İstanbul’da gerçekleştirilen 1. Dünya Girişimsel Nöroloji ve Nöroşirürji Kongresi’nin (WINNC 2025) düzenleme komitesinde yer alan Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve İnme Merkezi Sorumlusu Prof. Dr. Atilla Özcan Özdemir, inme vakalarına ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Özdemir, inmenin artık sadece ileri yaş hastalığı olmaktan çıktığını, gençlerde de sıklıkla görüldüğünü vurguladı.
“İnme, Kadınlarda Meme Kanserinden Daha Yaygın”
Prof. Dr. Özdemir, inmenin beyin damarlarının tıkanmasıyla (iskemik) veya beyin kanamasıyla gelişen iki türü olduğunu belirterek, özellikle iskemik inmenin hem dünyada hem de Türkiye’de sık görüldüğünü ifade etti.
Kadınlarda inme sıklığının son yıllarda arttığına dikkat çeken Özdemir, “İnme, artık meme kanserinden daha yaygın hale geldi. Başlıca ölüm nedenlerinden biri ve erişkin yaşta kazanılmış engelliliğin en sık nedeni. Bu nedenle ciddi bir halk sağlığı sorunu haline geldi” dedi.
“60’lı Yaşlara Kaydı, Gençlerde Artış Var”
İnmenin “ileri yaş hastalığı” olarak bilinse de artık ortalama yaşın 60’lara düştüğünü kaydeden Özdemir, genç yaşta geçirilen inme vakalarında da belirgin bir artış yaşandığını söyledi.
Kalp hastalıklarının da önemli bir risk faktörü olduğunu vurgulayan Özdemir, “Kalp kaynaklı pıhtılar beyin damarlarını tıkayarak inmeye neden olabilir. Şeker hastalığı, hareketsizlik, stres, viral enfeksiyonlar ve sigara kullanımı da inme riskini artırıyor” diye konuştu.
“Belirtileri Görür Görmez 112 Aranmalı”
İnmede erken teşhisin hayati önem taşıdığına dikkat çeken Prof. Dr. Özdemir, ani konuşma bozukluğu, yüzde kayma veya kolda güçsüzlük gibi belirtilerin ciddiye alınması gerektiğini belirtti.
“Bu belirtilerden biri veya birkaçı varsa zaman kaybetmeden 112 aranmalı. Yüzüne su çarpmak, soğan koklatmak, ‘biraz dinleneyim geçer’ demek yanlış. Doğru olan, hemen sağlık ekiplerine ulaşmak” uyarısında bulundu.
“İlk 24 Saat Çok Kritik”
Türkiye’de inme tedavisinde önemli ilerlemeler kaydedildiğini vurgulayan Özdemir, pıhtıyla tıkanan beyin damarlarının anjiyo yöntemiyle açılabildiğini söyledi.
“Bu müdahaleler sadece inme merkezlerinde yapılabiliyor ve ilk 24 saat çok kritik. Erken müdahaleyle felç kalmanın önüne geçilebiliyor. 112 ekipleri hastayı tanıyarak doğru merkeze ulaştırmak için özel eğitim alıyor” dedi.
“Boyun Masajı Damarı Yırtabilir”
Son yıllarda gençlerde de inme oranlarının arttığını belirten Prof. Dr. Özdemir, özellikle boyun bölgesine yapılan masajların ciddi risk oluşturduğunu söyledi.
“Boynumuza masaj yaptırmamalıyız. O bölgede beyni besleyen damarlar geçiyor. Ehil olmayan kişilerce yapılan masajlar damar yırtılmasına, yırtılan damarda pıhtı oluşmasına ve bunun beyin damarlarını tıkayarak inmeye yol açmasına neden olabilir. Sadece bizim kliniğimize ayda 1-2 bu şekilde vaka geliyor” ifadelerini kullandı.
“Burun Damlalarına da Dikkat”
Prof. Dr. Özdemir, gribal enfeksiyonlarda kullanılan bazı burun damlalarının da tehlikeli olabileceğine dikkat çekti:
“Bu damlalar, özellikle hipertansiyon hastalarında ani tansiyon yükselmesine yol açarak beyin kanaması veya inmeye neden olabilir. Hipertansiyonu olan kişilerin bu tür damlalardan uzak durması gerekir.”