Tefekkür Saati - Ayşe Battal
"Öyleyse siz beni zikredin ki, bende sizi zikredeyim" Bakara 152
İçleri sıcacık hissettirecek, muhteşem bir Ayeti Kerime... Haftamıza ışık saçsın...
.
Rabb'i Zülcelâl'in ne büyük ikramı!
Allah, kulların kendisini zikredişin karşılığında, onları şu küçük kainatlarında zikretmek lütfunda bulunuyor...
Kullar, Rabb'ini dünyalarında zikreder...
Kendileri, o küçük dünyalarından daha küçük değil mi?
Allahü Teâlâ ise onları bu koca kainatla birlikte zikreder...
O, Allahü Zülcelâl'dir...
Ulu ve yücedir...
Allah'ım nasıl bir fazilet!
Allah'ım nasıl bir ikram... Nasıl bir ululuk... Nasıl bir feyiz...
Sahih bir Hadis-i Şerif'te Rasûlallah s.a.v buyuruyor: Rabb'imiz diyor ki; "Ey Adem oğlu, sen Beni kendi nefsinde zikredersen, Ben de seni kendi nefsimde zikrederim. Sen Beni bir toplulukta zikredersen, Ben de seni meleklerden bir toplulukta zikrederim.-Ve ya ondan daha hayırlı bir toplulukta- Sen Bana bir karış yaklaşırsan, Ben de sana bir zira yaklaşırım. Sen Bana bir zira yaklaşırsan, Ben de sana bir adım yaklaşırım. Sen bana yürüyerek gelirsen, Ben sana koşarım."
Ne diyor Rabb'imiz: "SEN BANA YÜRÜYEREK GELİRSEN, BEN SANA KOŞARIM." Bu, hazinelerine haznedar bulunmayan, ihsan ve hikmetlerinin muhasebesi olmayan, Allah'ın kuluna sunduğu coşkun bir nimetten başka bir şey değil...
Bu bir ikram, mübarek bir kerem...
Bunun şükrünü icra edebilmek için secdeye varmaktan başka ne gelir elden?
Allah'ı zikir (namaz,dua,kuran vs.) sadece dille olmamalı. Zikir, kalbin de birlikte harekete geçtiği ruhsal etkidir.
Zikir, kalbin tek başına ve ya dille birlikte coşup taşmasıdır, ruhun ahengidir. Bunun neticesinde insan, Allah'ı ve varlığını kavrar, böyle bir şuurun tesiri altında Allah'a itaat ederek, rü'yetullah (Mü'minin ahirette Allah ile buluşması) vasıl olur.
Hak Teâlâ vuslat bahşediyor...
Mü'min bir kul için bundan daha güzel başka ne vardır?