AHMET AKÇAALAN'IN KÖŞE YAZISI

Sabah 08;30 gibi yola çıktık,

Adresimiz; The Green Park Pendik Oteli oldu.

Kocaeli’nin üst olduğu ve Türkiye genelinde sendikacılık alanında ilklere imza atan Lastik-İş Sendikasının 29’uncu Olağan genel kuruluna katılım sağladık.

Salona girdiğimizden birkaç dakika sonra Lastik-İş Genel Başkanı Alaaddin Sarı salona girmek için asansörden indi.

İşçiler müthiş bir coşku ve “İnadına Lastik-İş, inadına sendika” ““İş, aş, adalet, Sarı'ya emanet” sloganları ile kurul salonuna kadar haykırdı.

Tek adaylı bir genel kurulda,

Çok adaylı kurullarda yaşadığımız heyecan vardı.

İşçisi ile sendika yönetimi kenetlenmişti.

Kim ne derse desin,

Kim ne anlatırsa anlatsın,

Lastik-İşçisi, sendika genel başkanı ve sendika yönetimine nasıl sahiplendiklerini bir defa daha gösterdi.

*****

Alaadin Sarı, genel kurul salonuna girdiğinde,

İşçiler tek tek Sarı’ya, sarılarak tebrik etmeye başladı.

Tebrik sarılmalarından dolayı genel kurul başlaması biraz gecikti.

Misafirler geldi.

Kocaeli’nin daha fazla katılımla genel kurulda olmasını beklerdim.

MHP Kocaeli İl Başkanı Murat Nuri Demirbaş, Ak Parti eski il başkanı Mehmet Ellibeş, CHP Kocaeli eski il başkanı Harun Yıldızlı, MHP Kocaeli Büyükşehir Meclis Üyesi İsmet Gürler katılım sağlayan isimlerdi.

Göremediğim varsa kusura bakmasın.

Milletvekilleri neredeydi merak ediyorum,

Belediye başkanları neredeydi merak ediyorum,

İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet’in deprem bölgesinde olduğunu ve bu yüzden katılmadığını ifade eden genel kurula gönderdiği mektubu ince davranıştı.

Neden bunu yazdım?

Lastik-İş bana göre tüm Türkiye’de marka olan Kocaeli’nin yansımasıdır.

Kocaeli’nin olduğu yerde şehrin dinamikleri olmalıydı.

****

Alaaddin Sarı müthiş bir konuşma yaptı.

Sarı konuştu, salon coştu.

Defalarca konuşması sloganlarla kesildi.

Sarı’nın konuşmasında bazı bölümleri önemsedim.

“TÜİK’İN NEREDE YAŞADIĞINI GERÇEKTEN MERAK EDİYORUM”

“TÜİK bu veri gizleme alışkanlığını son dönemde iyice geliştirdi. Örneğin, TÜİK’in açıkladığı enflasyon oranlarına toplumun hiçbir güveni kalmadı. Son TÜİK verilerine göre Şubat 2023’te Tüketici Fiyatları yıllık olarak son 12 ayda yüzde 55 artmış! Buna kim inanır Allah aşkına!? Giyim-kuşam fiyatları düşmüş; yani ucuzlamış. TÜİK’in nerede yaşadığını gerçekten merak ediyorum. Bu fiyatları Türkiye’de herhangi bir alışveriş yerinden, pazardan, bakkaldan derlemiş olamazlar”

“TÜİK’İN ENFLASYON VERİLERİNE İNANIYOR MUSUNUZ?”

“Biz kendi üyelerimize sorduk: “TÜİK’in enflasyon verilerine inanıyor musunuz?” diye. Ne çıktı biliyor musunuz? Lastik-İş üyelerinin yüzde 99’u “İnanmıyoruz” diyor. Kadın üyelerimizin yüzde 100’ü; yani tamamı güvenmediklerini belirtmişler! Ben bu farkı, kadınların mutfağa, geçim derdine daha yakın olmalarına bağlıyorum. Onlar daha doğrudan yaşıyorlar çünkü gerçekleşen fiyat artışlarını. Bu ülke bizim; bu kurumlar da bizim. Yazık değil mi TÜİK gibi bir kuruma!? Topluma güven vermesi, yol göstermesi gereken, bilgi üreten kurumların gözden düşürülmesine, önce o kurumların karşı çıkması gerekmez mi? Üstelik bir zamanlar güvenilir olan TÜİK, yıllarca her kesimin iyi-kötü kabul ettiği verileri başarıyla üretti. 1980’ler, 1990’lar boyunca hep enflasyon vardı ama, hiç böyle bir yoğun güvensizlik yoktu”

"ENFLASYON DOLAYISIYLA YOKSULLAŞIYORUZ”

“Bugün ülkemiz ne yazık ki dünyada en yüksek enflasyon oranına sahip ülkelerden birisidir. Özellikle 2021 yılının ikinci yarısından başlayarak fiyatlar hızla tırmandı. Bugün, 2023 yılının Mart ayında bu ülkede domates 40 lira, biber 60 lira, ekmek 6 lira, ev kiraları 15-20 bin lira’dan başlıyor. Dünyanın eli yüzü düzgün hiçbir ülkesinde bu kadar hızlı artmış fiyatları görmüyoruz.  Avrupa’da, Amerika’da, Afrika’da enflasyon oranları yıllık yüzde 5-10 düzeylerindeyken, Türkiye’de yıllık yüzde 100’lerde dolaşıyor. Enflasyon dolayısıyla yoksullaşıyoruz! Emekçiler olarak alım gücümüz her geçen gün geriliyor. “Enflasyon yüzde 15’tir.” diyenler, asgari ücrete yüzde 55 zam yapıyorlar. Ama asgari ücret bir ay sonra açlık sınırının altında kalıyor. Değişen bir şey olmuyor. Emeklilere asgari ücret de verilmiyor. Bir kez daha söylüyorum: Her geçen gün yoksullaşıyoruz. Buna “mutlak yoksullaşma” diyorum. Ekonomi büyürken emekçilerin yoksullaşmasının adı belli; buna “yoksullaştıran büyüme” diyorlar. Böyle bir ekonomik ve toplumsal işleyişi reddediyoruz. Bu düzeni değiştirmek için yola çıktık; hakkımızı alana kadar mücadelemizi sürdüreceğiz.

