Peygamberimizin (sas.) güzel ahlakı ile ilgili kısa örnekler...
Allah’ın en sevgili kulu, son ve en büyük peygamber Hz. Muhammed (sas.) bir saadet güneşi olarak doğdu. Kurumuş topraklar su ile yeşerdiği gibi Peygamberimizin (sas.) gelmesiyle insanlık yeniden hayat buldu. Onun kalplere yerleştirdiği iman ışığı sayesinde kalplerden yanlış inançlar silindi, cehaletin yerine ilim, zulmün yerine hak ve adalet, kin ve düşmanlığın yerine insan sevgisi, acımasızlığın yerine şefkat ve merhamet geldi. Gerçek anlamda İslam kardeşliği kurularak toplum barış ve huzura kavuştu. İnsanlara dünya ve ahirette mutlu olmanın aydınlık yolunu gösteren Peygamberimiz (sas.), öğrettiği ahlak ilkelerini önce kendisi uygulayarak en güzel örnek oldu.
PEYGAMBERİMİZİN AHLAKI NASILDI?
Yüce Allah, Kur’an-ı Kerim’de Peygamberimiz (sas.) hakkında “Ve sen elbette yüksek bir ahlaka sahipsin” (68/Kalem, 4.) buyurarak O’nun çok yüksek ahlak sahibi bir şahsiyet olduğunu bildirmiştir. O, ahlakını Kur’an’dan almış, bütün iyilikleri kendisinde toplamıştır. Saygı değer eşi Hz. Âişe’ye (r.anha) Peygamberimizin (sas.) ahlakının nasıl olduğu sorulduğunda, “O’nun ahlakı Kur’an idi” (Müslim, “Musafirûn”, 139.) demiştir.
O’nu yüce Allah yetiştirdi ve insanlığa örnek olsun diye özel olarak terbiye etti. Nitekim Peygamberimiz (sas.), “Beni Rabbim terbiye etti ve terbiyemi güzel yaptı” (el-Cami’u’s-sağîr (Münâvî, Feyz, hadis no: 310).) buyurmuştur.O, davranışları ve üstün kişiliği ile insanlık için en güzel örnektir.Bununla ilgili olarak Allah Teala, Kur’an-ı Kerim’de, “Andolsun, Allah’ın elçisinde sizin için, Allah’a ve ahiret gününe kavuşmayı uman, Allah’ı çok anan kimseler için güzel bir örnek vardır” (33/Ahzâb suresi, 21.) buyurmuş ve onun yaşayışını örnek almamızı istemiştir. Müslüman olarak bizim görevimiz, Peygamberimizin (sas.) ahlak ve fazilet dolu hayatını iyice öğrenmek ve onun ahlaki davranışlarını örnek alarak yaşamaktır.
PEYGAMBERİMİZİN GÜZEL AHLAKI İLE İLGİLİ ÖRNEKLER
Şimdi kısaca Peygamberimizin (sas.) yaşayışını ve ahlaki davranışlarını birlikte öğrenmeye çalışalım:
Peygamberimizin Doğruluğu
Peygamberimiz (sas.), doğruluk ve dürüstlüğün en güzel örneği idi. O, çocukluğundan itibaren doğruluktan ayrılmamış, hiç yalan söylememiştir. Peygamberliğinden önceki gençlik döneminde doğruluğu ve güvenilir kişiliğinden dolayı kendisine, “Muhammedü’l-Emîn” yani, “Güvenilir Muhammed” denilirdi. Düşmanları bile onun doğruluğunu kabul etmiş, kendisine yalancı diyememişlerdi.
Peygamberimizin (sas.) en büyük düşmanı Ebû Cehil, “Muhammed! Biz seni yalanlamıyoruz, sen bizim kanaatimize göre doğrusun. Biz ancak senin getirdiğini yalanlıyoruz.” demiş, bu söz Peygamberimizi (sas.) üzmüştü. Bunun üzerine “Onların söylediklerinin seni üzdüğünü elbette biliyoruz. Aslında onlar seni yalanlamıyorlar, fakat o zalimler, açıktan açığa Allah’ın ayetlerini inkâr ediyorlar.” (6/En’âm, 33.) ayeti inmiştir. Kureyş’in ileri gelenlerinden Hâris b. Âmir de şöyle demiştir. “Ey Muhammed, vallahi sen bize hiç yalan söylemedin, fakat biz sana uyarsak yerimizden olacağız, bundan dolayı iman etmiyoruz.” (Ruhu’l-Mânî, VII, 136.) Ebû Süfyân Müslüman olmadan önce ticaret amacıyla Şam’a gittiği zaman Bizans İmparatoru onu kabul etmiş ve Peygamberimizle (sav.) ilgili kendisine bazı sorular sormuştu. Bu sorulardan birisi de şöyle idi:
—Peygamberlik iddiasında bulunan bu zatın, daha önce hiç yalan söylediğini duydunuz mu? Ebû Süfyân,—Asla, yalan söylediğini hiç duymadık, diye cevap vermiştir. Bunun üzerine İmparator,—Size peygamberlik iddiasında bulunan bu zatın evvelce hiç yalan söyleyip söylemediğini sordum. Onun hiç yalan söylemediğini ifade ettiniz. Şayet bu zat Allah hakkında yalan söylemiş olsa daha evvel insanlara yalan söylemesi gerekirdi, demiş (Buhârî, “Bed’ul-Vahy”, 1.) ve Peygamberimizin (sas.) doğruluğu sebebiyle gerçekten peygamber olduğunu ifade etmiştir.
Peygamber olduğu zaman Mekke’de halkını İslam’a davet için toplamıştı. Safa tepesine çıkarak orada toplananlara, “Ey Kureyş halkı! Size bu dağın arkasından bir düşman ordusunun geldiğini söylesem bana inanır mısınız?” dedi. Orada bulunanlar,
—Hepimiz inanırız, çünkü sen ömründe yalan söylemedin, diye cevap verdiler. Bu topluluğun içinde Peygamberimizin (sas.) en azılı düşmanları da vardı. Onlar da Peygamberimizin (sas.) doğruluğunu itiraf etmişlerdi.