Çetin Çıldır'ın Köşe Yazısı
Toplumumuzda siyasetçiler popüler ve özenilen figürlerdir ve bu kültürün temsilcisi film yıldızları, pop şarkıcıları ile benzer bir kaderi yaşarlar. Bir film veya bir şarkı ile popüler olan figürler gibi bazen bir slogan ile uzun yıllar sahne alırlar. Bazen de kısa yoldan şöhreti yakalayanlar gibi parlayıp kısa sürede de kaybolurlar. Yazının bu bölümü siyaseti yakın takip edenlere eminim bir çok ismi hatırlatmıştır. Popülaritesini kaybetmiş siyasetçilerin ise önünde iki yol vardır. Ya ölümü bekleyen fillerin gittiği gibi bir fil mezarlığında sessizce ölümü beklemek ya da yeniden denemek.
24 haziran seçimlerinden hemen sonra 10 Temmuz 2018 tarihinde" 24 Haziran seçiminin siyasete etkileri " başlıklı bir yazı yazdım. Bu yazıda kaybetse bile seçimin önemli aktörü olan Muharrem Ince'nin mevcut delege sistemi ile CHP genel başkanı olamayacağını ve bu nedenle parti kuracağını yazdım.
O yazı sonrası CHP'li arkadaşlardan sayısız tepki aldım.
Bunu yazan tek kişi olduğumdan ve Muharrem Ince'nin açıklamaları bu yönde olmadığından onlara göre bu tez çökmüştü. Bu yazı sonrası o arkadaşlar yine tepki verecekler. Son seçimde Muharrem Ince'ye oy veren bu arkadaşlar, şimdi olduğundan fazla önem vermekle suçlayacaklar. Oysa o dönem için 54 yaşında olan bir siyasetçinin fil mezarlığına gideceğini düşünenler yanıldılar. Bu kez de Muharrem Ince'nin hamlesinin iktidara yarayacağını düşünerek yanılıyorlar. Bu hamle son CHP kongresinde partilerinin elden gittiğini görerek tepki verecek CHP'lilere yeni adresi gösterecektir.
Başkanlık sisteminin ruhunu anlayanlar bu durumun toplamda bir zararı olmadığını, hattâ sandığa gitmeme durumu olan seçmeni konsolide ederek muhalefete fayda sağlayacağını bilirler. Bu çıkış sadece Kılıçdaroğlu'nun Erdoğan'ın karşısına sağ kökenli bir adayla çıkma hayalini bitirir.
Bugün herkes 24 haziran sonrası tespitimize geldiğine göre biz yine bir adım sonrasını yazalım. Şimdi değerli analistlerimiz bu ayrılığın CHP'ye etkilerini tartışıyorlar. Biz iyi partiye etkileri ne olur ona bakalım. Iyi parti bir kızgınlar ve küskünler hareketi olarak doğdu. MHP'ye CHP'ye ve Ak Parti'ye kızanlar ile DYP ve ANAP da siyaset yapıp siyasete küsenlerin buluştuğu nokta oldu.
İyi Parti içindeki CHP'yi anlamak için 24 haziran seçim sonuçlarına bir bakın. Iyi parti kaç oy almış, partinin Cumhurbaşkanı adayı Akşener kaç oy almış . Bu tarz altyapısı olmayan reaksiyoner hareketleri hele beklenti de ortadan kalktığında bir arada tutmak çok zordur. Bu nedenle Muharrem Ince'nin çıkışı herkesin beklediğinin aksine iyi partiyi etkileyecektir. Ideolojik altyapısı olmayan hedeften de kopmuş parti ise herkesin ilk hedefi olur. Başbakan olacağım,cumhurbaşkanı olacağım diye yola çıkmış olamamıştır. Bundan sonra Iyi parti hem Mhp ye hem de Muharrem Ince ye karşı argüman üretmek zorunda kalacaktır . Bu durum ise Devlet Bahçeli'nin eve dön çağrısını daha da anlamlı hale getirecektir. Anlaşılan Iyi parti için köprüden önceki son çıkış görünmüştür.
SON SÖZ
CHP genel merkezi , teşkilatlar ve Kılıçdaroğlu'na rağmen yüzde 31 oy alan siyaset figürünü ciddiye almayanlar bir kez daha yanılacaktır. Muhalefetin mevcut dağınık yapısında, ikinci tura kalan bir seçimde, yüzde 15' le bile ikinci tura kalabilmek mümkündür. Siyasetin mutfağından gelen Ince, bu ince hesapları yapacak kadar siyasi tecrübeye sahiptir. Hedefe ulaşması zor olsa da siyasete renk katacaktır.
Babacan ve Davutoğlu ise mutfağa hiç uğramamış olmanın sıkıntılarını yaşıyorlar. Ayrıca Türkiye de siyaset sokakta ve halka dokunarak yapılır ,sosyal medya önemli olsa da tek başına bir işe yaramaz. Tepeden inme siyasetçilerin kendi başlarına kaldıklarında neler olduğunu yakın tarihte Mesut Yılmaz ve Tansu Çiller örneklerinde gördük. Geri dönüşü ise ancak teşkilatlarda çay demleyen ve çay içenler yapabilir. Tansu Çiller ' i açılışlarda arada bir görüyoruz da Mesut Yılmaz'ın nerede olduğunu bilen var mı? Vesselam...