Çetin Çıldır'ın Köşe Yazısı
Bu yazıda tarzımızı biraz değiştirelim, konuya direk girelim.
CHP Genel Başkanı Şanlıurfa'da konuşuyor.
" Hata sizde değil bizde, biz size gelip sofranıza oturmadık ki,neden bize oy veresiniz"
Öncelikle hakkını verelim, tespit son derece doğru.
Uzun yıllar bu insanları aşağıladınız.
Bunların oyu ile kendi oyunuzun bir sayılmasını sorguladınız, makarnacı kömürcü muhabbeti yaptınız burası net. Sanırım son dönemde helalleşme çerçevesine bu kesimleri de aldınız. Ancak o sofralara oturtacak adamları nereden bulacaksınız merak ediyorum. Malûm teşkilâtlarınız hâlâ aynı düşüncede insanlardan oluşuyor.
Aday ithal ettiğiniz gibi, bu işler için adam devşirmeyi mi düşünüyorsunuz, bu iş sizinkilerle zor.
İzmir'de birkaç arkadaşla bir referandum öncesi siyasi sohbet yapıyoruz. Yan masadan bir hanımefendi, bir şey sorabilir miyim diye konuya girdi. Sohbetinize kulak misafiri oldum, referandumda ne çıkar diye sordu. Siz sahaya çıkacak mısınız dedim, tabii ki HAYIR için mücadele edeceğiz diye cevap verdi .
O zaman EVET çıkar dedim, pek bir şey anlamadığını gördüm.
Daha açık ifade edeyim, vatandaşı kendi haline bırakırsanız HAYIR çıkar, sizi sahada HAYIR tarafında görürse kesinlikle EVET çıkar. Sonuç malûm.
Dünyada sol siyaset alt gelir gruplarından beslenir, bizde ise kendisini elit olarak tanımlayan kesimden. Ülke genelinde oy aldıkları şehirlere, hatta bu şehirler içindeki bölgelere bakın anlayacaksınız. Ters olan vatandaş mı, yoksa siyaset mi?
Sayısız seçim kaybından sonra Kılıçdaroğlu yanlış sofralarda oturduğunu anlamış, bir de doğru sofralara oturtabilecek adamları bulursa işlem tamam.
Muhalefetin diğer oyuncusu ABD Büyükelçisinin sofrasında!!! Görüşme 1.5 saat sürüyor ve sonrasında açıklama yapılmıyor. Ne yapalım biz de izlenen yol üzerinden iz ararız. IYI Parti yeni kurulduğunda Akşener bizi CHP ve HDP ile birlikte göstermek isteyenler var, bu ayıptır diye yola başlamıştı. CHP ile ittifak zaten herkesin malumu da HDP hep inkar edilirdi. Önce Ümit Özdağ HDP ile ortak anayasa çalışması dedi, Demirtaş kahvaltısı ile devam etti süreç. Malûm insanoğlu yavaş dozda verilenlere alışıyor son Mersin mitinginde meydanda CHP, HDP, IYI Parti yanyana, omuz omuza sahadaydılar. Ne diyelim Allah tamamına erdirsin !!!
Muhalif arkadaşlar iç dünyalarında konuyu, ne yapalım Erdoğan'ın gitmesi için onların da oylarına ihtiyaç var diye bastırıyorlar. Bu nedenle son dönemlerde Habur, Dolmabahçe muhabbeti yapan da kalmadı. Böyle düşünen arkadaşlara bir tiyo verelim. HDP'yi kafanıza fazla takmayın , sövseniz de dövseniz de hiçbir yere gidemezler. Önce sahipleri ABD buna izin vermez, Kandildeki elebaşları her hafta talimat yağdırıyor tek umutları sizsiniz. Ne yapacaklar sırtlarını dayadıkları yerleri, yerle bir eden Cumhur İttifakına mı destek verecekler.
İstanbul örneğinde olduğu gibi gerekirse ev ev dolaşarak size destek isteyecekler. Kılıçdaroğlu'nun geçmişte CHP seçmeni için kullandığı ifade ile TIPIŞ TIPIŞ.
