Avukat Emin Andız'ın Köşe Yazısı
Toplum olarak yargının kurucu unsurları hakkında ne kadar bilgiliyiz?
Böyle bir soru sorulsa ne ölçüde doğru yanıtlanır?
Bence bu sorulara verilen yanıtların çoğu eksik kalacaktır.
Çünkü halen toplumumuzda hukuk fakültesi öğrenimi görenlere; tüm kanunları ezberliyor musunuz, avukat olarak barodan maaş mı alıyorsunuz gibi sorular sorulur, biraz daha oku hakim savcı ol şeklinde tavsiyelerde bulunulur.
Fakat bilinenin aksine hukuka hizmet eden avukat, hakim, savcı ve noter olmanın temeli aynı eğitime dayanmaktadır.
Hakim, savcı olmak için daha fazla okunmaz, avukatlar serbest çalışır barodan maaş almazlar.
Hepsinin görevi birbirinden farklı olup, hukuka ve topluma değişik şekillerde katkı sunmaktadırlar. Birbirlerine üstünlükleri yoktur. Birinin eksikliği adalet terazisindeki dengeyi bozacaktır.
Toplumumuzda, avukatların yargının kurucu unsuru değil de yardımcı unsuru olduğu algısı yerleşmiştir.
Avukatlık Kanunu’nda da açıklandığı üzere avukatlık kamu hizmeti ve serbest bir meslektir. Avukat, yargının kurucu unsurlarından olan bağımsız savunmayı serbestçe temsil eder.
Yargının kurucu unsurlarından olan avukatların yargılamada yerine getirdiği rolün önemi büyüktür. Avukatlık mesleğinin itibarsızlaştırılması sakıncalıdır. Avukatlar da kamu görevi ifa etmektedirler.
Avukatın bulunmadığı bir yargılama, haklı iken haksız duruma düşebilecek bir süreç haline dönüşebilir.
Hukuki uyuşmazlığı bulunan birinin bilgi almak için başvurması gereken kişi avukattır. Kanunlarımıza göre her vatandaş kendisi dava açabilir, açtığı davayı kendisi yürütebilir ancak bahsettiğim şekilde problemler yaşayabilir.
Daha açıklayıcı bir örnek vermek gerekirse avukata başvurulmadan yargılama yapılması, kendini rahatsız hisseden kişinin doktora başvurmaksızın kendi bilgisi ile ilaç kullandığı için iyileşememesi gibidir.
Bir diğer bilinmesi gereken konu da ne hakim ne savcı ne de avukatın hukuki uyuşmazlığın tarafı olmadığıdır.
Hukuki uyuşmazlıklarda tarafların avukatının, karar veren hakimin ya da iddianame düzenleyen savcının bu uyuşmazlıkların tarafı olmadığı gibi herhangi bir menfaati de bulunmamaktadır. Hukuk sistemimiz ve kanunlar doğrultusunda kendilerine düşen görevleri yapmaktadırlar.
Fakat halk arasında hukukçuların hukuki uyuşmazlıklarda taraf oldukları şeklinde yanlış bir algı oluşabilmektedir.
Bu nedenlerle; sözlü tartışmalar bir yana, hakaret, tehdit ve şiddet eylemlerine maruz kalabilmektedirler.
Hatta bu algıyla ilimizde kendi bürosunda, görevi başında bir avukat meslektaşım kurşunların hedefi olmuştur. Ülkemizde buna benzer üzüntüyle kınadığımız birçok olay meydana gelmektedir.
Avukatlara karşı ifa ettiği görev nedeniyle bir suç işlenmesi halinde bu durum, verilecek cezada artırım nedenidir. Devlet memurunun bir düğmesini bile koparamazsın derler ya, işte avukat için de tam olarak böyledir.
Her mesleği icra edenler gibi hukukçuların da görevi sırasında aksaklıklar meydana gelebilir. Bazen vatandaşların hukuktan bekledikleri sonucu alamayabilirler. Bunun sorumlusu olarak kanunlara göre hareket eden ve kanunları uygulayan hukukçulara uyuşmazlıkların tarafıymışçasına kin besleyerek suç oluşturacak hareketlerde bulunulması kabul edilebilir değildir.
Her meslek kutsaldır. Toplum olarak görevini hakkıyla yapmaya çalışan herkese saygı duymalıyız.