Ayşe Battal'ın Köşe Yazısı;
"Sen de içlerinde bulunup onlara namaz kıldırdığın zaman onlardan bir bölük seninle beraber namaza dursun, silâhlarını da yanlarına alsınlar. Bunlar secde ettiklerinde ötekiler arkanızda olsunlar, sonra henüz namazlarını kılmamış bulunan (bu) bölük gelip seninle beraber namazlarını kılsınlar ve bunlar da ihtiyat tedbirlerini ve silâhlarını alsınlar...." (Nisa 102)
Kur'an'da 100'ün üzerinde ayet bulunuyor namazla ilgili. Israrla ve kati bir hükümle namazın farz olduğunu bildiren ayetlerin yanı sıra Nisa Suresi 102.ayeti dehşet bir sarsıntı hissettirmeli insan ruhunda...
Çünkü bu ayet, namazın savaş alanında dahi terk edilmesine izin verilmediğinin kanıtı olarak karşımıza çıkıyor. Peki neden?
Kur'an-ı Kerim'in şu esrar dolu hikmetini inceleyenler ve Rabbanî nizamı tefekkür edenler; bu ilahi kelâmın müthiş tesirlerine erişmiş olurlar.
Nedir bu esrar, hikmet?
Kur'an, İslam cemiyeti ve ordusunu terbiye etmek, hayata hazırlamak, hayatı öğretmek gibi aslî gayesiyle birlikte; namaz mükellefiyetinin savaşta dahi olsa edâ edilmesi üzerinde duruyor.
Çünkü namaz, bir takviye kuvvetidir!
Manevi bir silahtır...
İslam ordusu, bu manevi silahla düşmana karşı bir üstünlük kazanıyor.
Allah'ın savaş anında dahi, kendileriyle olduğu şuurunu muhafaza ediyorlar.
Uğrunda can vermeye değer bir hedefe, hedeflerin en ulvisine sahip olduklarını biliyorlar. İmanın sağladığı mutlak üstünlük şuurunu duyuyorlar. Bunu namazla yapıyorlar!!!
Bunun içindir ki namaz, manevi bir silahtır hatta bizzat silahın ta kendisidir.
Hak ile batılın,
Hidayet ile delaletin,
Allah ile iblisin arasında seçim yaptığın savaşın silahıdır namaz!
Tüm bunlar tek bir gayeye işaret ediyor; ilahi nizamın namaza karşı duyduğu hassasiyet! Öyle ki hiç bir sebep müslümanı namazdan koparamaz... Namazdan kopmak demek, Allah ile kul arasındaki bağı koparmak demektir. Ve bu Allah'ın katiyen istemediği bir durumdur!
Gerçekler gün gibi ortadayken; biz namazı hangi basit sebeplerden ötürü terk ediyoruz?
İblise karşı en kuvvetli silahımızı elimize almamak için bahanemiz ne olabilir?
Namazı olmayan bir kul, Allah ile arasının iyi olduğunu hangi cüretle iddia edebilir?
Savaş alanında namazını terk etmeyen İslam ordusuna karşılık, hangi hakla affedileceğini umar insan?
Yüzü olur mu ki?
"Namaz, şüphesiz müminler üzerine vakitleri belli bir farz olmuştur." (Nisa 103)