Muhalefet tüm unsurları ile ülkenin sinir uçlarına dokunmaya devam ediyor. Milli Savunma Sanayiinin , yıldızı her geçen gün parlayan kurumlarının satılacağı iddiası ile bu alanda zirve yaptılar. Bu kurumlar ülkeye çok önemli hizmetler yaparken bir kez bile ağzına almayanlar, yeni hedef olarak bu kurumları seçtiler. Aselsan gibi halka açık bir kurum ile ilgili böyle bir iddia ortaya atmak nasıl bir aklın ürünü.
Siyaset bu mudur, bu kadar ucuz mu yapılır.
Gelinen son noktada ülkenin gündemi terör değil ekonomi olduysa bu kurumların payı büyüktür.
Bu kurumların geldiği yerde de mevcut iktidarın payı büyüktür. Bu tesbitte zerre siyaset yoktur, sadece bir hakkın teslimidir. Bu konu dışında hertürlü iktidar eleştirisinin haklı taraflarını bulabiliriz. Son üç yüz yılda savunma sanayiinde kaybettiğimiz teknolojik üstünlük önce savaş , sonra toprak, en son da devlet kaybettirdi. Bu nedenle de bu konuda taş üstüne taş koyanlara saygı duymayı öğrenmeliyiz. Bu işlere girdikten sonra şehitler veren Aselsan gibi bir kurumu ağzınıza almadan önce abdest alın. Bakın millet aç aç siyaseti tuttu oradan yürüyün.
Oturduğunuz sofralara da dikkat edin, yedikleriniz dokunmasın.
Abdurrahim Karakoç ne güzel söylemiş;
Beden ölür çürür, cana bakın siz,
Kim kiminle yürür ona bakın siz,
Bırakın dönsün dönme dolaplar,
Haktan, hakikatten yana bakın siz.
SON SÖZ
Bu kurumları ve ürettikleri değerleri önce benzerleri Bimlerde satılıyor gibi saçmalıklarla itibarsızlaştırmak istediler. Devamında orası burası yerli değilmiş , dışardan geliyormuş diye devam ettiler. Baktılar ki bu aletler işe yaramaya başladı, yargısız infaz yapıyor, masum halkı öldürüyor diye lekelemeye çalıştılar. Bu da tutmayıp yurtdışına satılmaya başlayınca Halk Tv 'de Ayşenur Aslan;
İhracat diye yurtdışına Iha, Siha satıyorlarmış, halkın cebine giren bir şey var mı diye absürt komedilerde bile rastlanmayacak üslup ile eleştirdi.
Suriye, Libya en son da Karabağ'da durdurulamayınca ve gecikmeli de olsa , kendi tabanlarının ilgisini çekmeye başlayınca ise satılacak tiyatrosunu sahneye aldılar. Bu tiyatro tutmaz siz Selahattin Demirtaş'ın tiyatrosunda oynamaya devam edin. Onun talimatı ile miting yapın, erken seçim isteyin. Kapasitenizin yetmediği , anlamadığınız alanlara girmeyin.
Bu kurumların desteği ile Türk Ordusu ve Milli Istihbarat Teşkilatı altın donemini yaşıyor.
Bu alanı zorlarsanız hiç tahmin edemeyeceğiniz bir kitleyi karşınıza alırsınız. Bunu yazarken bu işlerden vazgeçmenizi beklemiyorum, biliyorum ki fıtratınızda var.
Helalleşme meselesinde Kılıçdaroğlu'nun ifade ettiği gibi,
" Toplumda partimin açtığı derin yaralar vardır, helalleşeceğiz"
Son dönemlerde sıkça dile getirilen bu helalleşme meselesinin tercümesi ile bitireim. Bu söylemi ittifak sisteminin içinde arayın. İttifakın milliyetçi ve muhafazakar seçmeninde her ne kadar Erdoğan düşmanlığı ile bastırılsa da, CHP ile ilgili de şüpheler mevcut. Akıllarının bir köşesinde bunlar iktidara gelir ise geçmişteki gibi önce bizden başlarlar endişesi taşıyorlar. Son anda bu duygu baskın gelebilir diyor, işi bilenler. Malûm Genel Başkanlarının ifadesi ile sicil sorunlu. Helalleşme önce pişmanlığı gerektirir, söylem ve eylemlerine bakın en ufak bir pişmanlık görebiliyor musunuz? Mesele helalleşme değil, ittifakın içindeki milliyetçi muhafazakar seçmenin şüphelerini gidermek. CHP bu ülkede değişecek en son şey bile değildir. Getirin iktidara yeni yaralar açsınlar.