Ahmet AKÇAALAN'ın Köşe Yazısı
İlk olarak Genelkurmay eski Başkanı İlker Başbuğ, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın FETÖ ile mücadelede yalnız kaldığını söylemişti.
Ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Yalnızım” açıklamasının ardından binlerce Ak Partili yönetici destek mesajı attı.
Gerçek ise netti Cumhurbaşkanı Erdoğan bu mücadelede yalnızdı ve bir isim MHP lideri Devlet Bahçeli tam destek verdi.
Son günlerde ise MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli peş peşe FETÖ’nün siyasi ayağı ile ilgili açıklama yaptı ve bu konunun üzerine gidiyor.
MHP liderinin açıklamaları Ak Parti içerisinde panik oluşturduğu çok açık.
İşte bu fotoğraf bence Kocaeli’ne de yansımalı…
Kocaeli Cumhuriyet Başsavcısı Habip Korkmaz bana göre cesaret içeren, devleti hissettiğim FETÖ konusunda önemli bir açıklama yaptı. FETÖ’den soruşturulan bir memur kadın için kendisinin Ak Partili vekil tarafından arandığını vekilin soruşturulan memur kadın ile ilgili FETÖ ile alakası olmadığını söylediğini ifade etti. Sayın Korkmaz diğer taraftan memur kadın için FETÖ dosyasının çok dolu olduğunu ve vekilin içerik ile ilgili bilgisi olamayacağını anlattı.
Kim bu Ak Partili vekil?
Neden bu dosyaya müdahil oldu?
Bugün Kocaeli Gazetesi dışında kimse sorgulamıyor...
İşte burada MHP Kocaeli İl Başkanı Aydın Ünlü’ye önemli bir görev düştüğünü inanıyorum. Çünkü MHP lideri Devlet Bahçeli tarafından hazırlanan FETÖ raporunun içerisinde yer alan “siyaset ve bürokrasi” kısmı özellikle Kocaeli kamuoyuna duyurulması lazım.
Bakın MHP Genel Merkezi’nin hazırladığı raporda nelere dikkat ediliyor?
İşte o rapor;
FETÖ'nün gerçek yüzünün ortaya çıkmaya başlamasıyla devlet ve toplum hayatımızın sekiz alanında hakimiyet kurmak amacıyla örgütlendiği görülmüştür.
Bu alanlar;
1-Türk Silahlı Kuvvetleri,
2-Yargı,
3-Emniyet,
4-Kamu kurum ve kuruluşları,
5-Basın ve yayın organları ve sosyal medya,
6-Üniversiteler ve eğitim kurumlan,
7-İş dünyası,
8- Siyaset kurumu ve siyasi partilerdir.
Yapılan mücadelenin kesin başarıya ulaşması, aynı zamanda kamuoyu vicdanında karşılık bulması için daha önce defaatle gündeme getirdiğimiz gibi FETÖ'nün Türkiye'de örgütlendiği bu sekiz ayağın tamamına ilişkin etkili mücadelenin ortaya konulması kaçınılmazdır.
Siyaset Kurumunun Bu İlletten Temizlenmesi Elzemdir
Bugüne kadar sekiz ayağın yedisinde önemli mesafelerin alındığı ve örgüte büyük darbe vurulduğu izahtan varestedir.
Bununla birlikte FETÖ'nün siyasi ayağına ilişkin bu düzeyde bir mücadele yapıldığı ve sonuç alındığı söylenemeyecektir.
Devleti bu çeteden arındırırken, siyaset kurumunun da bu illetten temizlenmesi elzemdir. Ancak bu halde mücadelenin kamuoyu vicdanında karşılık bulması ve mücadeleye güveninin artması mümkün olabilecektir.
Darbe girişimi başarılı olsaydı darbecilerin Cumhurbaşkanı, Başbakanı, bakanları, üst yöneticileri kimler olacaktı? Yurffa sulh konseyi ve onun uzantısı olan ağ içinde kimler yer alacaktı? FETÖ'nün değirmenine su taşıyan, Türkiye'yi işgal ve bölme hedeflerine hizmet eden siyasetçiler kimlerdir? Tüm bunların ortaya çıkarılma zaman| çoktan gelmiş, geçmektedir. Merhametten ve zaaftan maraz doğmaması ve telafisi imkansız zararlarla karşılaşılmaması için bu konu üzerine gidilmesi mecburiyet arz etmektedir.
Zira siyaset ayağındaki mücadele zaafı zincirleme olarak bürokrasideki ve diğer alanlardaki mücadeleyi de olumsuz etkilemekte, devlete sızma girişimlerine fırsat tanımakta, yeni ve farklı yöntemlerle FETÖ'yü diriltme emellerine zemin hazırlamaktadır.
Türkiye, Sayın Cumhurbaşkanı'nın ve hükümetinin FETÖ mücadelesine ilişkin ortaya koyduğu kararlı ve güçlü irade ile hem FETÖ mücadelesine devam etmekte, hem de PKK, YPG, PYD ve DEAŞ terör örgütleriyle eş zamanlı amansız bir mücadele sergilemektedir.
15 Temmuz sonrası Türkiye aleyhine ABD ve Avrupa ülkeleri başta olmak üzere tüm dünyada başlatılan lobi faaliyetleri ile Türkiye hasmı bu güçler; alçak kalkışma ile yapamadıkları işgali, ekonomik ve siyasi yaptırım ve operasyonlarla gerçekleştirmek istemektedirler. O sebeple Türkiye, bir yandan FETÖ ile mücadele ederken diğer yandan da içeride ve dışarıda FETÖ yandaşı çevrelerin ve işbirlikçilerin Türkiye'yi ekonomik ve siyasi açıdan köşeye sıkıştırma girişimleri ile karşı karşıya kalmaktadır.