ÇETİN ÇILDIR'IN KÖŞE YAZISI

Bütün büyük ve önemli devletlerin, güçlü istihbarat teşkilatları olur. Başka bir bakış açısıyla da, güçlü istihbarat teşkilâtı olmayanlardan büyük devlet olmaz. Bu teşkilatların temel görevi ülkelerine yönelik hamleleri önceden haber alarak engellemektir. Peki bu görevde yüzde yüz başarı mümkün müdür, HAYIR.
Neden, sorusunun en net cevabı, dünya üzerinde halen geliştirilen en tehlikeli silah, INSAN'dır da ondan.
Dünyanın en önemli istihbarat örgütlerinin yaşadığı istihbarat zaaflarından binlerce film çıkar da, bu filmler genelde başarılı operasyonlar ile ilgili çekilir, bir anlamda pazarlama faaliyeti olarak.

Son dönemlerde MİT operasyonel olarak tarihinin en başarılı dönemini yaşamakta. Bir taraftan ülkeye yapılan sayısız hamleyi engellerken,diğer taraftan,sınır dışında ülke düşmanlarını nefessiz bırakmakta.
Uzun yıllar sadece kendi insanını takip eden ve Süleyman Demirel'in tabiri ile;

"Bizim istihbarat Nikaragua'daki darbeyi bilir ve haber verir de bizdeki darbeyi vermez" dediği teşkilât değişmiş ve çağa uygun olarak yenilenmiştir.

Bu bilgiler ışığında İstanbul'un kalbinde İstiklal Caddesinde patlatılan bombayı nasıl okumalıyız.

Mesaj kime, hedef ne ?

Hedef; TÜRKİYE ,

Mesaj ise MİT 'e

Türk devletinin uygulamaya koyduğu Türkiye merkezli yeni yapılanma uzun süredir hedef tahtasındadır.

Bugüne kadar yapılamayan saldırılar emniyet ve istihbarat birimlerinin başarısıdır.

Patlama ile mesaj ise MİT'e yöneliktir. Bu patlama üzerinden, yaptığı başarılı operasyonlar ile kamuoyundaki itibarı her geçen gün yükselen teşkilatı, halkın gözünde zor duruma sokmak temel amaçtır.

Bana göre Türk Devleti mesajı almış, patlama sonrası güneş doğmadan konu ile ilgisi olanların tamamını almıştır. Bu patlamaya çok güçlü bir cevap verileceğini tahmin etmek ise kehanet olmaz. Terör örgütünün patlama talimatını veren tepe yöneticilerini uykusuz geceler beklemektedir. Hesabı sorulacak, bedeli ödetilecektir. İZLEYİN.

Her ne kadar siyasi değil, devlete ait bir kurumu yazsak da herşeyi siyasi okuyan kitle yazıyı hamasi olarak yorumlayacaktır. Onlara tavsiyem Hollywood yapımı bir istihbarat filmini objektif gözle izlesinler, hamasetin zirvesine nasıl çıkılır görsünler. Gerçi bu kitleye göre biz yaparsak hamaset, Hollywood yaparsa sanattır, bu rahatsızlığın tedavisi de mümkün değildir.