16 Nisan günü, Türkiye bir referanduma gidiyor. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi için, vatandaş oy kullanacak. Gündeme gelişi nasıl bir anda sürpriz olarak değerlendiriliyorsa, bence seçim süreci de bir o kadar sürprizlerle dolu oldu. Türkiye siyasi...

16 Nisan günü, Türkiye bir referanduma gidiyor.

Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi için, vatandaş oy kullanacak.

Gündeme gelişi nasıl bir anda sürpriz olarak değerlendiriliyorsa, bence seçim süreci de bir o kadar sürprizlerle dolu oldu.

Türkiye siyasi tarihinde, iki taraf içinde söylemek gerekirse yapılmayan gaflar yapıldı.

Denize dökenlerden, “Hayır diyenler hain” cümleleri,

Toplumda sessiz bir mesaja dönüştü; “Sandıkta görüşürüz”

Bu görüşme hangi yönde olacak, kimlere ceza kesilecek birlikte göreceğiz.

Yıllarca seçim çalışması takip eden bir gazeteci olarak söylüyorum,

İlk defa sahada evet veya hayır algı çalışmasını iki tarafta yönetemedi.

Evet veya Hayır için atılan her hamle geri çekilmek zorunda kalındı.

Cumhurbaşkanı Danışmanlarının, “Eyalet Sistemine geçilmeli” “Sistemi üç yıl deneriz olmadı yeniden değiştiririz” söylemleri ters algıya dönüştü nasıl mı?

Çünkü Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakan Binalı Yıldırım, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli bu referandumun dönüm noktası olduğunu anlatırken, birileri çıkıyor üç sene sonra olmadı yeniden değiştiririz diyordu.

Bütün bunlara karşılık vatandaşın gözünde güven duyulan iki isim Recep Tayyip Erdoğan ve Devlet Bahçeli’nin söylemleri 18 maddeye güven kaynağı oldu ve Evet’i güçlendirdi.

Bu ne demekti.

İç Anadolu bölgelerinden, sol kale olup sonrasında sağın kalesine dönüşen illerden Evet’in yükselmesiydi, başarılıda olundu.

Doğu Anadolu Bölgesi seçmeni, bu milliyetçi duruştan rahatsız olur mu algısı ortaya çıktı.

Tedavi ise Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Binalı Yıldırım’ın doğu mitingleri ile gerekli mesaj verilerek saha çalışması yapıldı.

Doğu’dan öyle büyük bir evet beklentisi olduğunu düşünmüyorum.

Doğu illerden yüzde 20’lik evet oranlarının yüzde 40 bandına çıkarmak yeterli olacaktır.

Ardından ise Türkiye’de referandum seçim süreci son hafta televizyonlara canlı yayınlara kaldı.

Fakat ilk defa televizyon canlı yayınlarına geçmeden Ak Parti seçim sürecinde üç kısmı es geçti.

Birincisi kıyı illerdi; “Zonguldak, Sinop, Mersin, Samsun, Yalova, Antalya, Aydın, Balıkesir, Çanakkale, Bartın, Denizli, İzmir, Artvin, Trabzon, Muğla”

Bu illere baktığınızda sakın yanlış düşünceye kapılmayın,

Yüzde 80’in de Ak Parti seçim kazandı bu illerin.

Bu illerin seçmeni ise diğerlerinden çok farklıdır.

İnandıkları hayat görüşünü destekleyen partinin yerel yönetimlerinden hizmet alamadıkları için Ak Parti’ye sandıkta oylar yansımıştır.

Ama bu illerde referandumun anlatılamadığı için 1 Kasım seçimlerinde Ak Parti ve MHP’nin toplam oyuna göre Evet’te düşüş olacağını tahmin ediyorum.

İkinci kısım;  FETÖ davaları sürecinde yargılamalar ve görevden almalar en çok hangi seçmen kitlesini etkilediğini hiç düşündünüz mü?

Kimse kusura bakmasın, bu kitle her seçimde Ak Parti’ye oy veren kitleydi.

Resmi rakamlara göre 500 bin rakamından bahsediliyor.

Bu ortalama 1 buçuk milyon insan yapar.

Yüzlerce Ak Partili, yerel yönetici, bürokratın çevresinden birisi yakını FETÖ kapsamında açığa alınmış, görevden çektirilmiş.

