığı için teşekkür ettim. Helal etmediğim insanlara da hakkımı helal etmedim. Bu kadar basit. Kırıldım, evet kırgınlığım var. Yani bunu saklamıyorum. Kırgınlığım var. Yapı olarak beni annem babam öyle yetiştirdi. Babam derdi ki ben de olsam karşında, doğru bildiğin şeyi sonuna kadar savun. Bazı hasletlerle büyüdüm ben. Hiç kimseye yaranayım diye çok yaşa padişahım tarzı bir kadın olmadım. Bir yerde yanlış varsa burada bu yanlış derim yani. Ama bunu saygı çerçevesinde rencide etmeden asla haddimi bilerek ben bir yönetici değilim.”
“ADAM ÇIKMADAN GÖREVDEN ALINDI DİYE YAZILDI”
“Benim bir siyasi ikbal beklentim yok. Yaşımı, başıma almışım. Ev geçindiren, annesine ve çocuğuna bakan çocuğunu tek başına büyütmüş bir kadınım. Haberlerin altına yorumlar yapıyorlar. Yok müdürlerin ayağını kaydırmışım bilmem ne yapmışım, rumuzlu yazıyorlar? Madem böyle bir şey yapmışım çıksınlar kimin ayağını kaydırmışım söylesinler. Bir kurum içinde çalışıyorsunuz, o kurumun kendine ait sırrı var, mahremiyeti var. Tutup da her insana da her söylediğini de detayları açıklayamazsınız. Ben herhangi bir açıklama yaptım mı? Bakın İsmail Göksu da temizlik işleri müdürüydü. O da hakkını helal etmiyorum diye söyledi. Haklıydı ama… Çünkü İsmail Bey ben böyle sıkıntılı bir durumda sizi sıkıntıya sokmayıp istifamı verip ayrılayım dedi. Adam çıkmadan görevden alındı diye yazıldı.”
“İKİLİ DİYALOGLARA GİRMEK İSTEMİYORUM”
-İster başkan olsun, ister müdürler, ister o belediye içerisinde çevrenizde olan insanlar bakımından size nasıl bir süreç yaşatıldı ki siz bu noktaya geldiniz?
“Nezaketsiz davranışlar.”
-Ama bu nezaketsiz davranışın bir sebebi olmalı.
“Bakın gerçekten böyle hani ben bir şeyler söyleyip de sonradan ikili diyaloglara girmek istemiyorum. Oğlum gerçekten bu konuda hem çok sinirleniyor hem çok üzüntü duyuyor. Ben seçimden önce geldim 4 ay seçim zamanı çalıştım. Geceli gündüz yani günde 20 saat çalıştığım çok zamanlar oldu. Belediyeyi aldığımızda da gece saat 12'lere 1'lere kadar çalıştık.”
“FATMA HANIM'IN BENİ GÖRMEZDEN GELMESİ, KABULLENECEĞİM BİR DURUM DEĞİLDİ”
“Ben hiçbir zaman ense yapmadım. Her gün işe geldim. Orada girişte güvenlik elemanları hepsi biliyorlar. Her gün sabah geliyordum işime. Akşam mesai mefhumu gözetmeksizin çalıştım. Aynı şekilde meclisteyken de mesai mefhumu olmadan çalıştım. 25 senedir hiç bilmem 17.30'da gittiğimi ama son zamanlarda Fatma Hanım'ın beni görmezden gelmesi, yok sayan tavırlar içerisinde olması kabulleneceğim bir durum değildi.”
“BU KONUYLA İLGİLİ KENDİSİYLE KONUŞTUM”
-Sizi işlevsel olarak artık görmüyordu görmezden geliyordu o zaman?
“Ben de bu konuyla ilgili kendisiyle konuştum. Bu durumun beni kırdığını, incittiğini, üzdüğünü bunun yansımasını kendisine de olacağını, beni iki satır yazıyla makama getirdiğini söyledim. Çalışmak istemiyorsanız bunu da saygıyla karşılayacağımı, başka düşündüğü birisi varsa oturtabileceğini ama hani bu şekliyle de ne olduğunu anlamadığımı, varsa bir talimat mı yerine getirilmiyor, bir görev mi yerine getirilmiyor… Yani sorunun muhatabını karşısına alıp da kardeşim ben bu konudan rahatsızım, bunu böyle yap demiyor.”
