Tefekkür Saati - Ayşe Battal

"Ey huzur içinde olan can. Dön Rabb'ine. Sen O'dan razı, O da senden razı olarak. Cennetime gir." (Fecr 27,28'30)

Ya Rabbi!
Zât'ına, kelamının kudretine layık yok, ortak yok, güç yetirecek yok!
Bu tatlı ve şefkat dolu meltemin estirdiği cennet kokusunu duyabiliyor musunuz?
Rabb'i Zülcelâl'in cennet daveti...

Rabb'ine güvenen, yoluna güvenen, takdirine güvenen, varlıkta ve bollukta, gizli ve açıkta, verdiğinde ve vermediğinde O'na güvenen...
Güvenip de bir daha şüphe etmeyen...
Güvenip de bir daha şaşırmayan, şaşmayan...
Güvenip de korku ve dehşet gününde bir daha ürkmeyen...
Güvenin verdiği teslimiyet duygusuyla yolunda bir adım geri durmayan o kullar...
Rabb'im sizi çağırıyor!

"Sen O'dan razı, O da senden razı olarak..." diyor!
Kulum, benden razı olduğunu kanıtla diyor adeta...
Evet önce kul razı olacak Rabb'inden.

Peki nasıl?
O'nun yolundan yürüyerek, 
O'nun çizdiği nizamda koşarak,
O'nun kitabına bağlı kalarak,
O'nun Rasûlü'ne itaat ederek...

Hak etmek mi istiyoruz,
işte bunu yapmalıyız?
Rabb'in seni çağırıyor,
ne duruyorsun,
neyi bekliyorsun?
Rabb'in açmış kapıları, hadi bakma öyle koş o kapıya...