Burada ki uygulamaların, sessiz bir tepkiye dönüştüğünü düşünüyorum.

Zaman gazetesinde abone, çocuğu FETÖ okuluna gidiyor diye belediyeden memur çıkartmışsın ama belediye başkanı yeğenini göreve geri getirmişsin.

Bana sorarsanız, burada yapı olarak gizli hayırcılar yok denilmeyecek kadar fazla olduğunun altını çizmek lazım.

Üçüncü kısım,  FETÖ sürecinde Ak Parti içerisinden ve kamuoyundan bir beklenti doğdu.

Neydi bu beklenti,

Siyasi operasyon beklentisi

Gelir mi?

Bence gelmez, gelmeyecekte.

Soru net yine adaletsizlik olmayacak mı?

İşte burada çok önemli bir nokta var.

Türkiye’ye adalet getireceğiz sloganı ile vatandaştan sonuna kadar destek alan, askeri vesayetle mücadele eden Adalet ve Kalkınma Partisi ilk defa adalet isteyemiyor.

-Neden mi?

Kim ne ile suçlandıysa çünkü benzer uygulamaları kendileri de yapmış.

FETÖ okullarına çocuklarına göndermek, Zaman Gazetesine abonelik, Bank Asya kullanmak, Siad dernekleri üye olmak gibi öncelik suçlamalar.

Ak Parti Genel Merkezi ve Kocaeli İl yönetimini düşünün tek tek sorsak, “kimler üye oldu?” yüzde kaçlık bir sonuç çıkar çok merak ediyorum.

Ak Parti Genel Merkezi bu durumu iki farklı yanıt veriyor.

Birincisi; “Bizde FETÖ’cü yok”

Bu söylemin vatandaş nezdinde inandırıcılığı yok.

İkincisi ise kongrelerimizde parti teşkilatlarımızı temizleyeceğiz, seçimlerde ise belediye başkanlarını, genel seçimde ise milletvekillerini temizleyeceğiz.

Yanlış anlamayın temizlemek derken gözaltı veya hukuki yaptırım değil, görevden men edilecekler.

Yani fabrika bekçisi abonelikten gözaltına alınacak, 15 Temmuz darbesinden FETÖ’den yöneticileri tutuklu şirkete iki ay önce trilyonluk ihale veren sadece görevden el çektirilecek.

Peki bu operasyonları referandum öncesi yapsaydı Evet artmaz mıydı?

Neden yapmadı?

Peki gerçekten 17 Nisan sonrası, siyasi operasyon yapılacak mı?

Hayır altını çizerek söylüyorum.

MHP Genel Başkanı, CHP Genel Başkanı soruyor; “Siyasi ayağı nerede?”

Cevap yok.

İşte Türkiye siyasi tarihinde şahsi fikrim, FETÖ’nün siyasi ayağının ortaya çıkartılamayacağıdır.

Niçin mi bunu söylüyorum?

Sayın Bülent Arınç, ekran karşısında Ankara’yı Sayın Melih Gökçek’in FETÖ’ye parsel parsel sattığını söylemedi mi?

Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, Başbakan’ın Bülent Arınç olacağını söylemedi mi?

Bundan daha büyük bir itiraf olur mu?

Suç duyurusu olur mu?

Neden kimse üzerine gitmiyor?

İşte böyle geçti referandum.

Farkındayım soruyorsunuz.

18 madde ne anlatıyor,

Faydası neler, zararı ne olabilir?

Aylar geçti bu maddeleri tartışacak zaman bulamadık.

Öyle değil mi?

17 Nisan günü maddeleri konuşuruz.

İşte böyle bir tabloda benim öngörüm yüzde 55 rakamı.

Titiz bir şekilde araştırdım, verilere göre  demiyorum.

Öngörü sadece tutacak diye bir şeyde yok.

Yüzde 2 aşağı veya yukarı yanılma payıdır.

Evet mi Hayır mı çıkar?

Samimi şekilde yazıyorum.

Sürpriz bir şekilde gelen referandumdan, sürpriz bir sonuç çıkabileceğini düşünüyorum.

Yüzde 57 Evet veya Yüzde 53 Hayır gibi…