Çetin Çıldır'ın Köşe Yazısı

Belgesellerde izlersiniz, kimi vahşi hayvanlar av yapar, bazıları hazır ava konma adına planlar yapar, bir kısmı da bunların hiçbiri ile uğraşmaz ve leş yemeyi tercih eder. Doğada gördüğünüz bu sahnelerin gerek insan , gerekse devletlerin hayatlarında birebir karşılığı vardır.

Bugün konumuz devletler ile ilgili bölümü. İnsanlar gibi devletlerin de genetik hastalıkları vardır, nesilden nesille devam eder. Birkaç örnek verelim.

- Amerika için etin elde ediliş şekli hiç önemli değildir, mesele et olsun, av da yapar, plan da, bulamazsa leş de yer.

- Ingiltere sürekli plan yapar, mümkünse etin pişmiş halde masaya gelmesini sağlamaya çalışır.

- Türk milletinin kurduğu tüm devletler ise avcıdır. Ne başkalarının avlandığını almayı hesaplar ve planlar yapar , ne de leş yer.

Bunları anlatmamın sebebi, doğada da planlar ve oyunlar genelde avcılar üzerine yapılır. Bu nedenle de tarih boyunca planlanan büyük oyunlar bu millete yönelik olmuştur. Bu millet güçlendikçe, kurulan oyunlar da büyür.

Son dönemlerde bu ülke ile dertlenen, okuyan ve araştıran insanlar ile her sohbetimde kurulan büyük oyunu anlatıyorlar. Gördükleri resim ile ilgili belirli bir noktaya kadar ortak kanaatlerimiz oluyor. Ayrıldığımız nokta planlar ile ilgili değil, bu planların başarılı olma ihtimali ile ilgili. Çok okuyan ve araştıran bazı dostlarımız bu planları görüyor ve ülkenin geleceği ile ilgili derin endişe yaşıyorlar. Bu endişelerin önemli bir bölümüne katılmakla birlikte, ben bu millete ve kurduğu devlete güvenmeye devam ediyorum. Şunu çok net görüyorum, uzun bir süredir kabuğunda yaşayan bu devlet tekrar av sahasına geri döndü. Bu devlet kadim devlettir, derin bir akla sahiptir. Ne zaman oturması gerektiğini de bilir, ne zaman avlanması gerektiğini de. Bir çok kez yazdım, şu komplekslerinizden arının devletinize güvenin. Tabii ki farkındayız büyük bir oyunun tam ortasındayız. Avcıyı avlamaya çalışıyorlar ve her yolu deniyorlar. Artık anlayın planlar bu topraklara geldiğimiz günden beri yapılıyor ve biz bin yıla yakındır avlanmaya devam ediyoruz. Bazan hasta adam olduk, bazan yıkıldık ama küllerimizden yeniden doğmayı başardık. En zayıf dönemimizde kurtuluş savaşı verip yeniden doğduk. Bu dönem bu devletin en zayıf dönemi değil bunu kör olan bile görür. Plan ne kadar büyükse, rakip ne kadar güçlü ise siz de o kadar güçlüsünüz. Zaten öyle olmasa plan yapmak, içeriden zayıflatmak yerine direkt av yaparlar. Farkında olmadan milleti bunalıma sokarak, planın bir parçası olmayın. Plan da büyük devlet de bunu bilin yeter.

SON SÖZ

Azerbaycan zafer günündeki görüntüler, kendisini bu topraklara ait hisseden herkesi mutlu etmiştir. Bu zafer ile hem global güçlere hem de Türk dünyasına mesaj verilmiştir. Türkiye bu sefer ile 101 yıl sonra bir kez daha sözünü tutmuş ve döneceğiz dediği Kafkaslara geri dönmüştür. Daha yolun başındayız, bekleyen çok. Planları boza boza Türk devleti yola devam ediyor ve edecek. Ülke içindeki bölünmüşlük tek engelimiz. Ama hatırlatalım biz kurtuluş savaşında bile tek vücut değildik. Manda meraklıları o dönemde de vardı, biz bunlarla yaşamayı öğrendik. Bu devletin bugün yaptıklarını on yıl önce hayal edebilen çok az kişi vardı. On yıl sonra yapacaklarını hayal etmeye çalışın. Terörden ve vesayetten kurtulan avcı çok daha büyük avlara hazırlanıyor , destek beklemiyoruz engel olmayın yeter.