Ahmet AKÇAALAN'ın Köşe Yazısı

Yıllardır Kocaeli siyasetini takip ediyorum.

Bu benim gördüğüm, bildiğim Ak Parti şuan ki Ak Parti değil.

Derdim aday listelerinde kimin gösterildiği değil.

İsimlere takılmayın.

Çünkü Ak Parti’de aday belirlemede isimlerden çok, yöntem olarak vicdanlar rahat olurdu.

*Kamuoyu anketleri,

*Temayüller,

*Teşkilata verdiği emek

Sanırım aday bu kriterlerden geçti diye ses çıkartılmazdı. Bu kriterlere inanılırdı.

Bu sefer bitmek bilmeyen eleştiriler var.

Kocaeli listesi Ak Parti içerisinde nasıl yorumlanıyor biliyor musunuz?

Anlatayım.

Büyükşehir adayı Tahir Büyükakın hiç müdahil olmadı. Bir gövdede iki baş listeyi hazırladı deniliyor.  İki baş olarak Fikri Işık ve İbrahim Karaosmanoğlu diyorlar. İkisi de listeleri hazırladı. Hadi bakalım diyerek kenara çekildi sanki… Bir ilçe için ise İl Başkanı Abdullah Eryarsoy’un etkisi var diyorlar.

Ve ekliyorlar; “Hani Cumhurbaşkanımız bana sakın gelmeyin, o yakınım bu yakınım demeyin” diyordu.

Tepe de aynı durumda…

Cumhurbaşkanı Erdoğan’a en yakın isimlerden Metin Külünk, “Adaylar doğru seçilmedi. Kamuoyunda karşılığı olmayan isimler. 31 Mart’ta büyük hüsrana uğrayabiliriz” diyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 15 yıl metin yazarı olan Milletvekili Aydın Ünal, “Lakin kaçışımız çürümeden, seviyenin düşmesinden, tahammülsüzlükten kaçıştır. Kaçışımız düşmandan değil, “dost” görünenden kaçıştır. Kaçışımız korkudan değil, pervasızlıktan; tehditten değil, aldırmazlıktan, gözü dönmüşlükten, hırstan kaçıştır. Kaçışımız, masumane kaygılarla dostça uyarılarımızı sınırsız iştihalarının ve kifayetsiz ihtiraslarının önünde mania olarak görenlerin iftiralarından, ithamlarından kaçıştır” diyor.

Benim bildiğim Ak Parti’de liste açıklandığı gün bütün defterler kenara konur, aday adayları canla başla çalışırdı. Mevcut başkanlar iki gün kırılır sonra yeniden sahaya çıkardı.

Bu dediklerim olurdu ama bu sefer olmuyor.

Bakın şimdi, bütün ilçelerde özgün ağırlığı olan aday adayları sessizce süreci izliyor.

Hedefe kitlenme sağlanamıyor.

Neden böyle sorusunun cevabını aradım.

Ak Parti hiç olmadığı kadar kolay adam harcıyor çünkü.

Partililere göre ise iki isim, iki buçuk milyonun önüne geçti.

En acısı ise İbrahim Karaosmanoğlu ve Fikri Işık’ın gemisine güvenen mevcut belediye başkanları büyük siyasi taklaya geldi.

Mevcut başkanları dinleyin. Hiç olmadığı kadar yok sayıldılar. Karnemiz gösterilip, bu yüzden sınıfta kaldın noktasında bir açıklama bekliyorlar.

Kırgınlar.

Aday adayı olan isimler bir nezaket ve sisteme dahil edilmeyi bekliyorlar.

Büyük kırgınlıklar var, bu sefer yaralar iyileşmiyor.

Vatandaşa bakıyorum. Burası çok önemli. Bana göre vatandaş sandıkta cezalandırmak için oy atıyor. FETÖ, PKK terör örgütlerine kızıyor Ak Parti’ye tam destek veriyor. CHP’nin inanç söylemlerine kızıyor Ak Parti’ye oy veriyor. ABD gibi dış ülkelere kızıyor Ak Parti’ye oy veriyor. Fakat devamı var. Artık Ak Parti’ye kızmaya başladılar aynı 24 Haziran gibi. Yerel yönetimlerde ki başarısızlığa bakıp Ak Parti’yi cezalandırdılar ve CHP, MHP, İyi Parti’ye oy verdiler.

Şimdi ise net yazıyorum;

Ekonomi iyi gitmiyor. Asgari ücret zammına dahi sevinilmedi. Vatandaş pahalılığa çok kızgın. Ak Parti yok saysa da ‘Emeklilikte Yaşa Takılanlar’ konusu vatandaşın birinci gündemi. EYT’den dolayı öfke var. Af konusunda acil bir adım atılması gerekiyor. Binlerce insan hükümete bakıyor.  Bu saydığım konularda ise CHP, İyi Parti’ye, MHP’ye kızmıyor Ak Parti’ye kızıyor. Ve bu başlıklarla 31 Mart’ta sandığa gidecek.

Eski Ak Parti’nin bir özelliği daha vardı.

Son 15 günde işi bitirmesi.

Sanırım son formül bu kaldı.

Önümüzde iki ay var.

Sıkıntıları iyi tespit eden Ak Parti bu başlıklara çözüm bulacak mı birlikte göreceğiz.