ÇETİN ÇILDIR'IN KÖŞE YAZISI
2018 seçimlerinin üzerinden daha bir yıl geçmeden muhalefet erken seçimi konuşmaya başladı. Nisan'da seçim, Kasım'da seçim, bu yıl olmadı önümüzdeki yıl kesin. O dönemlerde birkaç kez yazdım, erken seçim olmayacak, bu sistemde zaten hiçbir zaman erken seçim olmayacak. Sistemi dizayn eden irade erken seçimi neredeyse imkansız hale getirmiş, sistemi anlayan olmayacağını da anlar.
Uzun süredir de yazıyorum, muhalif arkadaşlar tünelin ucunda gördüğünüz ışık, üzerinize gelen trenin farı, büyük hayallerin hayal kırıklıkları da büyük olur diye. Artık zamanı geldi, bu iddiamızı gerekçelendirelim. Gördüğünüz hayalin, bir similasyon olduğunu anlatalım ki, en azından okumaya hâlâ devam eden muhalif arkadaşların büyük hayaller kurmasını engelleyelim.
HAVUZ PROBLEMİ
Siyaseti yakından takip eden arkadaşlara sordum !!! 2018 seçimlerinde iktidar ve muhalefet yüzde kaç oy aldı diye !!! Yüksek oranda yüzde 52 ve yüzde 48 cevabı geldi. Yani yüzde 2 yer değiştirse muhalefet iktidara geliyor. Bu algı o kadar yaygın ki, hemen herkes böyle zannediyor. Ak Parti'den Deva ve Gelecek Partileri ayrılmış, ekonomik kriz de zaten malûm, GELİYOR GELMEKTE OLAN !!!
Algı bu da gerçek de bu mu, konuşan yok, merak eden hak getire. Sanırım iktidar kanadı da böyle düşünülmesini istiyor, o kanattan da konuşan yok. Peki gerçek ne ?
2018 Cumhurbaşkanlığı seçim sonuçları :
Recep Tayyip Erdoğan : 26.325.188 yüzde 52.6
Muharrem İnce: 15.336.861 yüzde 30.6
Selahattin Demirtaş: 4.205.243 yüzde 8.4
Meral Akşener: 3.649.253 yüzde 7.3
Temel Karamollaoğlu: 443.774 yüzde 0.9
Doğu Perinçek: 98.930 yüzde 0.2
Cumhur İttifakı : yüzde 53.7
Millet İttifakı : yüzde 33.9
Bilgiye ulaşmanın kolay olduğu bir çağdayız. Önemli olan kolay ulaşılan bilgiyi analiz edebilmek, biz de onu yapmaya çalışalım.
- Fark yüzde 2 değil, yüzde 20, yaklaşık 11 milyon oy. Durun hemen itiraz etmeyin, ittifak ortağınız Akşener'in oyunu ilave edeceğiz. Bu durumda da hâlâ fark 7.5 milyon civarı. Aman unutmayalım Temel Karamollaoğlu'nu da ilave edelim, fark 7 milyon gibi. Muhalif arkadaşlar onay verirse, Selahattin Demirtaş'ın oylarını da ilave ederiz. Gelelim olayın analiz bölümüne;
2018 seçimlerinde Cumhur İttifakı seçime tek adayla gidip oyların konsolidasyonunu test etti. İttifak olarak yüzde 53.7 oy alırken, ittifakın adayı Erdoğan yüzde 52.6 aldı. Yani partilerine oy veren seçmenin yaklaşık yüzde 2'si aday Erdoğan'a oy vermemiş durumda. Oyları bir havuzda toplama başarı oranı yüzde 98.
Diğer ittifaka baktığımızda farklı adaylarla seçime girdikleri için ve seçim ikinci tura kalmadığından, ortak havuzda toplanma testi yapılamamış. Havuz Problemi tam da bu aşamada ortaya çıkıyor.
Muhalif tarafın görünürde en sağlam havuzu CHP. Yani aday kim olursa olsun destek vermesi beklenen bu kitle. Bu teori ne kadar doğru sonra bakarız, ilk aşamada diğer oy havuzlarından olası ittifak adayına nasıl su, pardon oy akıtacağız ona bakalım.
- Birinci tespitimiz bu havuzların suyu tam olarak diğer havuza akıtılamıyor ki, birbirine ideolojik olarak teoride yakın iki parti ( AK Parti ve MHP) bile yüzde 98 başarı ile aktarım yapabilmişler. Yani suyun bir kısmı ya hortumda ya da depoda kalıyor.
- Türkiye seçmen yapısı kolay anlaşılsın diye sağ, sol diye tasnif edersek yüzde 65'e 35. Yani diğer tarafın kazanabilmesi için bu taraftan oy transferi gerekiyor. IYI Parti, Deva, Gelecek, Saadet de bu misyonu üstleniyor. Yani diğer havuza gitmesi beklenen oyların rehabilitasyon misyonunu. Böylece hem kendinizi sağ tarafta konumlayıp hem de diğer tarafa oy verebiliyorsunuz. Yoksa İYİ Partili Yavuz Ağıralioğlu'nun dediği;
" Gece rüyasında CHP'ye oy veren sağ seçmen, sabah gusül abdesti alır" sözünü tercüme edemezsiniz.
Tercümeyi de biz yapalım;
İYI Partiye oy verip CHP'ye vermemiş olarak mutlu olun sonra da ne yapalım Erdoğan'ın karşısında bu kaldı diyerek bu adaya oy verirseniz abdestiniz bozulmaz, rahat olun !!!
Aynı durum Saadet, Deva, Gelecek Partileri için de geçerli.
Olayın özeti şu;
Havuzdan havuza oy aktarmak zaten yeterince zorken, Özgür Özel'in 4-6 yaş kur'an kursları çağdışı ortaçağ zihniyetidir, veya belirli aralıklarla Sezgin Tanrıkulu, Dursun Çiçek ve Gürsel Tekin'in HDP'ye bakanlık açıklamaları ile mevcut havuzların dibi deliniyor. Dibi delinen havuzu Erdoğan düşmanlığı ve ekonomik kriz sıvaları ile onarmanın ve doldurmanın zorluğu da ortadadır.
Muhalif arkadaşlara bir öneri ile bitirelim, kazanma umudunuzu asla kaybetmeyin ki olayın heyecanı devam etsin, ancak büyük hayaller kurmayın ki psikolojiniz bozulmasın.