ÇETİN ÇILDIR'IN KÖŞE YAZISI
Milliyetçi, muhafazakar, milli görüşçü kanadın tamamında açıklaması zor olayları bir ÜST AKIL'a bağlama eğilimi vardır.
Hani sol tarafın sıkça eleştirdiği bazen da haklı olduğu DIŞ GÜÇLER efsanesi bizim mahallede son derece yaygın bir inanıştır.
İtiraf etmeliyim ki ben de dönem dönem bu iklime girerim.
Ortak paydaları son derece sınırlı altı siyasi parti bir masada buluşunca bizim mahallede ÜST AKIL efsanesi dillendirilmeye başladı.
Zaman geçip süreç ilerlemeye başlayınca hep beraber gördük ki, ortada Üst Akıl falan yok, bu seçenek devre dışı kaldı.
Üst Aklın iş yapış biçimini az çok bilenler projelerini böyle yapmadıklarını da bilirler.
Bir alt kategoriye indik, dış kaynaklı olmasa da ortada bir SİYASET AKLI var mı diye izlemeye başladık, onu da bulamadık.
Öyle bir akıl da toplumun önüne bir lider koyamasa da toplumu peşinden sürükleyecek bir PROJE koyabilirdi, o ihtimal de güçlendirilmiş parlamenter sistem tiyatrosu dışında bir şey çıkmayınca ortadan kalktı.
Hadi bir alt kademeye daha inerek izleyelim ortada bir AKIL var mı diye izlemeye devam ettik. Son birkaç gün içinde olan bitenler bu ihtimali de bitirdi. Bu bölüm bana ait değil Akşener CHP'nin kurmay aklına yönelik sözleri ile kendisi ifade etti. O kanadın Akşener'e yönelik suçlamalarına da bakın, benim en nazik hali ile yumuşatarak ifade etmeye çalıştığımı göreceksiniz !!!
Bu ihtimallerin tamamı ortadan kalkınca geriye tek seçenek kalıyor, siyaset aklını hatta aklı sıfırlayabilecek tek seçenek var o da NEFRET. Ancak kin ve nefret insanları bu derece akıl yolundan uzaklaştırabilir. Burada bırakalım ve bu tablonun siyasi sonuçlarına bakmaya çalışalım.
En büyük kaybeden Akşener ve İYİ Parti, izleyin ve görün. Kitleleri peşinden Bahçeli beceremiyor ben ülkücüleri iktidara taşıyacağım diye sürükleyen Akşener, kazanamayacağını her ortamda ifade ettiği Kılıçdaroğlu'nun adaylık açıklamasını sahneden izlemek zorunda kaldı.
Bu malûm sondan kaçabilmek için yaptığı son hamle de başarısız olunca sahnedeki yerini almak zorunda kaldı. İYİ Parti hem lider hem de parti olarak seçim sonucu siyasi sıfırlamanın ilk adayı.
CHP'yi sona bırakalım, masanın diğer dört aktörünü seçim akşamından sonra bir daha göremeyeceksiniz.
CHP ise sadece yönetim kadrolarını devre dışı bırakarak bir yenilenmeyle yola devam edecektir. 2024 yerel seçimlerine yeni kadrolar ile, bu kez kesin kazanacağız diye her seçim sonrası heyecanını yenileyen tabanıyla yeni mağlubiyetlere yelken açacaktır.
Bu tablonun diğer kaybedenleri de YAVAŞ ve İMAMOĞLU, siyasette bir gelecekleri de olmayacaktır. Her ikisi de olmaz ya aday olarak 2024 yerel seçimlerine girmeyi başarabilseler dahi tarihi hezimetler yaşayarak siyasete veda edeceklerdir.
Kılıçdaroğlu iki Cumhurbaşkanlığı seçiminde kendi dışında aday çıkararak koltuğunu korumayı başarmıştı, en büyük başarısı bu iken o masadan kendisini aday çıkarmayı başararak ikinci büyük zaferini kazanmıştır !!! Başka aday da çıkarsa ya da kendi çıkıp kaybetse kaybedeceği koltuğunu vuruşarak kaybetme yolunu seçmiştir. Ya kazanırsa diye soran olur mu bilmiyorum ama yine de cevaplayalım. Aday açıklaması sırasında en büyük ortağı Akşener'in yüzüne bakın, cevap orada.
Pandemi ve ekonomik krizin en derin hissedildiği zamanlarda bile seçimi Cumhur İttifakının açık ara farkla kazanacağını defalarca yazdım.
Bu yazıların bir bölümü iktidarın yapacağı hamleleri dayanak olarak gösterirken, diğer bölümünde muhalefete olan güvenimi !!! defalarca ifade ettim ;
Bu muhalefet yapısı bir şeyler yapar ve seçimi kaybeder !!!
Son bir haftada yaptıkları ile beni yanıltmayan millet ittifakının tüm liderlerine saygılarımı sunuyorum, iyi ki varsınız.
Gelelim muhalif kitleye ;
Kiminiz İmamoğlu, bir bölümünüz de Yavaş aday hayali kurdunuz, CHP Genel Merkez Yöneticileri ve
Kılıçdaroğlu dışında adayımız Kılıçdaroğlu diyen tek bir muhalife rastlamadım.
Adaylık ilanıyla muhalif kitle, seçim yapılmadan kaybetmeyi başarmıştır.
CHP genel merkezindeki bir avuç insan kendi koltuklarını koruyabilme adına, Erdoğan'a karşı olmasa da, kendi tabanına karşı zafer kazanmıştır.
Muhalif kitle bütün bunları biliyor olmasına rağmen Erdoğan nefretine sımsıkı sarılıp motive olmalıdır. Yoksa bu maç pardon seçim çok sıkıcı olacak. Hadi toparlayın kendinizi !!!
DAHA BALKON KONUŞMASINI İZLEYECEKSİNİZ !!!