Ahmet AKÇAALAN'ın Köşe Yazısı
Siyaset uzun soluklu bir yoldur.
Siyasette attığınız her adım çok önemlidir. En ufak bir hata yıllarca ortaya koyulan hizmetleri gölgeleyebilir.
Siyaset aynı zamanda ilişkiler yönetimidir.
Ve bu ilişkilerde en belirleyici olan liderle siyasetçinin ilişkisidir.
Özellikle liderin güçlü ve baskın karaktere sahip olduğu hareketlerde bu daha da önemlidir.
Bunun en çarpıcı örneğini de Ak Parti’de görüyoruz.
Sayın Recep Tayyip Erdoğan lider karizmasıyla büyük kitleleri arkasından sürüklemekle birlikte pek çok siyasetçinin önünü açtı, onlara fırsat verdi , büyük yetkiler verdi ve dahası…
İşte bunlardan biri de ilimizde hali hazırda milletvekilliği yapmakta olan Sayın Fikri Işık.
Işık, Ak Parti’nin kurulduğu günden itibaren basamakları hızla tırmandı ve çok büyük görevler üstlendi.
Ama son yıllarda da aynı hızda düşüş yaşadı. Çok belli ki Recep Tayyip Erdoğan ile eski hukuku yok. Son 2 yıldır Recep Tayyip Erdoğan’la özel olarak görüştüğü ve bir araya geldiği tek bir fotoğraf karesi bile yok.
Yeni dönemde ne genel merkezde, ne kabinede, ne de mecliste kendisine verilen bir görev yok.
Buraya kadar yazdıklarım yorumsuz ortaya koyduğumuz gerçekler.
Şimdi bu durumu analiz etmek gerekirse;
Bu kadar yüksek makamlara gelmiş bir siyasetçinin sade milletvekilliğinden başka bir görevinin olmaması bence normal bir durum değil.
Belli ki bir sıkıntı var.
Ankara’da ki gücünü yitiren Işık tüm sistemini Kocaeli’ye kaydırdı desem yanlış olmaz. Ekipçi ve ekip arkadaşlarına sahip çıkan bir siyasi karakter olan Işık, özellikle son yerel seçim öncesinde köylerde işini yapan, rutin çalışmalarını sürdüren sade bir milletvekili algısıyla tabiri caiz ise kamuflajıyla Kocaeli’yi arka planda yönetmeye, şekillendirmeye çalıştı.
Bana sorarsanız muvaffak oldu. Bu çalışmalarını Ankara ile daha doğrusu lideri Recep Tayyip Erdoğan ile eskisi gibi güçlü ilişkisi olmadığından perde arkasında sürdürdü.
Yerel adayların belirlenmesinde Büyükşehir ve ilçe adaylarının belirlenmesinde en belirleyici aktör oldu.
Tüm bunları yaparken kendini hiç ön plana çıkartmadı.
Hatta iddialara göre Kocaeli’nde bazı yaptığı görüşmelerde Recep Tayyip Erdoğan’a dair sert eleştirilerde bulunduğunu o kadar çok duymaya başladım ki…
Millî Savunma Bakanlığı sırasında dönemin Genel Kurmay Başkanı Hulusi Akar ile olan anlaşmazlıklarını Ankara siyasetine bilen herkesin dilinde.
Bunun üzerine hiç anlaşamadığı Hulusi Akar’ın Milli Savunma Bakanlığında Işık’ın yerine tercih edilmesi aslında kendisinin tamamen gözden çıkarıldığı olarak okunulabilir.
Ve Işık bu durumu bir şekilde istemese de kabullenmek zorunda kaldı.
Fikri Işık siyasi kariyerini Milli Savunma bakanlığından sonra atandığı yetkisiz bir Başbakan Yardımcılığı ile nihayetlendirdi aslında.
Ve bundan sonra stratejisini tamamen değiştiren Işık’ın Kocaeli’de büyük gelişmeler üzerinde varlığını hissedebiliyoruz. Büyükşehir Belediyesinde ki sürpriz atamalarda Fikri Işık’ı görebilirsiniz.
Büyükakın’la kamuoyu önünde bilinçli olarak çok samimi bir görüntü vermemesine rağmen, bizler gazeteci olarak Işık’ın Büyükşehirdeki ağırlığını ve belirleyici etkisini görebiliyoruz.
