AHMET AKÇAALAN'IN KÖŞE YAZISI
Dün “Nöbetçi Eczane Kuyruğu” başlıklı köşe yazımda ilaç yokluğu ve vatandaşın soğuk havalarda saatlerce nöbetçi eczane önünde beklediğini ifade ettim. Bu duruma karşılık nöbetçi eczane sayısının arttırılması gerektiğine dikkat çekmiştim.
Derdim eczacıları hedef göstermek asla değildi.
Ancak bazı tanıdığım eczacılar yazım sonrası “Gel bir de eczacıları dinle” diyerek düşüncelerini aktardılar.
Açıkçası durumun bu kadar vahim olduğunu bilmiyordum.
Bir dokundum ve eczacılarında haklı sitemlerine şahit oldum.
**
Peki ne diyor eczacılar?
Ne bekliyorlar?
* Nöbetçi eczane sayısında hiç bir sorun yok. Ve bugüne kadar hiç olmadı. Şu an ilaç üretilememesi ve Euro kurunu ortalama 7 ₺ üzerinden hesaplanması nedeniyle yurt dışından ilaç ithal edilememesinden kaynaklı piyasada ilaç yok.
*Ve biz eczacılar bu konuda çok zorlanıyoruz. İnanın canla başla çalışıyoruz. İlaç yok ve biz vatandaş ile karşı karşıya geliyoruz. Biz ilaç satmak için varız. İlaç olsa niye vermeyelim.biz eczacıların görevi her ne koşulda olursa olsun halka ilaç temin etmek ki pandemi de bunu yaptık. İlk vefat eden kişi bir eczacıydı ardından eczane teknikeri…
*İnanın doktorlarda haklı. Şu ilacı yazılar yok, bu ilacı yazıyorlar yok. Onlar ne yapsın. Şuan ilaç tedariki noktasında sıkıntı var.
*27 Kasım’da Ankara’da Türk Eczacılar Birliği olarak 20 bin kişi eylem yaptı. Aslında bugünleri anlatmaya çalıştık.
*Vatandaşımız haklı ama bir yanlış bilgi var. Sanki eczacılar çok kazanıyor ama daha fazlasını istiyor gibi algı var. Aslında orada da vatandaşın ceninden çıkan fiyat farkları düşsün diye sesimizi yükselttik. Gerçekte ayakta durmaya çalışıyoruz. Hem ekonomik hem de manevi olarak çok yıprandık. Bakın hangi noktada fiyatlar yerinde durdu. 10 yıldır ilaç fiyatlarına artış yapılmadı.
*Muadil ilaç konusunda eksik bilgi var. Muadil ilaç demek farklı bir ilaç demek değildir. Muadil ilaç demek; “Aynı etken maddeyi farklı firmalar üretebilir ve isimlerini değişik koyar. Yani ilaç aynı ilaç. Sağlık bakanlığı muadildir diye onay veriyor. Biz eczacılar olarak muadil ilaç verme yetkisine sahibiz. İnanın vatandaş bizden kendi ilacını yok dediğimizde, muadil ilacı zaten kendisi istiyor.
*Biz eczacılar kendi gruplarımızda birbirimize soruyoruz. Kimin elinde varsa ya hastayı o eczaneye göndertiyoruz ya eczacı meslektaşlar birbirine ilaç gönderiyor.hastalarımızın sorunlarını çözmek için çabalıyoruz
*İlaç fiyatı 1 Euro 7 TL olacak şekilde hesaplanıyor.du Bakın şuan ilaç üreten firmaların hepsi zarar ediyor. O yüzden üretmiyorlar. Bunun üzerine bir düzenleme yapıldı; “Yayimlanan Cumhurbaskani kararina gore ilac icin 1 Avro 10,76 olmuştur. Gecerlilik tarihi 15.12.2022 dir” şuan böyle oldu. Bu güncellemeyle 14 aralıkta 120₺ olan ilaç 15 Aralık’ta 160₺ oldu ama aynı ilaç b 20 Aralıkta 130₺ ye düşecek mesela… malesef rafımızdan ilaçlarım fiyatı aldığımız fiyatın altına düşüyor.bazen zarar bile etsek hastalarımıza ilaç veriyoruz.Ne yazık ki vatandaş ile biz karşı karşıya kalıyoruz.
*Eczacıların kazandığı rakamlarla ilgili size bir örnek vereyim. Mesela 1 kutu Parol 17 TL. Bu fiyata bugün sakız alamazsın. Eczacının bundan kazancı 1 bilemedin 2 TL. Bu şekilde eczane döner mi Kira, personel, elektrik vergi derken çok ciddi giderlerimiz var. Vatandaş zannediyormuş sattığımız ilacın tüm tutarı bize kalıyor. Büyük kısmını depoya ödüyoruz halbuki. Bunun üzerine firmalar Türkiye yerine dış piyasaya yöneliyor.
*Bakın her şeyin fiyatı arttı. İlaç fiyatlarında hiçbir artış yapılmadı. Bu normal mi? Bunun bir üretim aşaması var. Bir örnek vereyim, Metpaid şurup 8,49 TL iken cam şişe su 9 TL. Bu nasıl bir durum?
* Vatandaşa yanlış bir bilgide aktarılıyor. Lütfen bunu yazmanızı rica ediyoruz, “Zam gelecek diye ilaç saklıyorsunuz” diyenler var. İlacın olmadığına inandırmakta sorun yaşıyoruz.
*Bizlerde üzülüyoruz. İnsanlar dışarda sıra bekliyor. Reçeteler şifreli. Bekliyor içeri giriyor. Şifre veriyor ve ilaçları yok. O zaman biz karşı karşıya geliyoruz. Ne yapabiliriz, elimizden gelen yok. Yani Nasrettin hocanın hikayesi misali “bence sende haklısın” durumu var.
*Eczacılar olarak nöbetlerde 36 saat kesintisiz çalışıyoruz. Şu an Gündüz bile reçeteleri karşılayamıyoruz. İlaç yok. Asıl konu bu. Vatandaş gündüz 20 eczane geziyor, yine ilaç bulamıyor. Gece nöbette bulması da tabi ki daha zor. Yani nöbetçi eczane sayısını artırmak çözüm değil
Mesleğim gereği sizlere bugün de eczacıların beklentilerini olduğu gibi aktardım.
Bu işin sonucu…
Doktor haklı,
Eczacı haklı,
Vatandaş haklı…
**
Bugün Haber Müdürümüz Gülşah Yücel, İl Sağlık Müdürümüz Yüksel Pehlevan’ı aradı. Yoğunluk ve salgın konusunda kendisini şu ifadeleri kullandı; “Bir yoğunluk var acillerde. Özellikle çocuklarda bir yoğunluk var. Ama kontrol dışı bir durum söz konusu değil. Vakalar kontrol edilebilir bir durumda. Çünkü iki yıl önce pandemi nedeniyle maske olduğu için grip salgını görmemiştik. Bu sene öyle değil ama bir alarm düzeyinde değil. Fakat bir yoğunluktan bahsedebiliriz” ifadelerini kullandı.