TURGAY TÜYSÜZ'ÜN KÖŞE YAZISI

Neresinden bakarsanız bakın Ak Parti bir lider partisi. Kurulduğu günden bugüne Sayın Cumhurbaşkanı’nın vizyonu ile, kişisel katkısıyla yoluna devam ediyor.2001 yılında kurulduğu ilk günden bugüne Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın dünya görüşü, siyasi bakış açısı , yapmış olduğu hamleler ile tek seçim dahi kaybetmeden yoluna devam ediyor.

21 yıl boyunca süren bu yolculukta gemiye pek çok isim dahil oldu ve yolda pek çok isim gemiden ayrıldı veya atıldı. Gemiden ayrılanlardan, yeni parti kuranlarda oldu, başka partilere geçenlerde oldu. Giden hiçbir isim kendi başına ne gittiği yerde bir etki uyandırabildi ne de Ak Parti’ye kurumsal anlamda bir zarar verebildi. En başında söylediğim gibi Ak Parti bir lider partisi ve Sayın Recep Tayyip Erdoğan orada durduğu sürece her hangi bir ismin girip çıkması Ak Parti’ nin kurumsal kimliğinden ne bir şey kaybettirir ne de bir şey katar. Bugüne kadar çoğu isim Ak Parti’ye katkı sunmayı bir kenara bırakın aksine zarar vermiştir.

Parti teşkilatları açısından en şanslı teşkilat ta yine Ak Parti teşkilatlarıdır. Ak Parti teşkilatlarının yeni bir şey üretmek, farklı atraksiyonlar oluşturmak , kendilerinden ilave bir şey katmak gibi bir sorunları yok! Tek yapmaları gereken ellerinde ki envanterleri kullanarak liderinin vizyonu, görüşünü vatandaşlara ulaştırmak. Tabiri caizse iyi birer postacı olabilmek! En iyi yapmaları gereken iş, verilen mektubu yerinde , zamanında , güler yüzle vatandaşa ulaştırmak!

Ak Parti’nin 20 yıllık iktidarı boyunca kentimiz Kocaeli’nde de pek çok isim gerek teşkilatlarda, gerek bürokraside, gerek kamu kurumlarında görev aldılar. İlimizde geçmişte ve bugün Ak Parti sayesinde kimlik kazanan , makam kazanan pek çok isim oldu.

Maalesef zaman zaman görüyoruz ki dün mevki ve makam sahibi olanlar bugün makamlarından olunca siyasi yönlerini kolayca değiştiriyorlar. Tabi ki insanlar sahip oldukları ideoloji ve fikirlerde bir ayrım olduğunda var oldukları partiden ayrılabilir, veya yeni bir partinin ideoloji ve fikirlerinden etkilenip başka bir partiye geçebilirler. Fakat yapılan pek çok değişikliğin mevki , makam düşünceleri ile yapıldığına şahit oluyoruz.

Ak Parti’nin, parti yapılanmasına yapılabilecek en büyük eleştiriyi Ak Parti’nin kimliğini , ideolojisini, hayata bakışını benimsememiş, konjonktür gereği bazı isimlerin hem parti içerisinde , hem de Ak Parti belediyelerinde yer alması şeklinde yapabiliriz!

Zaman zaman Ak Parti için de öyle siyasetçilere rastlıyoruz ki , partide İlçe başkanlığı gibi önemli bir konumda olan siyasetçi, bulunduğu ortamda Ak Parti’ye kurumsal yapısına yapılan eleştiriyi dahi, partisinin savunduğu değerler üzerinden cevaplayamıyor, yada cevaplamıyor! Var sayalım ki eleştiriyi doğru buluyor ve o yüzden susuyor! O halde o koltuğu neden işgal ediyorsun? Bırak bu işi hakkıyla yapabilecek, partinin değerlerini özümsemiş birisi gelsin yapsın. İşte makamdayken bu nedenle ait olduğu partiden ayrılıp, fikren başka partiye geçen kişiyi ayakta alkışlarım! Ama yok şimdi makamdayım idare edeyim yarın daha iyi bir makama gelemezsem ya da mevcut makamdan alınırsam zaten başka partiye geçerim diyorsan! Yazıklar olsun böyle siyasetçilere! Bu yorumum sadece Ak Parti için değil tüm partiler için geçerli . Hagi partide olursa olsun koltuk için siyaset yapan , bulunduğu partinin siyasi kimliğine sahip olmayıp , sadece kişisel çıkarları için orada duran kim varsa yazıklar olsun!

