Çetin ÇILDIR'ın Köşe Yazısı
Kılıçdaroğlu sesleniyor, Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş'in serbest kalmasını istiyorsanız BİZE KATILIN.
Sürekli hak, hukuk, adalet diyorlar ya, biz de konuyu bu pencereden değerlendirelim.
Bu isimler adil yargılanmadı, biz gelince adil mahkemelerde yeniden yargılamalarının yolunu açacağız, demiyor. Ne diyor SERBEST BIRAKACAĞIZ.
Son dönemlerde muhalefet kanadında gördüğüm en önemli şey DÜRÜSTLÜK. Gizli ajandaları yok, ne yapacaklarsa açıkça söylüyorlar.
- KHK ile atılanların hepsini görevlerine iade edeceğiz. Burada da yeniden yargılama söz konusu değil, HEPSİNİ.
- Sınır ötesi operasyonlar dursun, diyemiyorlarsa da tezkereye hayır diyerek kendilerini ifade ediyorlar.
- Ayasofya'yı yeniden müze yapmanın bir adım ötesine geçip , Sultan Ahmet'de müze olmalı diyebiliyorlar.
- SİHA'lar yargısız infaz yapıyor,
- Suriye'de, Libya'da ne işimiz var,
- S 400 leri neden aldık, kim bize saldıracak,
- Mavi vatan söylemi işgalci bir anlayıştır,
- Neden denizde petrol ve doğalgaz arıyoruz, maliyetini kurtarmaz diye açıkça ifade ediyorlar.
Bu örnekler ile yazıyı bitirmek mümkün de sanırım amaç hasıl olmuştur. Özetle ne yapmayı planlıyorlarsa açıkça ifade ediyorlar.
2013 Gezi olaylarını hatırlayalım. Bugün bile önemli sayıda insan, olayların Gezi Parkında kesilecek birkaç ağacı kurtarma amacıyla çıkarıldığını zannediyor. Halbuki birkaç gün sonra elebaşlarından biri açıklamıştı.
" Siz olayı üç beş ağaç mı zannediyorsunuz "
Devamında yapılan görüşmelerde kanal İstanbul'dan, üçüncü köprüye, İstanbul Havalimanına kadar bir sürü taleple karşılaşıldı.
Bu yazıların siyasi iktidarı ve Erdoğan'ı savunmak amacıyla yazıldığını zanneden çok sayıda muhalif vardır.
Gezi olaylarında mesele ne kadar ağaç ise, bu yazılardaki amaç o kadar Erdoğan'dır. Siz kendi siyasetçilerinizi ciddiye almıyor olabilirsiniz, biz alıyoruz. Açıkça söylediklerini yapmaları halinde olacakların da farkındayız.
Mesele Erdoğan değil, Türkiye' nin yönünün fabrika ayarlarına döndürülmesidir.
ABD ve AB elçilerinin her gün muhalefet temsilcileriyle görüşmesinin altında yatan da budur.
Olay son derece basit ve anlaşılır durumdadır. Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala'ya özgürlük istiyorsanız, Kemal Bey'in dediği gibi onlara katılın. Yukarıda sadece bir bölümünü sıraladığım şeylerin olmasını istiyorsanız da, kime katılmak istiyorsanız tabii ki katılabilirsiniz. Bu yazılar sadece katılma işini bilerek yapın diye yazılıyor. Sonrasında Gezi Olaylarındaki gibi memleket yanarken, biz ağaçları kurtarmak için yola çıkmıştık demeyin !!!
Ama ekonomi ne halde ona ne diyeceksin ?
Onlar ne diyorlar ki !!! Kemal Bey'e sordular o işe Ali Babacan bakıyor dedi. Bir çözüm önerisi getirirlerse onu da konuşuruz.
Siz meselelerinin ekonomiyi düzeltmek olduğunu mu sanıyorsunuz !!!
İktidara oy veren seçmen de şunları bilmelidir.
- 1952'de NATO'ya girerek Batı bloğunda yerimizi aldık. Güvenliğimizi NATO'ya emanet ederken, siyasi olarak ABD çizgisine getirildik. AB'nin kapısında yıllarca sessizce bekledik. Ekonomiyi IMF'ye havale ettik. Bu çizgiden ayrılmaya çalışmanın faturası olur. Oy verirken bu faturayı ödemeye razı olduğunuzu bilin.
- 2023 seçimleri iki adayın değil iki çizginin mücadelesi olacaktır. Kararınızı verirken de bunu bilerek verin.
2023 ülke için tarihi bir eşiktir.
Konuyu Erdoğan'a indirgemek meseleyi anlamanızın önündeki en önemli engeldir.
SON SÖZ
Selahattin Demirtaş içeriden altılı masaya ayar veriyor.
" Kararsız seçmenden daha kararsız görünüyorsunuz."
CHP tarafında ses seda yok. İYİ Parti adına Müsavvat Dervişoğlu çok sert !!! cevap veriyor.
" Masaya dışarıdan müdahaleyi doğru bulmuyorum."
Müsavvat Bey Demirtaş'ın dışarıda olduğunu zannediyor galiba.
Muhalefet bloğuna benzemezler ittifakı diyen iktidar kanadının söylemini revize etmesi gerekiyor.
Herkes mevcut pozisyonundan birkaç adım sola atınca tamamen birbirine benzer hale geldiler.
Her şey göz önünde yaşanıyor. Bunları izleyip kararı verecek ise Türk Milletidir. Bu millet de en doğru kararı verecek ferasete sahiptir.