ÇETİN ÇILDIR'IN KÖŞE YAZISI
Bazen bir rüzgâr eser, insanlar yaprak misali bir taraflara savrulur.
Rüzgârın şiddeti arttıkça akıl da kendini esen rüzgâra bırakır.
Bu iklimde sağlıklı düşünmek zordur, esen rüzgârın tersine söylediğiniz her şey uçar gider.
İki yol ortaya çıkar, ya sen de kendini bırakır, estiği yöne gidersin ya da mücadele yolunu seçersin.
Mücadelenin de bedeli vardır, yıpranırsın, bazen da dışlanırsın.
İnsanların büyük çoğunluğu ilk yolu yani rüzgarın estiği yönü seçer.
Aradan yıllar geçer belki anlarlar gittikleri yolun yanlışlığını ama onlar çoğunluktur, yeni bir rüzgâr bulur yollarına devam ederler. Az olanlar da çıkan yeni rüzgâr ile mücadeleye başlar. Bazen kendisini sorgular, rüzgârın yanında kendisi ile de mücadele eder ya devam eder ya da vazgeçer. Bu durumda ayrılanlar da gidince mücadele edenlerin sayısı iyice azalır. Ama bitmezler.
Yüzüncü yılına hazırlanan devletin ömrünün yarıya yakınını hatırlayanlardanız.
Darbeler de gördük, otel lobilerinde kurulan ya da yıkılan iktidarlar da.
Terör, ekonomik kriz gibi sorunların nicelerini gördük. Gazete patronlarının evinde pijama ile karşıladığı başbakanları gördük, kumarhane çıkışı yumruklanan başbakanları da. Genelkurmayın gece yanan ışıklarının ya da Tüsiad'ın açıklamaları ile siyasetin belirlendiği dönemleri yaşadık.
O dönemlerde memlekette demokrasi eksikliğinden bahseden kimseye rastlamadım.
Atanmışlar seçilmişleri ucuz bahanelerle devirirken atılan gazete manşetleri hâlâ hafızamızda taze.
Bugünlerde demokrasi havarisi kesilenlerin o günlerdeki pozisyonlarını da unutmuş değiliz. Sorsan o günlerde rüzgâr o taraftan esiyordu der geçerler.
Bugünlerde de muhalif rüzgârlar esiyor.
Etrafımızda bol miktarda mevcut, dinliyorum.
İklim muhalif olmak için son derece müsait, yıllarca sandığa gidip gitmedikleri belli olmayan insanlar, her ortamda siyaset yapmaya çalışıyor. Henüz tutunacak sağlam bir dal bulamadılar. Bazan İmamoğlu'na, bir gün Mansur Yavaş' a, diğer gün Akşener'e sarılıyorlar. Talepleri kazanacak aday !!!
Dikkat edin yönetebilecek aday arayışı yok. Öyle ya bu ülkeyi kim olsa yönetir zaten !!!
Temel mesele Erdoğan gitsin.
2002 'de rüzgâr Erdoğan gelsin şeklinde eserken tam karşısında yer alıyordum. Gitsin şeklinde eserken de tam karşısındayım. Ben rüzgâr sevmiyorum, rüzgâr hızlansın diye üfleyerek yardımcı olanları hiç sevmem.
Zor bir coğrafyada yaşamayı seçmişiz, sürdürebilmek için rüzgâra değil akla ihtiyacımız var. İp üzerinde elinde değnek de olmadan rüzgârda değil, fırtınada yürümeye çalışan cambaz becerisine ihtiyacımız var, düz yolda yürümeyi beceremeyenlere değil.
Bu kadar uygun iklimde siyaset üreterek umut olmayı başaramayanların, ülkeyi yönetebileceklerine ikna olmak da ilginç bir ruh hali.
Temel problem rüzgâr, ekonomik krizle birlikte sert esiyor, akıl da kapılıp gidiyor.
Yapacak bir şey yok, mücadeleye devam.
SON SÖZ
Bu yazıda anlatılmak istenenleri;
Dünyanın en doğru işini de yapsalar karşı çıkarız, biz muhalifiz diyenler doğal olarak anlamayacaktır. Onlar rüzgâra göre hareket etmezler;
İzmir örneğindeki gibi tek bir çivi bile çakılmasa aynı yerde durmaya devam ederler.
Mesaj 2002'deki rüzgâra kapılıp AK Partiye destek verip, bugün de yine rüzgârın etkisi ile yer değiştirenlere.
O GÜN DE YANLIŞ YAPTINIZ, BUGÜN DE YANLIŞ YAPIYORSUNUZ.