Meral Akşener’in kuruculuğunu üstlendiği İyi Parti’de, kamuoyu nezdinde gözlemlediğim bir kan kaybı var.

Nedense önüne geçilemiyor veya geçilmek istenmiyor.

Sorgulanması gereken asıl konunun, bu olduğunu düşünüyorum.

Kim ne demiş, ne yapmış kenara konulmalı ve hata yapılmaması gereken bu dönemde Meral Akşener acilen çevresinde ki blok yapılaşmaları yıkmalıdır.

Bu blok yapılaşmalarla ne demek istediğimi zaman gösterecek.

Hangi grupların hazır görevle çeşitli isimler altında, belirli bir zamana kadar blok olarak orada olduklarına zamanla şayet olacağız.

Bir eksi durum ise partinin söylemlerine Ak Parti, MHP ile CHP’nin karşılık vermemesi algının düşmesine sebep oldu.

Siyaset sahnesinde, güncel konularda var olmada sıkıntı yaşandı.

Yeni bir siyasi dil ve bu dilin peşine eleştiri veya övgü anlamında diğer parti liderleri, temsilcileri düşüncelerini ifade ettirilmek zorunda bırakılamadı.

Genel merkez için kim ne söylüyor, hangi isimler görev alacaktan çok İyi Parti için önemsediğim gözlemlerim bunlar…

Saklamayacağım,

Sayın Haluk Ulusoy ismi bende şok etkisi yarattı.

Sayın Ulusoy ile en büyük hata yapıldığını ifade ettim.

İlk gün,

Birileri gibi o gün göklere çıkartıp, istifa etti diye eleştirmiyorum.

Haluk Ulusoy hakkında yazdığım köşe yazıları duruyor.

Olmayacağını, olamayacağını Kocaeli’nin iyi okunamadığını yazmıştım.

Hatta istifasının kendisi için ve İyi Parti için daha büyük sıkıntıların engellenmesi olarak, erken teşhiş ve tedavi olarak yorumluyorum.

İyi Parti’nin Kocaeli’nde bir şansı daha var.

Başka olmaz.

İyi Parti geriye çok takılmamalı.

Hemen yeni bir isim.

Peki bu isim nasıl olmalı?

-İyi Parti’nin kurucusu Meral Akşener, “Kocaeli benim yuvam yakından takip ediyorum” diyerek Sayın Haluk Ulusoy’a teşekkür ederek rozeti yeni il başkanına kendisi takmalı. “Böylelikle herkes susacak, kimse ses çıkartamayacak ve kabullenilmek zorunda kalınacak”. Sayın Haluk Ulusoy’a yapılan baskı yaşanmayacak.

-İyi Parti’nin yeni başkanı mutlaka Ak Parti kökenli olmalı. Olmuyorsa Ak Partili olarak bilinen, muhafazakâr bir kimlikle tanınmalı. Oda olmuyorsa MHP içerisinde görev alan ama toplumun farklı kesimleri ile iletişim içerisinden biri olmalı. Böylelikle Kocaeli’nin çoğunluğu olan seçmen profiline uyum sağlayacak, “bizden biri diyecekler

-İş dünyasında her dönem itibarını korumuş olmalı. Sanayi ve iş dünyası doğru isim diyecek. Alt mesaj “Bu toprakların sermayesi ile alın terim ile kazanıyorum” sizde cesur olun ben buradayım mesajı verilecek.

-İstanbul boğazında oturan Sayın Lütfü Türkkan’ın referansı ile il başkanı seçersen, sonucunu görürsün tecrübesiyle Kocaeli’nde yaşayanlardan referans çalışması yapılmalı. Boğaz ağırlığının yanında en azından Kartepe’ye Sayın Cumali Durmuş’a da bir fikir sorulmalıydı.  Veya tek tek İyi Parti’ye emek veren 41 kişiden fikir alınmalı. İstişare ile yol yürüyoruz mesajı verilecek.

-Yeni il başkanı paralı bu yüzden seçildi algısını yıkmak için orta gelirli bir isim seçerek onun altı ekonomisi güçlü isimlerle desteklenmeli. Yanda ki isimler vekilliğe hazırlanmalı. Teşkilatımız güçlü, donanımlı bir kadro mesajı verilecek.

-İl Başkanının çevresi başlangıç döneminde bu kentte yıllarca uluslararası teması olduğu düşünülen, Ak Parti gitsin de nasıl giderse gitsin zihniyeti taşıyan, kendini aydın gören STK üyeleri, medya mensuplarından tiplerden uzak durmalı. Toplumdan kopuk, patronlar kulübü veya farklı bir sınıf algısı engellenecek.

-Bir ajans ile çalışırken, bu ajansı kaç medyaya haber çıkartmasını sağladığından çok, işini iyi yapmasından çok kent algısını yönetme ve yönlendirme gücüne bakılmalı. Yani danışman kadrosu Yuvacıklı İbrahim, Eşmeli Aydın, Gölcüklü Şemsettin gibi bir kent bütünlüğü oluşturacak. Yani vatandaş il başkanı mesajı verilecek.

-Kırmızıçizgi dillerden düşmeyecek. Basından gelen top çoğu zaman taca yani Genel Merkeze atılacak. Mutlaka sürekli parti kurumsallığı olmalı ve bu kuramsallık medyaya işlenmeli. Yani farklı partilerin Ankara noktasına genel siyasete müdahil olunmayacak.

Ve son bir sürekli basın açıklaması, toplantılar yapılmalı ancak seçime kadar hiçbir medya kuruluşuna asla röportaj verilmemeli.

Böylelikle bir sır, merak hep kalacak.

Bunları neden yazdım.

Bazı kurnazlık yapanlar İyi Parti Kocaeli İl Başkanı Haluk Ulusoy’un istifasını gazetemize fatura etmeye, şahsımın köşe yazılarına yıkmaya çalışıyor.

Bizim için bir cephe daha açılması sorun değil.

İşte bu yüzden sadece İyi parti için değil aslında bir partinin il başkanı nasıl olmalı tek tek yazdım.

Yarın bu konularda hata gördüğümde yeni seçilen il başkanı da eleştireceğim aynı Sayın Haluk Ulusoy için yazdığım gibi…

O yüzden İyi Parti için Kocaeli’nde kendisine doğan ikinci şansı iyi değerlendirmeli.

İnanın bende merakla bekliyorum.

Ve Sayın Haluk Ulusoy’un istifa sürecinin altında ise basında yer alan haberlerden çok sadece İyi Parti tüzüğünü iyi okumaması ve siyasi tecrübesizliklerden dolayı olduğunu düşünüyorum.

Tüzüğü okusaydı bu atama ve görevlendirme hatalarını yapmazdı.

Yazmadan geçemeyeceğim.

Sayın Lütfü Türkkan, kapı arkasında hazırladın ve kurguladın.

Medya diliyle sundun, gündeme taşıdın.

Sayın Ulusoy’u ikna ettin.

Şimdi ne oldu?

Sen yine mi gol yedin?

Artık oyundan çık.

İşte o yazı;