Ama burada esas mesele bu ağırlığını ve gücünü saklama gereksinimi duyması.
Ve şimdi;
Fikri Işık’ın bakanlığı döneminde ise bir prototip dizel diğeri de benzinli olarak çalışması yapılan yarı elektrikli yerli araç projesi çöktü.
Ve tüm dünya tamamen elektrikli araçların üretimine hazırlanırken Işık döneminde neden eski teknolojiyle çok ciddi maliyetlerin telaffuz edildiği ve hiçbir şekilde yerli olmayan bir işe girişildi sorgulanıyor.
Bir diğer edindiğim bilgi de Işık’ın döneminde yapılacak aracın motorunun SEAT firmasına ait olduğudur.
İlk etapta Saab firmasına verilen 47 milyon Euro’nun üzerine anlaşmaya göre 200 milyon Euro daha verilecekti.
Fikri Işık’ın bakanlıktan alınmasıyla mevcut proje derhal durduruldu ve tamamen başka bir projeye start verildi.
Ve Cumhurbaşkanı Erdoğan yeni otomobilin tamamen elektrikli tasarlanması talimatı verdi. Bana sorarsanız Cumhurbaşkanı aslında burada büyük bir yanlışın önüne geçmiş oldu.
Ve geçtiğimiz hafta tanıtımı yapılan araç son derece başarılı bir konseptle seri üretime hazırlanma aşamasında.
İşler bu noktaya gelince Fikri Işık’ın çöken yerli otomobil projesi de kamuoyunda sorgulanmaya başlandı.
İddialar 47 milyon Euro’nun buharlaşmasıyla sınırlı değil.
Bu anlaşmada arada bulunan paravan şirket kim?
İsviçre’de bulunduğu iddia edilen bu şirketin sahipleri kimler hala bilinmiyor!
Bir diğer sorgulanan mesele de eğer Işık bakanlığa devam etseydi bu projeyi devam ettirip kalan 200 milyon Euro ödeme Saab’a ve aracılara yapılacak mıydı?
Tüm bunlara ek olarak, geçtiğimiz hafta Gölcük’te yapılan törende ve sonrasında Gebze’de ki yerli otomobil tanıtım töreninde Fikri Işık’ın adı bile geçmedi.
Cumhurbaşkanı iki toplantıda da Işık’ın yüzüne bile bakmadı.
Tüm bunların üzerine Fikri Işık sosyal medyada bu iki önemli törene dair tek bir paylaşım yapmadı.
Ve Fikri Işık bunun üzerine gelen tepkilerden sonra gece yarısı Tweet atarak detaylı bir açıklama yapacağını duyurdu.
Bu yazıma kadar açıklama konusunda bir gelişme duyuru olmadı.
Bana sorarsanız Fikri Işık’ın detaylı bir açıklama yapması çok zor.
Gazetecilik öngörüm hatta yapamayacak diyor.
Yanılabilirim ama düşünüyorum.
Ne açıklama yapabilir ki?
Ne diyecek?
Benim arabam daha mı güzeldi diyecek?
Saab’a bu paraları göndermedik mi diyecek?
Şimdi ilan edilen TOGG isimli otomobil; gerek teknolojisi, gerek tasarımıyla Işık’ın bakanlığı döneminde ortaya koyulan araçtan tamamen farklı bir araç. Tamamen yeni teknolojiyle üretilmiş ve gerçekten dünya pazarında rekabet edebilecek bir araç.
Gerçek tablo bu.
Ayrıca bugün bu konuya dair bir açıklama yapması kendisi açısından yeni bir siyasi krizi beraberinde getirecektir.
Hatta hali hazırda Ankara ile yıpranmış olan ilişkilerini tamamen bitme noktasına getirebilir.
Dönüşü olmaz.
Fikri Işık otomobil konusuyla ilgili detaylı açıklama yapacağını duyurarak kendisini siyasi bir çıkmaza sokmuştur.
Bir gerçek var ki Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan’a katılacaksa bu açıklamayı yapar derim. Yaparsa o isimlerde de eksi yazar gibi geliyor.
İşin özü Fikri Işık açıklama çıkmazı yaşıyor.