Kentimizde Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nde uzun yıllar Belediye Başkan Vekilliği yapmış Sayın Zekeriya Özak geçtiğimiz günlerde İyi Parti rozetini taktı. Bu konuyla ilgili fikirlerimi daha önceki yazılarımda paylaşmıştım. Önce Deva Partisinde birkaç girişimde bulunup , daha sonra soluğu İyi Parti’de almıştı.Sayın Zekeri Özak beyefendi duruşuna saygı duyduğum bir kişi fakat yapmış olduğu siyasi hamlelerin fikren yapılan hamleler olmadığını, konjonktürel değişimler olduğunu değerlendiriyorum.

Geçtiğimiz günlerde yine Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nde uzun yıllar başkan danışmanlığı yapan Sayın Nemin Tol , İyi Parti Genel Başkanı Sayın Meral Akşener’in İzmit Belediyesi’ni ziyaretinde , kendisini karşılayan ve ilgilenen topluluk içerisinde paylaşımlarda bulundu. Daha sonra ‘’ Seninle gurur duyuyoruz Ablam’’ şeklinde bir paylaşımda bulundu. Şu an için Nermin Tol’un İyi Parti’ye geçip geçmediğini bilmiyoruz. Bu kişisel bir tanışıklığa istinaden yapılmış bir paylaşımda olabilir. Nermin ablayı eski tanırım , çalışkan , iyi niyetli birisi olarak biliyorum kendisini. Fakat uzun yıllar Büyükşehir Belediyesi’nde üst düzey görev alıp bu şekilde bir tutum içerisine girmesini doğru bulmuyorum.

Yine Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nde Başkan Danışmanlığı yapmış , uzun yıllar Kent Konseyi başkanlığı yapmış Sayın Gültekin Görüm’ün görevden alındıktan sonra hem Büyükşehir Belediyesi ile yaşadığı dava süreci hem de Deva Partisi’nin toplantılarına katıldığı bilgileri yine makamsal olarak bir tepki ortaya konduğunu gösteriyor.

Yazıda bahsettiğimiz üç isminde Sayın İbrahim Karaosmanoğlu döneminde Büyükşehir Belediyesinde makamlara getirildiğini de görmezden gelmemek gerekir. Sayın Karaosmanoğlu Ak Parti’nin kuruluşundan bu yana parti içerisinde ağırlığı olan , 10 yıl belde belediye başkanlığı 15 yıl Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanlığı yapmış deneyimli bir siyasetçi. Buna rağmen Belediye başkanı olduğu süreçte yüksek yerlerde makama getirdiği bu üç isminde , makamdan ayrıldıktan sonra parti değiştirmesinde bir payda kendisine vermek gerekir. Sayın Karaosmanoğlu görevde olduğu süreçte , yetkilendirme yaparken hiç mi partisinin sahip olduğu fikir ve ideolojileri dikkate almadı? Bu tür görevlerde genel anlamda liyakatin önemi çok vurgulanır fakat bir gerçek var ki tüm belediyeler görevlendirme yaparken mensubu oldukları partilerinde , parti içi liyakat yapısını dikkate alarak görevlendirme yaparlar. Sayın Karaosmanoğlu parti içi liyakati hiç mi dikkate almadı? Bu yapılan tercihlerin yarın partiye ne getirip, ne götüreceği hiç mi dikkate alınmadı?

Satır aralarında da söylediğim gibi fikir ve ideolojik anlamda oluşan siyasi değişimler , parti değiştirmeler makamdayken yapılıyorsa makul karşılanabilir! Fakat herhangi bir partide siyaseten mevki, makam sahibi olup , yıllarca buradan bir şekilde maddi, manevi fayda sağlayan kişilerin makamdan ayrıldıktan sonra bu tür hamleler yapmasını siyaseten hiç etik bulmuyorum! Yıllarca mensubu olduğunuz siyasi yapı nedeni ile türlü mevkilere gelip, bir takım yöneticilikler aracılığı ile çeşitli gelirler elde edip, bu ortadan kalkınca sırf kişisel menfaatler doğrultusunda parti değiştirmeyi son derece etik dışı bir tavır olarak görüyorum. Ümit ediyorum ki siyaset yapıcılar yaşanmışlıklardan kendi adına ders çıkarıp, görevlendirme yaparken parti içi liyakatı da esas alarak görevlendirme yaparlar!