Mustafa Kalabalık'ın Köşe Yazısı;

Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde,

Bir memlekette henüz ayaklar baş, başlar ayak olmamış iken,

Bendeniz ise bu memleketin bağrında tıngır mıngır çalışan bir memur iken, nice yüce akıllı yöneticiler vardı.

Söylenenleri dinlemezler,

Yazılanları okumazlar,

Bilene danışmazlar,

İtaati severler,

İtirazdan nefret ederlerdi.

İtirazları dikkate almazlar,

Tecrübeleri tanımazlar,

Düşünenleri hiiç sevmezlerdi.

Öncelikleri bilmezler,

Planları sevmezler,

Geçmişi görmezler,

Beklentileri hiiç tınmazlardı.

Kaf dağından inmezler,

Gerçekleri görmezler,

Gözlerinin perdelerini açmazlar,

Paslanmış kulaklarını yıkamazlar,

Hakkı hukuku hiiç bilmezlerdi.

Geldi zaman,

Geçti yıllar,

Döndü devran,

Mağdurlar mağrur,

Mağrurlar mağdur oldu..

Bazı fakirler zengin,

Zenginler daha da zengin,

Ayaklar baş,

Başlar ayak oldu da,

Hayaller azaldı.

Gönüller kırıldı.

Umutlar tohumsuz kaldı..!

Yeni başlardan beklenen adalet oldu da,

Adalet yerini buldu mu derseniz!

Adalet sadece isimde kaldı!

Adalet, teyze oldu da,

Adalet, amca oldu da,

Adalet, ağabey oldu da,

Değişen oldu mu derseniz!

Iıhh…

Olmadı.

Ne demiş Mevlana;

Nice umutsuz kapılar vardır açılmaz..

Rabbimin kapısı büyüktür, kapanmaz..

Sen umudunu kaybetme!

Rabbim kulunu bırakmaz…”