Tefekkür Saati - Ayşe Battal

Herkesin de bildiği gibi; kulun kabir hayatı başladığında sorgu melekleri Münker ve Nekir’in sorayacağı 3 sorudan biri ‘Peygamber’in kim?’ olacak…

Biz bu sorunun cevabına ne kadar hazırız?

Peki ‘Peygamber’in kim' sorusu, tek düze cevap vereceğimiz bir soru mu?

-Peygamber’in kim?

-Hz. Muhammet Mustafa! (s.a.v) …

Sizce bu kadar kolay mı olacak cevap verebilmemiz?

Konuyu anlamaya çalışmak adına biraz tefekküre (derin düşünce) dalalım…

Peygamber: O (s.a.v), Allah’ın; insanlara, dünya ve ahiret hayatlarını “Esenlik yurdu (Yunus 25)” kılacak yolu göstermek için gönderdiği elçilerin sonuncusu…

Yol gösterici rehber, model, takip edilen, doğru yola giden iz…vs. buna benzer birçok kelimeyle tanımlayabiliriz…

Rehber ve model, yani örnek alınması gereken kişi…

Burada hem fikirsek, konuyu derinleştirelim.

Hepimizin örnek aldığı birileri olur illaki hayatımızda. Anne-baba, kardeş, akraba, arkadaş… Bazen sevdiğimiz bir büyüğümüz, bazen patronumuz… Belki bir sanatçı, belki de bir politikacı…

Hatırıma gelen bir örnek var, biraz tebessüm ettirdi inkar edemem.

Şöyle ki; Galatasaray oyuncusu Ümit Davala vardı bir zamanlar. Adam saç kestirdi, hepiniz hatırlarsınız, ertesi gün bir baktık herkesin saçı aynı…

Mesela; Koreli sanatçı grupları şu sıralar çok revaçta. Genç neslin bilinçsizce örnek almaya çalıştığı, onlar gibi giyinip, onlar gibi şarkı söyleme isteği. Yeni neslin gittiği yol.Ya da hayatını paranın hükmettiği ve şekillendirdiği hayatlar.

Dizilerde birisi bir takı takıyor hooop ertesi gün herkes aynı takıyı alma peşinde!

Evlenme teklifi etme yollarını yine dizilerden öğreniyor, yanı modelliyor bu insanlık?!

Oysa evliliğin de, hayatın da, ibadetin de tümünün nasıl olacağını öğretti O kutlu önder!
.
Yani, bir şeylerin etkisi ve kontrolü altındayız. Onlar gibi olmak, onlar gibi giyinmek, onlar gibi konuşmak, onların gittiği yerlere gitmek, onlar gibi ev sahibi olmak gibi gibi…

Örnek aldığımız, model olarak seçtiğimiz şey, bizi ve hayatımızı şekillendiren önemli olgudur. Dikkat edilmesi gereken çok çok önemli bir konu var.

“Peygamberin kim?” diye sorulan bu sorunun anlamı aslında şudur: “Hayat boyu örnek aldığın kimdi?” Çok çarpıcı değil mi?

“Peygamberin kim?” sorusuna, hayat boyu kimi örnek aldıysak onun adını vereceğiz kardeşlerim.

Peygamberin kim? Cevap para!

Peygamberin kim? Cevap evlat!

Peygamberin kim? Cevap anne-baba!

Peygamberin kim? Cevap filanca artist!

Konuya bu açıdan bakıldığında sonuçlar ne kadar da içler acısı değil mi?

Soralım kendimize; başucumuzda tuttuğumuz örnek teşkil eden şey ne?

Rasulullah s.a.v, (haşa) adına sadece peygamber denilsin diye mi gönderildi Rabb'imiz tarafından sizce? Peygamberler, en doğru ilahi bilgiyi insanlığa bildiren ve “EN DOĞRU HAYAT TARZINI İNSANLIĞA ÖNCELİKLE KENDİ ŞAHSINDA SUNAN” önderlerdir!

Sahabe hayatlarına bakalım:

Sahabe, dinlenme ihtiyacı duyduğunda, Rasûlallah s.a.v.’in dinlediği yerde dinlenirdi.

Sahabe, anadan, babadan, eşten, dosttan hatta kendi canından bile dahi daha çok Rasûlallah s.a.v’i severdi.

Tırnak kesme şeklini bile O'ndan (s.a.v) öğrenmişti sahabe...

O sahabe ki, bir gün ağlıyor ve Resûlullah s.a.v’e: “Ya Rasûlallah! Seni görmek istediğimde yanına geliyorum. Korkuyorum öldüğümde cennete gitsem bile, peygamberlerin cennet katına çıkamam” diye üzüntüsünü paylaşınca; Allah’ın Rasûlü’de

şöyle buyuruyor: “Kişi sevdiği ile beraberdir.”

Bize basit gibi görünen ancak hayatın tamamını kapsayan örnekler, benzeşmelerdir bunlar.

Kimi seviyorsan, ona benzemek istiyorsundur, onun yolunu takip ediyorsundur. Sevgi böyle bir şeydir. Sevmenin anlamı budur. Gerçekten sevmek bunu gerektirir.

Bizim ki gibi yalancı sevgi değilse tabi…

Peki ya senin takipçin kim?