ÇETİN ÇILDIR'IN KÖŞE YAZISI
Bugün günlerden 28 Şubat, milletin seçtiği iktidarı hukuk dışı şekilde indirmenin yıl dönümlerinden sadece bir tanesi. Bu günlerden bizde bol miktarda var.
Dün de 27 Şubat'dı, 28 Şubat'da operasyon yapılan rahmetli Erbakan'ın ölüm yıldönümü.
28 Şubat'ın güçlü paşaları, onlara destek olan iş dünyası, STK 'lar, basın, siyasi aktörlerden hafızalarda kalan kimse yok.
Kötüler hatırlanmaz ama Erbakan'ın hatırası ona gönül verenlerde hâlâ taze.
Bugün seçilmiş iktidarın başına diktatör diyenlerin, o günlerin gerçek diktatörlerine nasıl biat ettiklerini unutmuş değiliz.
Bugün adalet diye bağıranların, 28 Şubat sürecindeki Genelkurmay brifinglerine nasıl koştuklarını da unutmuyoruz.
Evet bu kitle özgürlük ve adalet istemektedir , burası doğru da toplumun tamamı için değil, KENDILERINE.
Demokrasi de istemektedirler, ancak sadece kendilerinin kazandığı bir demokrasi.
Devleti severler ama kontrol edebildikleri sürece, kontrollerinden çıkarsa başındaki diktatör, devlet ise katil hatta seri katil olur.
Menderes'e de, Özal'a da aynı söylemlerle saldırdılar, Erdoğan'a da arşivlere bakın. Erbakan iktidarını deviremeseler ona da aynı söylemlerle saldıracaklardı.
Ordu onların istemediği iktidarları devirirse şanlı ordu, deviremezse kağıttan kaplandır.
Meselâ TİP'li Ahmet Şık, deprem bölgesinde;
"Bu devlete düşman olmak haktır"
açıklaması yaptığında;
Kendisini bu devletin kurucu iradesi gören CHP 'den tek bir itiraz geldiğini gördünüz mü ?
15 Temmuz akşamı darbeyi duyduğunda kadeh kaldırdığı kameralara yansıyan CHP'li Edirne Belediye Başkanı halen görevdedir ama onu bile görevden alamayan Erdoğan diktatördür !!!
Siyasettir bunun propagandasını yapın sıkıntı yok da inanıyorsanız bir doktora gidin.
Kırmızı çizgileri yaşam şekillerine müdahale edilmesidir ama onlar kendi dışındaki herkesin yaşam şekline müdahaleyi hak olarak görürler.
Siyaset yaparlar sürekli kaybederler, her defasında da mızıkçılık yaparlar.
Ülke yararına herhangi bir iş yaptıklarını gören, bir taşın üstüne bir taş koyduklarını duyan olmamıştır.
Boş zamanlarında milletle ve ona ait değerlerle kavga edip, seçim dönemlerinde kaybetmelerine şaşırmak genel karakterleridir.
Bu durumda da millet suçlu olur, bu milletten adam olmaz derler.
Son günlerde masaları da tarumar olmuşken, stadlardaki istifa sloganlarına sarıldılar.
Bence doğru da yaptılar, Türk futbolunun son durumu tam olarak onları anlatıyor.
Tribünden gelen biri olarak bir uyarıyla bitirelim.
Tribünler kaybedenleri hiç sevmez, dün göklere çıkardıklarını kaybedince yerin dibine sokmak da onların genel karakteridir.
HATIRLATALIM DEDİK !!!