Güneşten gelen ultraviyole (UV) ışınlarının ciltte yol açtığı fotoyaşlanma belirtileri ve diğer sağlık sorunları konusunda uzmanlar, Anadolu Ajansı’na değerlendirmelerde bulundu. Uzmanlar, güneşin zararlı etkilerinden korunmak için fiziksel önlemlerin ve güneş koruyucu ürünlerin düzenli kullanımını önerdi.
"Güneşten Korunmanın En Etkili Yolu Fiziksel Önlemler"
İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Deri ve Zührevi Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zekayi Kutlubay, güneş ışınlarına karşı korunmada en etkili yöntemlerin şapka, güneş gözlüğü ve uzun kollu, bol giysiler olduğunu söyledi.
Güneşe özellikle öğle saatlerinde çıkmaktan kaçınılması gerektiğini vurgulayan Kutlubay, "10.00 ile 16.00-17.00 saatleri arasında mümkünse güneşe çıkılmamalı. Güneş koruyucu kullanımı da büyük önem taşıyor. 15 faktörlü bir krem yüzde 95, 30 faktör yüzde 97, 50 faktör ve üzeri ise yüzde 99 oranında koruma sağlıyor. Ancak koruma oranları sanıldığı kadar dramatik fark yaratmaz." dedi.
"Açık Tenli Ve Çocuklar Daha Riskli"
Prof. Dr. Kutlubay, deri kanserlerinin yüzde 90'ının ultraviyole ışınlarına bağlı geliştiğini belirtti. Çocukluk ve gençlik döneminde alınan güneş ışınlarının ilerideki riskleri artırdığını vurgulayan Kutlubay, "Özellikle açık tenli, renkli gözlü, çilli, kızıl saçlı bireyler ile ben sayısı fazla olanlar ve deri kanseri öyküsü bulunanlar risk altındadır." ifadelerini kullandı.
"Fotoyaşlanma, Ciltte Lekelenme Ve Kırışıklıklarla Kendini Gösteriyor"
Ciltteki fotoyaşlanma belirtilerine dikkat çeken Kutlubay, "Güneşe maruz kalan alanlarda kahverengimsi lekeler, kaba görünüm, kırışıklık gibi değişiklikler oluşabilir. Güneş ayrıca var olan benlerin yapısını değiştirebilir, yeni benlerin ortaya çıkmasına ya da kanserleşmeye neden olabilir." uyarısında bulundu.
"Güneşten Tam Kaçınmak Mümkün Değil Ama Bilinçli Korunmak Şart"
Güneşin vücut için faydaları olduğunu da hatırlatan Kutlubay, "Tamamen güneşten kaçınmak doğru değil. Ancak özellikle hassas cilt yapısına sahip olanların daha dikkatli olması gerekiyor." şeklinde konuştu.
"Fotoyaşlanma Çevresel Etkilerle Ortaya Çıkıyor"
Dermatoloji Uzmanı Dr. Dilek Başaran ise fotoyaşlanmayı, cildin güneş ışığına bağlı olarak erken yaşlanması şeklinde tanımladı. Genetik yaşlanmadan farklı olarak çevresel etkenlerle gelişen bu durumun özellikle yüz, boyun ve ellerde daha belirgin hale geldiğini söyledi.
"Güneşe bağlı olarak ciltte kuruluk, kızarıklık, ince kırışıklıklar, ton eşitsizlikleri ve damar genişlemeleri gibi belirtiler görülebilir. Bu etkiler zamanla kalıcı hale gelerek cildin yaşlı bir görünüm almasına neden olur." diyen Başaran, her mevsim güneş koruyucu kullanımının şart olduğunu vurguladı.
"Güneşin Zararı Sadece Ciltle Sınırlı Değil"
Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi İç Hastalıkları ve Tıbbi Onkoloji Uzmanı Dr. Abdussamet Çelebi ise yaz aylarında güneş ışınlarının dik açıyla gelmesi nedeniyle sıcak çarpması, güneş yanığı, sıvı kaybı ve cilt kanseri risklerinin arttığını belirtti.
Özellikle yaşlılar, çocuklar ve kronik hastalıkları olanların güneşten daha fazla etkilenebileceğini kaydeden Çelebi, "Susama hissi azalan bireyler risk altında. Günlük en az 2 litre su içilmeli, risk grubundakiler sıvı alımını artırmalı." uyarısında bulundu.
"Besin Zehirlenmelerine Karşı Da Dikkatli Olunmalı"
Çelebi, yaz aylarında artan gıda zehirlenmelerine de değinerek, "Süt ve süt ürünleri başta olmak üzere, taze gıdalar tercih edilmeli, yiyeceklerin oda sıcaklığında uzun süre bekletilmemesine dikkat edilmeli." ifadelerini kullandı.