“AA YOK SANA ÖYLE GELMİŞ DEDİ”
“Sorun kendiliğinden çözülsün diye bekliyor. Kendiliğinden sorun çözüldüğünü ben görmedim. Kendi kendine zaten sorun çözülmez. “Aa yok sana öyle gelmiş” dedi. Ama yine aynı eski davranışlar devam etti. Öyle olunca da ben artık elimi eteğimi çektim yani. Hani ne yapmak istiyorsa yapsın. Bir asistan var şimdi özel kalem müdürü olduğu işleri ondan götürüyordu. Ben de kenara çektim kendimi.”
“BURADA SADECE ULTRA ZENGİNLER YAŞAMIYOR”
“Ama yapılan yorumlar tabi incitici. Bir bayan olarak daha da incitici. Yani bu durumda bir emekli nasıl yaşarmış? Bu durumda tabii ki pahalı bir kentte ama burada sadece ultra zenginler yaşamıyor. Ben de gidip dışarıda restoranlarda akşam yemeği yemiyorum. Burada Şok'tan, BİM'den, Mikros'tan, Carrefour'dan alışverişimi yapıyorum. Köy pazarına gidiyorum, alışverişimi yapıyorum. Evde yapıyorum yemeğimi. Yani İzmit'te nasıl yaşıyorsam öyle yaşıyorum.”
“NE EVİM VAR, NE ARABAM VAR”
-Oturduğunuz ev kiralık mı?
“Tabii kiralık. Daha doğrusu lojman tarzı verdiler oğluma.”
-Yani oğlunuzun iş amaçlı kullandığı bir lojmanla kalıyorsunuz… Peki kira bedeli ne kadar?
“20 ya da 25 bin civarında diye biliyorum. Şöyle bir şey var. Emekli dilekçesini doldururken mal bildirim beyanı dolduruyorsunuz. Devlet memuru yalan beyanda bulunursa zaten onun hakkında işlem yapılır. Benim ne evim var, ne arabam var. Ben 5 yıl belediyede çalıştım. Dedikleri gibi böyle benim memurum işini bilir tarzım olsaydı ev de alırdım, araba da alırdım.”
“ANNEMİN EMEKLİ MAAŞI VE ÇOCUĞUMUN MAAŞIYLA YAŞIYORUZ”
“Ne evim var, ne arabam var. Beyanımda da belli. Annemin emekli maaşı ve çocuğumun maaşıyla yaşıyoruz. Birde benim emekli maaşım bağlandığında biraz daha rahat etmiş olacağız. Yani ben gerçekten mütevazi yaşayan bir insanım. Hani çok merak eden varsa gider tapuya sorar. Çok merak eden varsa trafiğe gider sorar. Dediğim gibi ne evim var, ne arabam var. Ben sadece yatırımımı evladıma yaptım. Tek başına onu büyüttüm. Allah'a çok şükür de gurur duyduğum tek bir konu var. Oğlumun boğazından haram lokma geçirmedim.”
“SİYASİ BEKLENTİM YOK”
“Benim öyle siyasi beklentim de yok. Ekonomik beklentim de yok. Bir Allah'a verilecek hesap borcum var. Kul hakkı yemedim yemem. Kimsenin parasını ya da öyle beleşten oradan buradan bulunduğum mevkiden para kazanayım da mal edineyim mülk edineyim arzusu ve beklentisi içinde olmadım. 20 yıl mecliste çalıştım. Ben öyle bir kadın olsaydım herhalde şimdi apartmanlarım, Bodrum'da da herhalde birkaç tane evim olurdu.”
“VİCDANEN RAHATIM”
“Vallahi temizleniyorum, günahımı alıyorlar. Ama onlar için de üzülüyorum. Böyle günah almak da çok kötü. Allah ıslah etsin. Ben vicdanen o konuda rahatım. Ne devletin parasını çarçur ettim, ne belediyenin parasını çar çur edecek bir girişimde bulundum. Kendi arabam olsaydı belediyeye kendi arabamla giderdim. 5 yıl boyunca belediyenin aracını hiç kullanmadım. Son 1 yıl özel kalem aracı beni eve bırakıp evden alıyordu. Ondan sonra son zamanlarda zaten tramvayla gidip geliyordum. Yani onun dışında belediyenin bana geçmiş bir hakkı yok çok şükür. Dediğim gibi vicdanen rahatım kimseye minnet borcumda yok.”
-Ümit Hanım vermiş olduğunuz bilgiler için teşekkür ediyorum. Vakit ayırdınız…
“Ben teşekkür ediyorum başarılar diliyorum.”