“EYT YASASI İLE GELEN ÇÖZÜM, KORKARIM, DAHA DERİN BAŞKA YARALAR AÇACAK”

Memleketimizin kanayan yarası olarak onlarca yıldır var olan bir sorun bugünlerde çözüme kavuştu. EYT olarak bilinen “emeklilikte yaşa takılanlardan” söz ediyorum. Gerçekten de bu sorunun çözümü için adım atanlara teşekkür etmeliyiz. Ama kardeşlerim, bir çözüm başka adaletsizliklere yol açıyorsa ne yapmak gerekir? EYT 24 yılda bu noktaya ulaştı. Beş milyon emekçinin yıllarca engellenen hakları sonunda tanındı. Böylece büyük bir adaletsizlik sona erdi. Tamam ama, şimdi bir gün farkla ortaya çıkan 17 yıllık gecikmeye ne demeli? Böyle bir düzen sürdürülebilir mi? Türkiye’de bir an önce adil ve insancıl bir emeklilik düzeni oluşturulmalıdır. Adil bir dünya, insanlara ölüme en yakın oldukları günlere kadar emeklilik hakkı tanımayarak kurulamaz. EYT yasası ile gelen çözüm, korkarım, daha derin başka yaralar açacaktır”

“LASTİK-İŞ’İN DAĞILMASINI BEKLEYENLER BÜYÜK BİR YANILGIYA DÜŞTÜ"

Abdullah Karacan’ın öldürülmesinden sonra Lastik-İş’in dağılmasını bekleyenler büyük bir yanılgıya düştüler. Bugün sendikamız daha sıkı bir şekilde birbirine kenetlenmiş olarak varlığını sürdürüyor. Gelecekte de aynı durumun devam edebilmesi için yoğun eğitim programlarını uygulamaya koymuş bulunuyoruz. Daha önce örneği görülmemiş, sistemli, yaygın ve yoğun bir eğitim programı uyguladık. Yaklaşık sekiz bin üyemizi eğitim çalışmalarına katmayı başardık. Önümüzdeki dönemde aynı şekilde eğitimleri sürdüreceğiz.”

“NİTELİKLİ İŞÇİ YETİŞTİRECEK BİR OKUL KURMAK İSTİYORUZ”

Benim sizlerle paylaşmak istediğim bir hedefim daha var. Lastik-İş Sendikası Genel Merkez Yönetimi olarak nitelikli işçi yetiştirecek bir okul kurmak istiyoruz. Bunun için de hepinizden moral, destek alacağımıza inanıyoruz. Hep birlikte aynı hedeflere doğru yürüyebilirsek, başaramayacağımız hiçbir şey yoktur. İnanıyorum ki bu genel kurulumuz, sendikamızın daha canlı bir şekilde varlığını sürdürmesini sağlayacaktır. İşçilerin ekonomik ve sosyal hakları için sürdürülen mücadelenin çok yönlü olarak ele alınması gerekir. Bu nedenle, örgütlü topluma sahip çıkarak hep birlikte geleceğe yürümeliyiz.”

Genel Başkan Alaadin Sarı’nın her konuşmasını köşeme taşımak istedim. Çünkü her ara başlık ayrı manşet olmalı. Ülkenin ana sorunlarına müthiş değindi Sarı. Ve defalarca vurguladı; “Örgütlü mücadeleyi yükseltmek zorundayız. Sendikalarımızı güçlendirmek ve geliştirmek zorundayız”

Ülkenin meselelerine dair kritik dokunuşlar yaptı.

En konuşulması gereken konulara değindi.

O yüzden köşeme taşımak istedim.

Ve bir defa daha tanık olduk ki…

Lastik İşçisi, genel başkanına tam destek veriyor.

****

YARIN SEÇİM VAR

Bugün başlayan genel kurulda aday tanıtımı, konuşmalar, faaliyet ve denetim raporlarının sunumunu yapılacak. Genel kurulun ikinci günü (yarın) ise seçim yapılacak. Gerçekleşecek olan genel kurulun sonunda ise 7 yönetim kurulu, 5 denetim, 5 disiplin ve 70 DİSK Genel Kurul üyesi seçilecek.

ARZU ÇERKEZOĞLU ÖZEL RÖPORTAJIMIZ PAZARTESİ GAZETEMİZDE…!

Yazı İşleri Müdürümüz Gülşah Yücel ve Muhabirimiz Yaren Göçer ile İstanbul’da takip ettiğimiz Lastik-İş Genel Kurulunda 212 bin 593 üyesi bulunan DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu ile özel röportaj gerçekleştirdik.

Sayın Çerkezoğlu’na tekrardan sorularımızı yanıtladığı için teşekkür ederiz.

*Endüstri 4.0’ın işçilere etkisini sorduk,

*Deprem bölgesinde çalışan işçilerin durumunu sorduk,

*EYT’nin işçiler üzerinde artı ve eksilerini sorduk,

Röportajımızı Pazartesi gazetemizden okuyabilirsiniz…