Ahmet AKÇAALAN'ın Köşe Yazısı
Ak Parti danışma toplantılarında İl Başkanı Mehmet Ellibeş şöyle demişti;
“Bizi eleştirin, eksiklerimizi yazın. Mahallenizi, bölgenizde beklentileri yazın. Bilelim”
Bu konuşmayı duyduktan sonra Mehmet Ellibeş’i takdir etmiş, “Ak Parti fabrika ayarlarına dönüyor” diye yazı yazmıştım.
Şimdi bu yazımla Mehmet Ellibeş’e bir çağrım var.
Mesleğimde asla kimsenin avukatı olmadım.
Bu yazıma da Ak Parti İzmit Belediye Meclis Üyeleri Şener İnce, Muharrem Tutuş’u savunuyor gibi algılanmaması adına böyle başlamak istedim.
Herkes zaten kendisini savunur.
Ancak Şener İnce, Muharrem Tutuş, Erdoğan Şentürk gibi isimler çöp tesisi konusunda Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın’ın “Kandıra’ya kurulacak” fermanına tepki göstermelerinin üzerine resmen linç ediliyor.
Birileri gibi makam için onlarda susabilir hemen ziyaret gerçekleştirip, makamda olanları övebilirdi ancak özlerine ihanet etmediler.
Bu isimler için disipline gönderilsin çağrısı yapanlar var.
Böyle bir şey olabilir mi?
Bu nasıl sistem?
Bu nasıl parti içi demokrasi?
Farklı düşüncesini söylüyor diye bedel ödetmeyi düşünmek nedir?
Kimsenin avukatı değilim ama seçilen meclis üyeleri bölgelerinin sesi olmayacaksa neden seçtiniz?
Vatandaşın sesi olmayacaklarsa neden listeye aldınız?
Yok bu isimleri meclis üye listesine alanlardan da hesap sorulmalıymış. Bu nasıl bir anlayış?
İşte Ak Parti tam bu yüzden kaybediyor.
Kim farklı bir düşünce söylese hain ilan edeceksiniz neredeyse…
Meclis üyeleri Ak Parti’nin kan kaybetmemesi için bir durumu dile getirdi, hainlik mi yaptı?
Partiler demokrasinin işleme aracı değil midir?
İstişare mekanizmasına ne oldu?
Ortak akıl ne oldu?
Durumun ideoloji ile alakası yok. Kim daha çok reisci, kim daha çok Ak Partili durumu değil. Bir bölge insanının dışa vurulmuş sesi oldular.
Konuyu etnik duruma bağlamaya çalışanlar ayıptır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendi partisinden gelen fabrika bacalarının filtrelenmesi konusunu ret etmedi mi?
Meclis üyelerinin kendi menfaati yok, bir çıkarı yok bir duruş sergiliyor siyasi bedel ödetecekler.
Fikir veriyorlar arkadaş,
Diyorlar ki, her ilçe kendi yapsın, yerinde çözüm olsun.
Bir gerçek var ki Ak Parti içerisinde yerel demokrasi tamamen tıkanmış demek ki. Ben yaptım oldu anlayışı resmen Kocaeli’ye çökmüş demektir.
Daha kendi meclis üyelerini, parti yöneticilerini ikna edememişsin, istişare yapmamışsın sonra da tepki gelince oturalım görüşelim.
Söylemek istediğim parti içerisinde hepiniz aynı düşünemezsiniz.
Çok seslilik en önemli enstrümandır.
Dava ve hizmet sadece aynı şeyi söyleyerek bağırmak değildir.
En acısı ise yönetimsel yanlış alınan kararlar yüzünden Alikahyalılar ile Kandıralıları karşı karşıya getirmek isteyen zihniyettir.
En acısı ise İzmit seçimlerinde Kandıra İlçe Başkanı, belediye başkanı olmak üzere bütün Kandıralıları İzmit için çalıştırırken konu Kandıra olunca siz İzmit’tesiniz ne işininiz var Kandıra ile demektir.
En acısı ise “Ben dedim oldu anlayışıdır”
En acısı ise “benimle aynı düşünmüyorsun hainsin” anlayışıdır.
Ve son sözüm.
Unutmayın hak siyasetten, makamdan daha üstündür.