TÜİK ve ENAG, 2025 yılı Ekim ayına ilişkin enflasyon verilerini paylaştı. Açıklanan rakamlar, fiyat baskısının sürdüğünü ve yıl sonuna doğru zam beklentilerinin daha da güçlendiğini gösteriyor.
2025 yılı Ekim ayı enflasyon verileri açıklandı. Hem Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) hem de Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) tarafından yayımlanan veriler, fiyatlardaki yükselişin hız kesmediğini ortaya koydu. TÜİK’e göre tüketici fiyat endeksi Ekim ayında aylık bazda %2,55, yıllık bazda ise %32,87 arttı. ENAG ise aynı dönemde aylık enflasyonun %3,74, yıllık artışın ise %60 olarak gerçekleştiğini duyurdu.
İki kurumun verileri arasında dikkat çekici bir fark bulunurken, hem resmi hem de bağımsız ölçümlerin ortaklaştığı nokta; enflasyonun hâlâ yüksek seyrettiği gerçeği oldu. Açıklanan bu veriler, memur ve emekli maaş zamlarının yanı sıra kira artışları ve yıl sonu enflasyon beklentileri için de kritik öneme sahip.
TÜİK VERİLERİ: EKİM AYINDA TÜFE %2,55 ARTTI
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı Ekim 2025 verilerine göre, Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) bir önceki aya göre %2,55 oranında arttı. Yıllık artış ise %32,87 olarak gerçekleşti.
Açıklanan detaylara göre TÜFE, Aralık 2024’e göre %28,63 artış gösterirken, 12 aylık ortalamalara göre artış oranı %37,15 oldu. Bu oran, başta işyeri kiraları olmak üzere birçok alandaki zam hesaplamasında doğrudan etkili olacak. Konut kiralarında ise hâlen %25’lik yasal tavan uygulaması yürürlükte.
Ekim ayı itibarıyla açıklanan dört aylık enflasyon verileri, Ocak 2026'da memur ve emekli maaşlarına yapılacak artış oranlarını da şekillendirmeye başladı. İlk dört ayda kaydedilen %28,63’lük kümülatif artış, toplu sözleşme farkıyla birlikte zam oranının %19,39 seviyelerine ulaşabileceği ihtimalini güçlendiriyor.
ENAG VERİLERİ: YILLIK ENFLASYON %60
Bağımsız akademisyenler ve ekonomistlerden oluşan Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) da Ekim ayına ilişkin verilerini kamuoyuyla paylaştı. ENAG’ın hesapladığı E-TÜFE’ye göre, enflasyon bir önceki aya göre %3,74 oranında arttı. Yıllık bazdaki artış ise %60 olarak ölçüldü.
Geçtiğimiz ay açıklanan ENAG verilerine göre Eylül’de aylık artış %3,79, yıllık artış ise %63,23 düzeyindeydi. Bu veriler, fiyat artış hızında sınırlı da olsa bir yavaşlamaya işaret ederken, enflasyonun hâlâ oldukça yüksek seviyelerde seyrettiğini gözler önüne seriyor.
ENAG’a göre özellikle temel tüketim ürünlerinde – gıda, kira, enerji ve ulaşım gibi kalemlerde – fiyat baskısı sürüyor. Bu durum, enflasyonun yapısal boyuta ulaşmaya başladığını düşündürüyor.
İTO’NUN İSTANBUL VERİLERİ DE FİYAT ARTIŞINI DESTEKLİYOR
İstanbul Ticaret Odası (İTO) tarafından açıklanan “İstanbul Ücretliler Geçinme İndeksi” verileri de Ekim ayında enflasyonist baskının sürdüğünü ortaya koydu. İstanbul'da perakende fiyatlar aylık %3,31, yıllık bazda ise %40,84 oranında arttı.
Özellikle giyim ve ayakkabı grubundaki %17’lik artış dikkat çekti. Mevsimsel geçişin de etkisiyle bu gruptaki fiyat değişimi genel ortalamayı yukarı taşıdı. Ulaştırma, konut ve enerji harcamalarındaki artış da enflasyon baskısının çok yönlü olduğunu gösteriyor.
GÖZLER YIL SONU BEKLENTİLERİNDE
TÜİK ve ENAG’ın ardından açıklanan Ekim ayı enflasyon verileri, yıl sonu beklentilerini yeniden gündeme taşıdı. Ekonomistlerin tahminlerine göre 2025 yıl sonu enflasyonunun %31 ile %33,06 aralığında şekillenmesi bekleniyor.
Temmuz’dan bu yana art arda gelen veriler, enflasyonun her ne kadar aylık bazda yavaşlasa da yapışkan bir yapıya büründüğüne işaret ediyor. İç talep, kur hareketleri ve enerji maliyetleri gibi dinamiklerin etkisiyle, yılın son iki ayında fiyat artış hızının yeniden ivmelenebileceği tahmin ediliyor.
EKONOMİSTLER UYARIYOR: ENFLASYON DÜŞMÜYOR, YÖN DEĞİŞTİRİYOR
Uzmanlara göre TÜİK, ENAG ve İTO gibi farklı kurumların verileri birbirinden ayrışsa da enflasyonun yüksek seyrini sürdürdüğü ortak bir gerçek. Bu noktada özellikle temel tüketim kalemlerindeki artış, dar gelirli gruplar üzerindeki baskıyı artırıyor.
Ekonomistler, enflasyonun yapısal bir sorun haline geldiğini belirtiyor ve Merkez Bankası’nın kalan iki ayda atacağı para politikası adımlarının önemine vurgu yapıyor. Yeni yıl öncesi iç talepte olası artış, kur geçişkenliği ve enerji maliyetleri gibi faktörlerin fiyatlar üzerinde baskı oluşturabileceği ifade ediliyor.




