Kocaeli Üniversitesi’nde yaşanan gelişmeleri sürekli kaleme alıyorum.
Birileri bu durumu, KOU Rektörü Prof. Dr. Sadettin Hülagü ile şahsım arasında kişiselleştirmeye çalışıyor.
Oysa durum hiç de öyle değil.
Sorunlar var.
Bu sorunlar ne yazık ki yerel medyada çeşitli nedenlerden dolayı gerektiği kadar işlenmiyor.
Bunu biz yazınca da hedef gösteriliyoruz.
Belgesiz, net olmayan, yalan var mı?
Yok.
O zaman kimse kusura bakmayacak.
KOU Rektörlüğünden gazetemize gönderilen, her resmi açıklamayı yayınladık.
Tek bir engelleme asla söz konusu olamaz.
Çünkü, KOU ne kadar başarılı olursa bu kentin kazanacağına inandık.
KOU kan kaybettikçe, ilimizin kan kaybettiğini düşündüğümüzden hep bu konuları önemsedik.
Yazdık olay oldu.
Çeşitli yöntemlerle, üzerimize geldiler.
Ama dönmek yok.
KOU idari yönetiminde sıkıntılar var.
Bu sıkıntılar çözülsün diye yazıyoruz.
Alın size şahsıma, KOU yönetimini çok zor duruma sokacak belgelerle gelen bir yazıyı aktarıyorum.
Ne yapıyım,
Siz söyleyin.
Bu çığlığı görmezden mi geleyim?
Ahmet bey merhabalar,
27 Ekim 2017 cuma günkü “Sen Neymişsin Rektör!” başlıklı köşe yazınızı okudum. Öncelikle teşekkürlerimi sunarak cesaretiniz ve haksızlıklar karşısındaki dik duruşunuzu takdirle karşıladım. Keşke her köşe yazarı sizin gibi bağımsız değerlendirme yapıp bu tarz yanlışları köşelerine taşıyabilseler. Ama olsun siz ve sizin gibiler az da olsa varlığını bilmek umutlarımızın tükenmemesine sebeptir.
Ben de üniversite hastanesinde 9 yıldır taşeron sistemiyle memurluk yapan birisiyim. Benim gibi 288 çalışma arkadaşım var, bizler satınalma, depo, fatura, teknik birim, teknisyen, tekniker ve tıbbi sekreter olmak üzere memurlarla aynı işleri yapmaktayız fakat özlük haklarımız maaşlarımız aynı şekilde çalışan 657 devlet memurlarıyla azımsanmayacak derecede uçurum var. Bu, hükümetin çözmesini beklediğimiz bir konu bununla ilgili üniversite yönetimiyle sorunumuz yok, hükümet bu konuyu halledeceğini söylüyor ümidimiz az olsa da bekliyoruz.
Gelelim asıl konuya ki, üniversite yönetiminin haksızlıklarına. Biz taşeron sistemiyle çalışan arkadaşlar olarak büyük bir çoğunluğumuz üniversite yönetimine bir dava açtık. Dava konusu bizim de kamu işçisi olduğumuz ve ilgili kanunda belirtilen ek tediye ödemesini hak ettiğimiz yönündeydi. Davalar lehimize sonuçlandı hatta yargıtaya taşındı oradan da lehimize sonuç çıktı ve icra alacak dosyası haline gelmesine rağmen yönetim bu ödemeyi gerçekleştirmedi. Bu durumda hem biz mağdur olduk hem de kamudan alacaklı olarak her geçen zaman faiz işlediği için kamu zarara uğratılmış oluyor. Bu arada şunu da belirteyim ki temizlik işlerinde çalışan personellere hak ettikleri bu ödemeler yapılmıştı bizlere gelince yapılmadı. Gerekçe olarak ta çok komik bir şekilde ödenek olmadığı için yapamadıklarını göstermişlerdi. Ama gazetelere çarşaf çarşaf haber yaptırarak KOÜ mali durumu dönemimizde düzelttik diye beyanat verebiliyorlardı. Bir ikinci konu ise 2016 yıl başında hükümetin asgari ücrete yaptığı zam sonrasında, bizim maaş hesaplamalarımızda kullanılan çarpan değerini, döner sermaye yürütme kurulu alelacele toplantı yaparak düşürülmüş 2 ay normal seviyeden yatan maaşlarımız da 380-400 TL gibi önemli derecede düşürülmüştür.
Yine biz taşeron işçiler olarak haklı hak arama mücadelesi veriyorduk ve sonunda sendikalı hale gelmiştik. Bununla ilgili de toplu iş sözleşmesinden doğan ek ödemelerimiz de hakem heyetinden onaylanmasına rağmen halen ödenmemiştir. Sayın rektör bu konularda ne sendika yöneticilerine ne de biz çalışan temsilcilerine randevu vermiyor konuşma hakkı bile tanımıyor.
Sizden ricam bu gibi konularla da ilgili bilginiz olsun ve uygun bir zamanda köşenize taşıyabilirseniz size minnattar oluruz.
Şimdiden saygılarımı ve teşekkürlerimi sunuyorum.