Genel

Muazzez Abacı Son Yolculuğuna Uğurlandı

Türk Sanat Müziği’nin efsane ismi Muazzez Abacı, Ankara’da Kocatepe Camii’nde kılınan cenaze namazının ardından Cebeci Asri Mezarlığı’nda toprağa verildi.

Abone Ol

Türk Sanat Müziği'nin unutulmaz isimlerinden biri olan Muazzez Abacı, 78 yaşında hayatını kaybetti. ABD’de geçirdiği kalp krizi sonrası vefat eden sanatçının cenazesi önce İstanbul’da ardından Ankara’da düzenlenen törenlerle uğurlandı. Gözyaşları içinde toprağa verilen Abacı, hem sesi hem de zarafetiyle Türkiye’nin kültürel hafızasında silinmez izler bıraktı. Kızı Aslı Abacı, annesinin ölümüne ilişkin yaptığı duygusal açıklamalarda, yaşanan sürecin beklenmedik şekilde geliştiğini ifade etti. Sanat camiası ve sevenleri, büyük sanatçıya son kez veda ederken törende duygusal anlar yaşandı.

KOCATEPE CAMİİ’NDE DUYGU DOLU VEDA

Muazzez Abacı için Ankara Kocatepe Camii’nde düzenlenen cenaze töreni, sanat camiası ve siyaset dünyasından birçok ismi bir araya getirdi. Öğle namazına müteakip kılınan cenaze namazının ardından sanatçının naaşı Cebeci Asri Mezarlığı’nda defnedildi.

Cenazeye; Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Batuhan Mumcu, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Yayman, CHP Genel Başkan Yardımcısı Aylin Nazlıaka, şarkıcı Sibel Can, TRT Ankara Radyosu’ndan sanatçı dostları, sanatçının kızı Aslı Abacı ve çok sayıda seveni katıldı.

Cenaze sırasında zaman zaman gözyaşları hâkim oldu. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu ve sanatçılar Bülent Ersoy ile Seçil Heper ise çelenk göndererek taziyelerini iletti.

KIZI ASLI ABACI’DAN ÇARPICI AÇIKLAMALAR: “BÖYLE BİR ŞEY BEKLEMEDİK”

Muazzez Abacı’nın kızı Aslı Abacı, annesinin sağlık durumuyla ilgili yaptığı açıklamada, ölüm sürecinin hızlı ve beklenmedik şekilde geliştiğini dile getirdi.

ABD’de geçirdiği kalp krizi sonrası anjiyo uygulandığını belirten Abacı, işlemin ardından annenin genel durumunun iyi olduğunu ancak gelişen komplikasyonların diğer organlara zarar verdiğini ifade etti.

“Son iki gün konuşamadık, çünkü durumu ağırdı” diyen Aslı Abacı, “Acı bir kayıp. Hem var hem yok gibi. Böyle bir şey beklemedik, hiç aklımıza gelmedi. Annem şimdiye kadar ölümden hiç bahsetmedi. Onu Ankara’ya getirdiğime çok mutluyum, artık Ankaralılara emanet” ifadelerini kullandı.

Torunu Sera Anderson da anneannesini çok sevdiğini belirterek, duygularını kısıtlı Türkçesiyle dile getirdi: “Anneannem çok sevdiğimdi. Üzgünüm.”

BAKANLIKTAN DESTEK: “VESİYETİNİ YERİNE GETİRDİK”

Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Batuhan Mumcu, törende yaptığı konuşmada, Muazzez Abacı’nın vasiyeti doğrultusunda naaşının Türkiye’ye getirildiğini söyledi.

“Çok sevdiğimiz bir sanatçıyı kaybettik. 78 yıllık hayatına çok şey sığdırdı, büyük bir miras bıraktı. Saygıyla anıyoruz” diyen Mumcu, Bakan Mehmet Nuri Ersoy’un talimatıyla sürecin yakından takip edildiğini ve gerekli tüm desteğin verildiğini belirtti.

Bakanlık olarak sanatçının değerinin farkında olduklarını vurgulayan Mumcu, Türk Sanat Müziği’ne katkılarıyla Abacı’nın kültür dünyasında özel bir yere sahip olduğunu sözlerine ekledi.

MUAZZEZ ABACI’NIN SANAT YOLCULUĞU: RADYODAN GAZİNOLARA

Muazzez Abacı, 1947 yılında Ankara’da dünyaya geldi. Müzik hayatına 1966’da TRT Ankara Radyosu’nda adım attı. Burada klasik Türk müziği eğitimi aldı ve repertuvar disiplinini geliştirdi. Bu dönem, onun sanat hayatındaki temel yapı taşlarını oluşturdu.

1973’te yayımladığı ilk plağı “Bir Sen Kaldın İçimde Kervan” ile dikkatleri üzerine çeken Abacı, 1978’de “Dönüş”, 1981’de “Yasemen”, 1983’te “Şakayık” ve 1990’da “Vurgun” gibi eserlerle büyük çıkış yakaladı. Özellikle “Vurgun”, onun müzik kariyerindeki en ikonik eserlerden biri oldu.

Bülent Ersoy ve Emel Sayın gibi isimlerle aynı sahneyi paylaşan Abacı, Maksim Gazinosu’nda yıllarca assolistlik yaptı. 1998’de “Devlet Sanatçısı” unvanıyla onurlandırıldı. Müzik kariyeri boyunca 30’a yakın albüm yayımladı; “Sensiz Saadet Neymiş”, “Kimseye Etmem Şikayet”, “Seni Ben Ellerin Olsun Diye mi Sevdim” gibi klasik eserlerdeki yorumlarıyla hafızalarda yer etti.

TÜRK SANAT MÜZİĞİ’NE BIRAKTIĞI MİRAS UNUTULMAYACAK

Muazzez Abacı, yalnızca sesiyle değil, sahne duruşu ve zarafetiyle de bir döneme damga vurdu. Klasik eserlerin yanında çağdaş besteleri de seslendiren sanatçı, genç kuşaklara örnek olacak nitelikte bir sanat anlayışını benimsedi.

2000’li yıllarda müzik dünyasındaki durgunluk nedeniyle sahnelere ara verdi. 2007’de “Hayalin İçin Söyle” adlı televizyon programında jüri üyeliği yaptı. Sayısız ödüle layık görülen Abacı, Altın Plak ve Yaşam Boyu Onur Ödülü gibi birçok prestijli ödül kazandı.

Muazzez Abacı, ardında derin bir iz bıraktı. Onun yorumladığı eserler hâlâ dillerde ve gönüllerde. Türkiye, büyük bir sanatçıyı kaybetti ama onun sesi ve ruhu, müziği aracılığıyla yaşamaya devam edecek.