Sosyal medya çağında özel hayat ile kamusal alan arasındaki sınırlar giderek bulanıklaşıyor. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, sosyal medyada yapılan paylaşımların evlilik birliği üzerinde ciddi etkiler doğurabileceğini vurgulayan dikkat çekici bir karara imza attı. Daire, bir eşin TikTok hesabında aşırı makyajla, tanımadığı erkeklerle birlikte video paylaşmasını, "evlilik birliğini temelinden sarsan davranış" olarak nitelendirdi. Kararda, bu tür davranışların sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği ve boşanma sebebi sayılabileceği belirtildi. Yüksek Mahkeme’nin bu yaklaşımı, dijital davranışların aile hukukunda nasıl değerlendirileceğine dair yeni bir dönemin habercisi olarak değerlendiriliyor.
SOSYAL MEDYA PAYLAŞIMLARI SADAKAT YÜKÜMLÜLÜĞÜNÜ ZAYIFLATABİLİR
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, (E: 2023/9834, K: 2024/7134) sayılı kararında, Türk Medeni Kanunu’nun 166. maddesi uyarınca “evlilik birliğinin temelinden sarsılması” ilkesine dikkat çekti. Karara konu olayda, eşin sosyal medya platformunda aşırı makyajlı şekilde ve tanımadığı erkeklerle video paylaşması, sadakat yükümlülüğünün açık bir ihlali olarak değerlendirildi. Daire, bu tür dijital içeriklerin diğer eş açısından evliliği sürdürmeyi çekilmez hale getirebileceğini belirterek boşanma kararı için haklı sebep oluşturduğuna hükmetti.
Bu karar, artık sosyal medya kullanımının yalnızca bireysel tercih değil, aynı zamanda hukuki sorumluluk doğurabilecek bir davranış biçimi olduğunun altını çiziyor. Dairenin yorumu, bireylerin çevrim içi etkileşimlerinde daha dikkatli ve sorumlu olmaları gerektiğini ortaya koyuyor.
YÜKSEK MAHKEME: SOSYAL MEDYA ARTIK HUKUKİ SONUÇLAR DOĞURUYOR
Kararda dikkat çeken bir diğer nokta ise, teknoloji çağında özel hayat ile kamuya açık alan arasındaki sınırların giderek silikleşmesi. Yargıtay, sosyal medyada yapılan her paylaşımın yalnızca ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilemeyeceğini, aynı zamanda eşler arasındaki güven ve sadakat gibi temel değerlere zarar verebileceğini vurguladı.
Dijital davranışların evlilik ilişkilerine olan etkisi, bu karar ile birlikte artık yalnızca etik değil, hukuki bir zemine de oturmuş oldu. Sosyal medya paylaşımlarının, boşanma davalarında güçlü delillerden biri olarak değerlendirilebileceği açıkça ortaya kondu.
“DİJİTAL İÇERİKLER ARTIK MAHKEMELERDE DELİL NİTELİĞİNDE”
Konuyla ilgili değerlendirmede bulunan Avukat Buket Nurşah Tekışık, Yargıtay kararının aile hukukunda önemli bir dönüm noktası olduğunu söyledi. Tekışık, “Artık sosyal medya sadece paylaşım yapılan bir mecra değil. Boşanma davalarında somut delil niteliği taşıyan bir unsur haline geldi,” diyerek kararın önemine dikkat çekti.
Avukat Tekışık, özellikle sadakat yükümlülüğü bağlamında yapılan yorumların, bireylerin dijital platformlardaki tutumlarını gözden geçirmesi gerektiğini gösterdiğini belirtti. “Mahkemeler artık dijital içerikleri delil olarak daha sık dikkate alıyor. Bu da çevrim içi davranışlarımızın sonuçlarının sadece sosyal değil, hukuki anlamda da ciddi olabileceğini gösteriyor” ifadelerini kullandı.





