Tefekkür Saati - Ayşe Battal
Ne çok duyarız değil mi "Neden yaratıldık" sorusunu? Kimisi zihninde bu soruları sorarken, "Dünyaya gelmeyi ben istemedim ki" der, "Kimisi bana sorulmadı" der... Bu sorular böyle sürer gider... Peki çocuğunuzun size aynı soruyu sorduğunu düşünün... Onları dünyaya getirirken, çocuklarımıza soruyor muyuz? Ve Rabb'imize "Bu dünyanın yükünü çekeceğimize dair söz verdiğimiz" gerçeğinin farkında mıyız? Allah'üalem olayları yani gaybı sorgulamak insanın görevi değil, (Allah korusun) bu bizi inkâra götürür. "Neden yaratıldım" değil,
"Görevim ne" olmalıdır gerçek soru...
.
"Hani Rabb'in meleklere: 'Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım' demişti" Bakara 30.
İnsan! Ne kadar mühim bir varlık halbuki... Dünya aleminde; insanın insanla kırıldığı, insanın insanla hor görüldüğü, insanın insanla aşağılandığı bu dünyevi varlığa, harikulade değer biçen bir Rabb'imiz var. "Allah'ın hilafet anahtarını teslim ettiği varlığın adıdır insan..."
.
"Hani Meleklere: Âdem'e secde edin demiştik" Bakara 34.
Bu insana bahşedilen büyük bir ikram. Yeryüzüne zarar verecek ve kan dökecek olan bu varlığa; onları meleklerden üstün tutacak sırlar verdi Rabb'imiz...
-Doğru yolu seçebileceği hür irade sırrı...
-İnsan tabiatındaki iki yönlülük...
-Yolunu ayırmak için irade kullanma kudreti...
-Ve kendi çabasıyla Allah'ı bulma emaneti...
Peki ya cennetteki haram ağaç...
Hz.Âdem ilk andan itibaren yeryüzünde yaşamak için yaratılan bir varlıktı. O halde bu ağaç neden haram oluyordu? Hz.Âdem niçin imtihan ediliyordu?
Şehid Seyyid Kutup Hoca Kur'an'ın Gölgesi'nde tefsirinde "Bu tecrübe, yeryüzünde halife olacak şahsı yetiştirmek için yapıldı" diyor...
Yani; O'nu sapkınlığa karşı savaşa hazırlamak, acıları tattırmak, pişmanlığı yudumlatmak, düşmanı tanımak gibi.. Rabb'imizin eğitimini görüyoruz aslında burada.
.
Velhasıl;
Yasaklanan ağaç hadisesi, tiyatrolara, sinemalara ya da hikayelere konu alınacak kadar yüzeysel ve basit bir konu değil.
Ne anlamalıyız "ilk insan" kıssasından?
1.İnsanın yaradılış amacı zaten yeryüzü içindi... Bu "Adem ile Havva'nın günah yükünü biz çekiyoruz" diyen kesime cevap olacaktır.
2.Şeytanın lezzetlere vesvese vermesi... Bu bir kulun her zaman uyanık olmasını gerektiren konudur.
3.Sarhoşluktan sonra ayılma, af dileme... En güzel kısım... Yani tevbe kapısı hep açıktır..
Hz.Âdem'in bu tecrübesi, insanoğlunun benzeri şeylerle karşılaşacağı ve şeytanla olan mücadelesine hazırlıklı olmasıydı.
Bitmeyen savaşa hazırlık!
Bu savaş Allah'a verilen ahidle şeytanın sapıklığı arasındaki savaş!
Bu savaş meydanı bizzat insanın kendisi!
Kazanan ya da kaybeden bizzat insan!
.
Üçüncü bir yol yok...
Ya Allah ya şeytan!
Ya hidayet ya delâlet!
Ya hak ya batıl!
Ya kurtuluş ya hüsran!
İşte Kur'an'ın, bütünüyle anlatmak istediği gerçek. Yani zihinlerdeki sorgularınız bile imtihanınız. Neden var olduk yerine, "görevim ne" diye sormalıyız. Görevin "Allah'a kulluk" olduğunu unutmamalıyız...