Yüce dinimiz İslam, İslam kardeşliği kavramını aynı ana-babadan
dünyaya gelmiş olmanın ötesinde aynı dine, aynı
imana ve aynı değerlere gönül vermek olarak
tarif eder. Nitekim bu hakikat Kuran’da
“Müminler ancak kardeştir” (1)hitabıyla ifadesini
bulur.
İslam kardeşliğinin temeli Allah'a iman eden tüm müminleri Allah için sevmektir.
Çünkü kalpler arasında ülfet ve samimiyet Allah
için birbirini sevmekle hâsıl olur. Düşmanlık ve
kavgaların sebebi olan haset, kin ve nefret de
ancak Allah için sevmekle ortadan kaldırılabilir.
Nitekim Peygamber Efendimiz (s.a.s) şöyle
buyurmaktadır: “İman etmedikçe cennete
giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe de iman
etmiş olmazsınız.”(Müslim, Îmân 93.)
İslam kardeşliğinin bir hukuku ve ahlâkı vardır.
Bu hukuka riayet edildiği ve bu ahlaka sahip
çıkıldığı zaman İslam kardeşliği bütün
Müslümanlara hatta tüm insanlığa rahmet ve
merhamet olur.
Kardeşlik hukuku, Müslüman kardeşine haksızlık
yapmamayı, eliyle ve diliyle ona zarar
vermemeyi gerektirir. Aynı bedenin organları ve
aynı binanın tuğlaları gibi bir ve beraber olmayı
gerektirir. Resûlüllah (s.a.s) bu hakikati şöyle
ifade etmişlerdir: “Müminler, birbirlerini
sevmede, birbirlerine merhamet ve şefkat
göstermede, tıpkı bir organı rahatsızlandığında
diğer organları da uykusuzluk ve yüksek ateşle
bu acıyı paylaşan bir bedene benzer.”(2)
Kardeşlik ahlakı Müslüman kardeşini saygıdeğer
görmeyi, haseti kalbinden söküp atmayı, kendisi
için istediğini kardeşi içinde istemeyi gerektirir.
Nitekim Efendimiz (s.a.s);“Birbirinizle üstünlük
yarışına girmeyin. Birbirinize haset etmeyin.
Birbirinize kin beslemeyin. Birbirinize sırt
çevirmeyin.
Ey Allah’ın kulları! Kardeş olun.”(3)
buyurmaktadır.
Kardeşlik ahlakı Müslüman kardeşinin zor
gününde sıkıntı ve acısını paylaşmayı, sevinçli
gününde mutluluğuna ortak olmayı gerektirir.
Kardeşlik ahlakı, aynı ideale gönül vermeyi, aynı
duaya âmin demeyi, kısacası Müslüman
kardeşine karşı samimi olmayı gerektirir.
Nitekim Hz. Peygamber
(s.a.s); “ Din samimiyettir .” diye buyurmuş,
“Kime karşı (samimiyet)?” diye sorulunca da
“Allah’a, Kitabımız Kur'ana, Resulüne, Müslümanların
idarecilerine ve bütün Müslümanlara karşı
samimiyettir.”4 buyurarak Müslümanlar
arasındaki samimiyeti ve içtenliği imanın gereği
olarak ifade etmiştir.
Peygamber Efendimizin (sas)
Müslümanın Müslüman kardeşi üzerindeki
haklarını özetle ifade ettiği şu hadis-i şerifle
bitirelim: “Mü’minin mü’min kardeşi üzerinde
altı hakkı vardır: 1-Hastalandığında onu ziyaret
eder,
2-Öldüğünde cenazesinde bulunur,
3-Kendisini davet ettiğinde davetine icabet eder,
4-Onunla karşılaştığında selâm verir, 5-Aksırdığında
ona hayır duada bulunur,
6-Yanında ve gıyabında
ona karşı samimi ve içten davranır.”5
“Kim bir Müslümanın dünya sıkıntılarından bir
sıkıntısını giderirse, Allah da onun kıyamet
günündeki sıkıntılarından birini giderir. Kim
darda kalan bir kimsenin işini kolaylaştırırsa,
Allah da dünya ve ahirette onun işlerini
kolaylaştırır. Kim bir Müslümanın ayıbını
örterse, Allah da dünya ve ahirette onun
ayıplarını örter. Kul, kardeşinin yardımında
olduğu sürece, Allah da onun yardımcısı olur.”6
Yüce Allah mü'min kardeşlerimizin hukukunu koruyabilmeyi nasip eylesin.Amin.
Kaynaklar;
1-Hucurat, 49/10.
2-Müslim, Birr, 66; Buhârî, Edeb, 27; Hadislerle İslam, 3. C. S. 85: M6586, B6011.
3-Müslim, Birr, 28; Hadislerle İslam, 3. C. S. 469: M6536.
4-Müslim, Îmân, 95; Hadislerle İslam, 3. C. S. 137: M196.
5-Tirmizî, Edeb, 1; Nesâî, Cenâiz, 52; Hadislerle İslam, 2. C. S. 231: T2737; N1940.
6-Ebû Dâvûd, Edeb, 60; Hadislerle İslam, 3. C. S. 351:
D4946.