Çetin ÇILDIR'ın Köşe Yazısı
Düzenli ordular, kendileri gibi ordulara karşı savaşmak üzere hazırlanırlar. Eğitimleri, donanımları, taktik ve stratejileri, buna göre tasarlanmaktadır. Gayri Nizami harp olarak tanımlanan, düzen dışı, strateji ve taktikleri farklı kuvvetler, her dönemde düzenli ordulara büyük zorluklar çıkarmıştır. ABD Vietnam da büyük hizmete uğramış, 50.000‘in üzerinde kayıp vermiş ve büyük bir travma ile geri çekilmek zorunda kalmıştır. Vietnam sendromu olarak tanımlanan bu psikolojik durum, sağ olarak kurtulan ABD askerlerinde, tıp literatürüne geçen bir rahatsızlık ortaya çıkarmıştır. Bu savaş hala ABD askeri akademilerinde ders olarak okutulmakta, her girdikleri savaşta ABD halkının gündemine yeniden gelmektedir. Rusya, Afganistan'da aynı tramvayı yaşamış ve geri çekilmek zorunda kalmıştır. Savaşta verilen kayıplar ve kamuoyu baskısı, askeri gerekçesi bulunmayan, siyasi amaçlar için yapılan bu savaşlar düzenli orduların kabusu olmuştur.
Fırat Kalkanı operasyonu başladığı dönemde tartışılmaya başlayan, Suriye bataklığı söylemleri bu sendromun etkilerinin bizde de oluştuğunu düşündürdü. Bunu ortaya atan çevrelerin bizim 1984 yılından beri, terörle mücadele ettiğimizi, binlerce insanımızı da bu mücadele sonucu kaybettiğimizi bilmemeleri mümkün değil.
Sözü edilen savaşları yapan ABD ve Rus ordusu ile en önemli farkımız ise, biz ülkeleri işgal veya dizayn etmek için değil, ülkemizi ve insanımıza terörden korumak için savaşıyoruz. Bu nedenle de bizim ordumuzda ne Vietnam, ne de Afganistan sendromları oluşmaz. Suriye bataklığı veya Ortadoğu bataklığı denilen yerlerde, sadece Yüzyıl önce kaybettiğimiz topraklarımız. İngilizlerin cetvel ile çizdiği sınırlar da karşı tarafta yaşayanlarda, kardeşlerimiz.
Bu çerçevede Afrin operasyonu, Fırat kalkanı operasyonunda kaybettiğimiz 72 şehidin anısına 72 uçakla başladı. 18 Mart Şehitler gününde de, Afrin merkezine girilerek kent kontrol altına alındı. Başlangıcından tamamlanmasına kadar olan tüm aşamalar ders olarak harp akademilerinde okutulacak, gayri nizami harp karşısında düzenli orduların el kitabı olacak niteliktedir. Musul'da ve Rakka da ABD'nin, Doğu Guta'da rejim güçleri ve Rusya'nın yaptığı katliamlar, yıkılan yok edilen şehirler, ölen siviller kimin umurundadır?
ABD, İsrail'in güvenliği ve büyük İsrail hayali, Rusya, Akdeniz'deki tek limanı'nın ve stratejik ortağı Esad'ın güvenliği, İran, Şii Hilal'i kurma hayali peşindedir. Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri ABD yalakalığı ve bunun karşısında iktidarlarının devamı hedefi. Almanya ve Fransa ortadoğu silah pazarından pay alma telaşı. Ortadoğu'da bir söz var iki balık okyanusta kavga ediyorsa, az önce oradan bir İngiliz geçmiştir derler. Peki, ölen kadınlar ve çocuklar bu işin neresinde. Birçoğunuz çocuğunda yaşamıştır, Gök gürültüsünden korkan kız çocukları, gece babalarının yanında yatmak isterler. Bombalar yağıyor çocukların başlarına bizim dışımızda kimin umurunda.
PKK'nın kuruluşunda, başta CIA ve Mossad olmak üzere, birçok istihbarat örgütünün izi bulunmaktadır. Bu desteğin açık olarak ortaya çıkışı ise doksanlı yıllardadır. 1991 yılında çekiç güç ile bölgeye gelen ABD, terör örgütünü açıkça desteklemeye başlamıştır.
Bu durumu resmi ağızdan ilk olarak açıklayan, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Eşref Bitlis 1993 yılında suikaste uğramıştır. Bugün kurulmaya çalışılan, PKK,YPG,PYD sınır ordusunun temelleri o yıllarda atılmıştır. 25-30 yıllık bir hazırlık süreci, Afrin bölgesine yapılan 5-6 yıllık bir tahkimat, binlerce tır silah, eğitimler ise 58 günde yerle bir edilmiştir. ABD ve İsrail de kopan fırtınanın, açıklanan endişeli beyanların sebebi budur. Sivil kayıplar üzerinden yapılması planlanan, propaganda imkanları’da ellerinden alınmıştır. Rakka, Musul, Doğu Guta görüntülerinin yanına iliştirilen, Afrin kent merkezi görüntüleri söylenecek söz bırakmamaktadır. Türk ordusu, psikolojik harp teknikleri konusunda da sahadaki kadar başarılı olmuştur. Atılan iftiralara anında görüntüler ile karşılık verilmiş, operasyona birde psikolojik harp dersi eklenmiştir. Teröre ve teröriste karşı büyük bir psikolojik üstünlük sağlanmıştır.
Milli silah teknolojisi gelişimi için, hayatlarını ortaya koyan ( Aselsan mühendisleri ölümlerini unutmayalım) insanlar, bugün ortaya çıkan başarıların adı bilinmeyen, gizli kahramanlarıdır. Operasyonu planlayan, sahada terörle adam gibi nasıl mücadele edilir gösteren tüm kahramanlarımıza şükranlarımızı sunuyorum. Bu başarıda siyasi iradenin, destek veren tüm siyasi partilerin, dua ve desteği ile bütünleşen halkımızın katkısı önemli ve değerlidir.
SON SÖZ
Son zamanlarda bir yere vurduğumuzda, ses ya ABD’den ya da Almanya'dan gelirdi. Bu kez bunlara ilave olarak Erbil'den de ses geldi. Hani şu ABD ve İsrail desteğiyle, referandum yapıp satılınca geri çekilen Erbil'den. Afrin düşünce karalar bağlayıp, yas ilan etmişler. Biraz bekleseler topluca yas tutarlardı. Daha Menbiç, Ayn-el Arap, Sincar ve kandil var. 1984 Eruh baskını ile başlayan PKK terörün de, sivrisinekler ile uğraşmak yerine bataklığı kurutma aşamasına ilk kez bu kadar yaklaştık. Afrin'e giden askerlerimizin gözlerinde bu azim ve kararlılığı gördük. Rabbim bu yolda şehit düşen tüm kardeşlerimize rahmeti ile muamele etsin. Mekanları cennet olsun